| Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 125 |
| Tarih: | 16.08.2016 |
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Doğan "Alevi-Sünni çatışması veya ayrışmasını körüklemek için suni olarak kurulan Alevi dernekleri kapatıldı. Bu derneklere yapılan tahsis ve yardımların bir dökümü verilebilir mi?" dedi. Ben bunu İçişleri Bakanlığından ve ilgili yerlerden alıp Sayın Doğana iletilmesini isteyeceğim.
Bir başka soru Özgür Gündem'le ilgili. Gerçekten, eleştiri mümkündür, demokrasinin gereğidir. Hatta her türlü eleştiri de mümkündür. Eleştiri kesinlikle gelişmeye, özgürleşmeye yol açar ve olması da mutlaka gerekir. Eleştirilmeyen kimselerin hata yapması yüzde yüzdür ama eleştirilen kimselerin hata yapma olasılığı daha azdır.
İki: Bir fikir, bir görüş bize bire bir uymayabilir. Ben de aynen katılırım. Gerek de yok buna, uymasını da istemem. İnsanın doğasına, fıtratına da aykırıdır. Yani tornadan çıkan şeyler bile yüzde 100 aynı değildir -yüzde 99,9- bir farklılık vardır. Kaldı ki insanoğlunun, bakın, ufacık bir parmak izinin bile -ne kadarlık alan, 1 santimetrekare mi, 2 santimetrekare mi bilmiyorum- bu kadar alanda hiçbirisi diğerine benzemez. Yani insanın farklı düşünmesi, farklı şey söylemesi doğasının gereği. Bunda hiçbir şey yok.
İki: Gerek Eren Keskin'e gerek Filiz Koçali'ye böyle hukuka aykırı bir şekilde, insan onurunu zedeleyici bir şekilde, yaralayıcı bir şekilde bir davranışta bulunmalarının hukuk devletinde tutar tarafı, savunulacak tarafı yoktur. Dolayısıyla, bir mahkeme, bir kapatma kararı verebilir; doğru verebilir, yanlış verebilir, hukuk düzeni içerisinde hepsi olabilir. Biz gördük nice mahkeme kararlarıyla asılan insanları, bugün o kararların yanlış olduğunu gördük. Yine bu da kurumların, gazetelerle ilgili bir kararıdır, verildi; yanlış da olabilir, doğru da olabilir ama biz şunu söylüyoruz, diyoruz ki: Özgürlüklere sonuna kadar varız ama şiddeti hiç kimsenin teşvik etmemesi lazım. Ha, bu gazete yapıyor muydu, yapmıyor muydu? Burada da -benim istisnai gördüğüm oldu ama- mahkeme, hâkim kararını bir açıklayacak, bunu niçin kapattı. O gerekçeye bakarsak mutlaka ki bununla ilgili şey ortaya çıkar diye düşünüyorum.
Yine, bir başka şey, "Hakkâri'nin ismi Hakkâri olarak kalsa" bir teklif. Ee, bununla ilgili bir teklif verin maddeler geldiğinde, o teklifin de mutlaka, burada bulunan gerek Komisyon gerekse Hükûmet tarafından değiştirileceğini, bir ortak akılla daha iyi bir çözümün... Gelenekleri yaşatmak lazım, kültürü yaşatmak lazım. Hakkâri isminin ortadan kaldırılmaması lazım. Buna varız, önergelerle daha iyiye ulaşabiliriz diye düşünüyorum.
Yine bir başka arkadaşım "Okulları kapatıyorsunuz, işte, toptan cezalandırma oluyor." diyor. Yani biz bir darbe geçirdik. Bu darbe, demokratik düzene yapılan en büyük saldırıdır. Bundan daha büyük bir saldırı olmaz. Ee, peki, bir daha demokratik düzene yapılan böyle bir saldırının olmaması için bazı tedbirlerin alınması gerekli. İşte yapılan işler, o alınan tedbirlerden dolayıdır, ki bu milletin demokratik iradesine, demokratik düzenine, özgürlüklerine bir daha bir saldırı olmasın diye. İstiyoruz ki biz de, bu ülkenin hepsi, 79 milyon bizim vatandaşımız, hiç kimse mağdur olmasın. İnan, empatiyle bakmayı istiyoruz. Yani kendinize yapılmasını istemediğinizi başkalarına da yapmayınız. Kendinize istediğinizi başkaları için de isteyiniz ki, işte bu temel irade. Burada da mümkün olan en az hatayı yapmaya çalışıyoruz ama bir genelleştirme, toptan cezalandırma şeyinin doğru olmadığını düşünüyorum.
Kapatılan okullardaki öğrenciler oraya para ödüyordu, şimdi devlet okullarına gelsinler, hepsine parasız eğitim vereceğiz. 140 bine yakın öğrenci vardı; 60 bine yakını devlet okullarına geldi, 20 bine yakını diğer özel okullara gitti, 60 bine yakını da bekliyor. Dolayısıyla da, biz hiç kimsenin bu süreçten mağdur olmamasını isteriz ama öyle bir darbe sürecinden geçtik ki... O hâlde ne yapmamız lazım? En az zararla bu sıkıntılı süreci nasıl atlatırız da işte daha özgür, daha demokratik, hepimizin kabullenebileceği, sahip çıkabileceği bir sistemi oluşturabiliriz diye... Bu konudaki bütün eleştirilerinizi -kardeşlerimin de, arkadaşlarımın da, milletvekili arkadaşlarımın- biliyorum. Bir yanlış yaptıysak düzeltiriz, bunu da söylüyorum arkadaşlara. Ama niçin bu kararı verdiğimizi de, bunu da tek tek açıklamak durumundayız; açıklarız da yani "Biz böyle yaptık, bu bilgilere dayanarak bu kararı aldık, bundan dolayı." deriz. Umarız ki -ben doğru karar aldığımızı düşünüyorum- arkadaşlarımız da bunu gördüğü zaman bize hak verecektir diye düşünüyorum.
Özel okullarda özel eğitime destek... Tabii, Türkiye'nin de bir ekonomik durumu var. Talepler de var da, bütçeyi de dikkate alarak, ekonomik durumu da dikkate alarak hem destek miktarını hem de destek verilecek öğrenci sayısını bekliyoruz.
Bir başka, engelli öğretmen... Daha yeni 500 öğretmen ataması yaptık, son bir ayda, bir ay bile olmamıştır belki. Hatta 250'ydi, daha sonra milletvekillerimizin de talebi üzerine "Engelli öğretmenlerin atama sayısını artıralım." dendi, ilana 250'yle çıkmışken 500'e çıktık ve o atamada 498 kişinin atamasını yaptık son bir ayda. Yine böyle talepler var, ben tekrar ona bir bakayım.
Yine bir başkası, Büyükşehir Belediye Kanunu'ndan dolayı 28 köyde... Artık şimdi "köy" de denmiyor da, belki "mahalle" deniyor. Oradaki işte bu köy tüzel kişiliğine ait ortak yerlerin belediyelerce satılması uygun olmuyor, vatandaşı rahatsız ediyor. Bu konuyla ilgili -Bursa Büyükşehir Belediyesiydi- Bursa Büyükşehir Belediyesine, yine, İçişleri Bakanımıza ben bunu iletirim.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Sayın Bakan, benim soruma cevap vermediniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Buyurun, hangisiydi?
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Hakkâri'ye ilişkin ya da Şırnak'la ilgili siz halka ve STK'lara sordunuz mu? Çünkü Komisyonda ısrarla sormamıza rağmen, buna ilişkin cevap verilmedi. Aynı şeyi sizde gördük.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Cizre'deki insanlara gittiğinizde memnun olduklarını düşünüyorum, Yüksekova'ya gittiğinizde insanların memnun olduğunu düşünüyorum. Muhakkak ki Hakkâri'yi de mağdur etmeden Yüksekova'ya il merkezinin taşınması...
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Hakkâri'ye sordunuz mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Şırnak'ın da mağdur edilmeden yine Cizre'deki insanların da yaşam standartlarının en üst seviyeye çıkarılması doğrultusunda bir gayretimiz, çalışmamız var. Havaalanı Cizre'de, havaalanı Yüksekova'da, ulaşım imkânı diğer yerlere nazaran çok daha iyiyken...
FERHAT ENCU (Şırnak) - O zaman, üniversiteyi niçin Şırnak'a kurdunuz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Cizre'ye de bir üniversite kurulur, hiç merak etmeyin çünkü biz geldiğimizde 76 üniversite vardı, daha sonradan istedik ki...
FERHAT ENCU (Şırnak) - Daha inşaat hâlinde Sayın Bakan.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan cevap veriyor. Lütfen...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bakın, "Özgür düşünce üniversitelerle birlikte her ile gider." diyerek biz de her hizmeti -buna eğitim hizmeti dâhil, üniversite de eğitim hizmetinin bir parçası- en iyi şekilde vermek için vatandaşımızın ayağına gidiyoruz. Daha önce bu üniversiteyi Hakkâri'de kurduk, daha önce bu üniversiteyi Şırnak'ta kurduk.
Dolayısıyla da vatandaşın talep etmesi durumunda ve ihtiyaç hasıl olduğunda pekâlâ Cizre'de de üniversite açılır, Yüksekova'da da üniversite açılır diyorum ve yüce Meclisimize bu sorulardan dolayı, bize bu açıklama fırsatını verdiğiniz için de teşekkür ediyorum.