| Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 127 |
| Tarih: | 18.08.2016 |
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla sevgiyle selamlarım.
Yağma ve rant politikalarında sınır tanımayan AKP maalesef darbeyi de ranta çevirmeyi başardı ve yağma ve talana hız verdi. Bu torba yasa da aslında bir talan yasa tasarısıdır.
Bu madde, öncelikle, 16'ncı madde Anayasa'ya aykırıdır, örtülü bir af niteliğindedir. Doğal sit alanlarında, tarihî ve kültürel taşınmazların bulunduğu alanlarda yapılaşma yapmak altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırken, buraya bir "adli para cezası", hem de "veya adli para cezası" denilerek bu alanlarda talan yapılmasının önü açılmıştır.
Bu düzenleme koruma amacından oldukça uzaktır. Bu alanlar uluslararası sözleşmelerle de koruma altındadır ve uluslararası sözleşmelerde ülkemizin sorumlulukları vardır ve Türkiye uluslararası platformlarda çevre notu açısından üçüncü dünya ülkelerinin çok altına düşmüştür. Yakında çevre notumuz sıfıra ulaşacaktır. Mevcut yasalarla bile bu alanlar korunamazken, Rumeli Hisarı'nın sahnesinin ortasına mescit yapılmışken -ki burada şunun da altını çizmek isterim; namaz sahnelik bir iş değildir- bugün bu yasayı çıkardıktan sonra tarihî, kültürel alanları, doğal sit alanlarını nasıl koruyacaksınız?
Şimdi, bir yönetmelik var, bu yönetmelik de çok tehlikeli bir yönetmelik ve bu yönetmelikte birinci derece doğal sit alanı, ikinci ve üçüncü derece sit alanlarının yanına bir de sürdürülebilir koruma alanları eklenmiş. Örneğin Ayder Yaylası ve Uzungöl bu durumda olan bir alan. Şu anda bile 2.800 civarında yatak kapasitesine ulaşan bir yapılaşma mevcutken bu yaylada, Ayder Yaylası'nda, bundan sonra, bu yasayla birlikte ne yapmayı planlıyorsunuz? Amacınızın ne olduğunu aslında biliyoruz.
17 Ağustos depreminden sonra yaklaşık on yedi yıl geçti ve siz, sizin bakanlarınız çıkıp "Biz deprem paralarıyla duble yol yaptık." diyebildiler. Bugün hangi okul deprem için güvenli hâle geldi; hangi kamu yapısı, hangi konut deprem için güvenli hâle geldi?
"Biz ne aldatan en aldanan olduk." diyen AKP Hükûmeti, hep aldatan ve hep aldanan oldu. Bir kez daha buradan uyarmak isteriz: Ülkelerin gelişmişlikleri yaptıkları talanla, AVM inşaatlarıyla değil, koruma alanlarıyla, tarihe, kültüre, sanata verdikleri değerle ölçülür.
15 Temmuz darbe sürecinden sonra bir uzlaşma kültüründen bahsettiniz. Şimdi sormak istiyoruz: Sizin uzlaşmadan anladığınız şey kendi dışınızdakileri yok edecek güce erişinceye kadar demokratikmiş gibi davranmak mıdır? Ordularla işgal edip zorla giremedikleri canım ülkemizi, yabancı sermaye, doğrudan ya da Türkiye'deki yerli kuklaları aracılığıyla işgal etmektedir. Bu durum millî duygularınızı birazcık da olsa incitmiyor mu?
Doğa talanı projelerini yapacak firmalar bedelsiz hazine arazisi sahibi olabilecek, üstlenici firmalar vergiden muaf olacak, firmaların işçi ücreti dâhil masraflarını devlet karşılayacak; idari izin, ruhsat, ÇED raporu istenmeyecek ve bütün hukuki prosedürler, bütün yasal yollar kapatılacak. Daha önce, 6306'da, Anayasa Mahkemesine verip iptal ettirdiğimiz yürütmeyi durdurma kararının alınamaması tekrar getirilmiştir, bu da Anayasa'ya aykırıdır.
Hazreti Mevlâna'nın söylediği gibi, biz ne söylersek söyleyelim, sizin anlayacağınız kadardır söylediklerimiz, biliyoruz ama en azından elinizi vicdanınıza koymanızda ve bu ülkeyi böyle talana, ranta teslim etmemenizde fayda vardır.
Bu ülke hepimizin. Yarın iktidardan düştüğünüzde siz de göreceksiniz ki talan büyük boyutlarda. Şimdi, belki, ceplerinize giren paralarla huzur içerisinde uyumaya çalışıyorsunuz ama üç gün sonra yaşayacak topraklar, nefes alacak alanlar kalmayınca hepiniz bu yaptıklarınızdan pişman olacaksınız ve tarih bunun hesabını size soracaktır ve biz de milletimiz adına bunların hesabını size soracağız.
Bu talan yasasına, tüm torbaya toptan "hayır" diyoruz.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)