GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 15 Temmuz darbe girişimi ve OHAL'e ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:121
Tarih:02.08.2016

KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, Gazi Meclisin gazi milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikli olarak, her birinizi teker teker, şizofren bir âlim müsveddesinin ve onun sapık teröristlerinin giriştiği bu terör saldırısı karşısında göstermiş olduğunuz onurlu duruştan, cesaretten ve asaletten ötürü tebrik ediyorum. Her birimiz, kuruluşundan bugüne en zor günlerini geçiren, âdeta yeni bir kuruluş, diriliş ve kurtuluş mücadelesi veren Türkiye'nin tüm dünyaya verdiği bu onurlu mesaja ve tarihe imza atıyoruz.

Gazi Meclisimize bombalar yağarken yumruğunu bu kürsüye vura vura "Gerekirse burada öleceğiz." diyen bakanlarımızın, milletvekillerimizin, tanklar üzerine yürürken bir an olsun tereddüt etmeyen aziz milletimizin, "Biz ölmek için bu yola çıktık." diyen Cumhurbaşkanımız ile onun kadrolarının gösterdiği çelik irade, FETÖ militanlarına ve onların yularını, tasmalarını elinde tutan sahiplerine verilmiş en mükemmel mesajdır. Bu mesaj, dünyayı sarmalayan karanlık düzenin Türkiye'yi asla esir alamayacağının mesajıdır.

21'inci yüzyılda, halkın iradesini ve o iradenin tecellisi nezdinde bütün bir Türk milletine neden böylesine gözleri dönmüş, Orta Çağ yöntemleriyle saldırdıklarının, Türkiye'den neden bu denli rahatsızlık duyduklarının sebeplerini çok iyi biliyoruz. Türkiye'nin bölgedeki denklemleri nasıl bozduğunu, bu coğrafyada kafalarına göre at koşturacaklarını zannedenlerin enselerinde nasıl durduğunu; kan, gözyaşı, fitne, fesat ve ihtilaflardan beslenenlerin Türkiye karşısında nasıl acziyete düştüklerini her geçen gün daha net bir şekilde görüyoruz. Onlar, o karanlık odaklar bizlere ve bu ülkeye saldırdıkça biz doğru yolda olduğumuzdan daha güçlü bir şekilde emin oluyoruz.

Değerli milletvekilleri, 17-25 Aralıkla, 6-7 Ekim olaylarıyla, çeşitli toplumsal çatışmalarla, koalisyon süreciyle bölemedikleri bu milleti, düşüremedikleri bu Hükûmeti bir gecede alaşağı edeceklerini zannettiler. Dünyanın neresinde olursa olsun, mazlum bir millet gördüğünde yardımına koşan, Somali'den Bosna'ya insanlığın gönlünde taht kuran, Batı'nın ve emperyalizmin sömürge olarak gördüğü diyarlara dostluk hasletinden başka bir gözle bakmayan Türkiye'nin direnci kırılsın istediler. Rusya'yla ilişkilerini düzeltme yoluna giren, İsrail'e özür diletip tazminat ödeten, Filistin'i yeniden inşa etme rolünü üstlenen, Suriyeli muhacir kardeşlerimize karşı gösterdiği tavırla dünyaya insanlık dersi veren, 1915'te çizilen sınırları elinin tersiyle iten Türkiye'nin yükselişini durduralım dediler. Liderimizin, Reisicumhurumuzun da ifade ettiği gibi, Mavi Marmara'nın, Mısır'da dik duruşun, İran'da, Irak'ta ilkeli dış politikanın, Suriye'de insani tavrın, Filistin'de vicdani itirazın intikamını alalım dediler.

Ama onlar ne derlerse desinler, onlar ne tuzak kurarlarsa kursunlar, onların hesabı neyse, hangi hesabın içerisine girerlerse girsinler, son sözü bu millet ve onun evlatları söyledi. Bu millet,

"Kırılır da bir gün bütün dişliler,

Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.

Gökten bir el yaşlı gözleri siler.

Şenlenir evimiz barkımız bizim.

Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze.

Kavuşuruz sonu gelmez gündüze.

Sapan taşlarının yanında füze,

Başka alemlerle farkımız bizim.

Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman.

Görürler nasılmış, neymiş kahraman.

Yer ve gök su vermem dediği zaman,

Her tarlayı sular arkımız bizim.

Gideriz, nur yolu izde gideriz.

Taş bağırda, sular dizde, gideriz.

Bir gün akşam olur, bizde gideriz.

Kalır dudaklarda şarkımız bizim." diyen Âsım'ın nesli son sözü söyledi. Allah'ın izni ve inayetiyle, karşısına çıkarılan her türlü belaya, musibete karşı sarsılmadan dimdik ayakta duran, fırtınalara, tufanlara, fecr fecr üzerine yükselen dalgalara göğüs geren, göreve geldiği 2002 yılından beri hiçbir karanlık odağa, hiçbir kirli hesaba eyvallah etmeyen, yüz yıllardır bu toprakların ihtiyacı olan, liderliğin ayan beyan tecellisi olan Recep Tayyip Erdoğan, onun ak kadroları ve siz milletvekilleri, milletin vekilleri görevde oldukça son sözü hep bu millet söyleyecektir.

Kendisini ihanetin en ağababası görenlerin ve onun arkasındaki karanlık sistemin kırk yıl hazırlandıkları bir saldırı bu ülke tarafından 24 saati bulmadan bertaraf edilmiştir. Şu saatten sonra düşünmesi gereken de korkması gereken de titremesi gereken de onlardır. Çünkü biz ölene kadar buradayız, ölene kadar da mücadele etmeyi şeref kabul ediyoruz. Çok şükür ki bizim kaybedeceğimiz tek şey canımızdır ve biz canımızı hak uğruna kaybettiğimizde Resulullah'a komşu olacağımıza inanan bir dinin mensuplarıyız. Bu inançtan daha üstün bir inanç, bu iradeden daha üstün bir irade, daha üstün bir plan ve daha üstün bir güç ancak Allah'ın iradesi, Allah'ın planı ve Allah'ın gücüdür diyorum ve aziz kardeşlerim.

Allah bizimledir diyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)