| Konu: | Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 28.07.2016 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Değerli Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, yazman üyesi arkadaşlar, bu çalışmada emeği geçen bütün arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında bugünkü çalışmanın sonlarına doğru yaklaşmış bulunuyoruz. Ben tartıştığımız yasa üzerinden değil, aslında bugün tartışmamız gereken başka bir yasa ya da bir kararname üzerinden düşüncelerimi ifade etmek istiyorum. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin önünde daha önemle görüşülmesi gereken bir kararname söz konusu, olağanüstü hâl kararnamesi; ilk sırada, yürürlüğe konulmaya hazırlanmış olan, Resmî Gazete'de yayımlanmış olan kararname. Bu kararnamenin hâlen önümüze gelmemiş olmasının, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından tartışılmamış ve onaylanmamış olmasının önemli bir eksiklik yarattığı inancındayım. Biraz önce değerli milletvekili arkadaşımız Baydemir'in bıraktığı noktadan hareketle, bugün içinde bulunduğumuz olağanüstü hâl uygulamalarının ne ölçüde hukuka uygun olduğu ya da ne ölçüde hukuka uygun olması gerektiği konusunda Parlamentonun tartışmaya ihtiyacı olduğu inancındayım. Bilindiği gibi, bu kararnameyle gözaltı süreleri otuz güne uzatılmış bulunmaktadır, oysa olağanüstü hâl kararnamesiyle yapılması gereken işlemler olağanüstü hâlin ilanıyla ilgili, bu ilana sebep olan olayla ilgili sınırlamayı gerektirmektedir. Olağanüstü hâl hangi sebeple ilan edilmiştir? Darbe girişimi nedeniyle. Darbe girişimi nedeniyle yapılacak araştırmalarda gözaltı süresinin otuz gün gibi bugüne kadar mücadelesi verilmiş ve sınırlandırılmış süreleri aşan bir süre olarak belirlenmiş olması bütünüyle hukuka aykırı bir uygulamanın ya da en azından gelecekte, önümüzdeki süreçte hukuka aykırılığı iddia edilecek bir uygulamanın başlangıcı anlamındadır. Buradaki arkadaşlarımız, hukukla ve hayatla ilgili milletvekili arkadaşlarımız bilirler ki uzamış gözaltı süreleri sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti çok defa mahkûm olmuştur. Değerli arkadaşlar, diyeceksiniz ki "Bu özel bir durumdur ve olağanüstü hâldir. Olağanüstü hâlde kimi haklar sınırlanabilir." Oysa "Siracusa ilkeleri" diye andığımız ilkeler vardır, uluslararası planda kabul edilmiş olan Siracusa ilkeleri vardır ve bu ilkeler olağanüstü hâl döneminde dahi iyi niyet kuralının aşılmaması gerektiğini ifade eder, iyi niyet ilkesinin aşılmaması gerektiğini ifade eder.
Arka sıralarda değerli İyimaya arkadaşım var, hukuka ilişkin çok derin bilgisi olduğuna inandığım, kendisinin de dikkatine sunmak istiyorum bunu: Sınırlamanın dar yorumlanması ilkesi, hukukun üstünlüğüne saygı ilkesi ve ölçülülük ilkesi. Alınmış olan her türlü kararnamedeki uygulamanın bu ölçülülük ilkesi içinde ve hukuka uygunluk prensibi içinde değerlendirilmesi gerekir. Oysa, otuz günlük bir gözaltının herhangi bir biçimde hukuka uygunluğundan söz etmemiz mümkün değildir.
Yine, kararnameyle gündeme getirilecek olan, özellikle görevden almalarda yürütmeyi durdurma hakkının kaldırılmış olması, bu da hukuka aykırı bir uygulamadır. Dün de hemen hemen aynı saatlerde sizlere seslenirken şunu anımsattım, dedim ki: Arkadaşlar, yemek salonunda ya da yürürken birbirimizin konuşmalarına tanıklık ediyoruz ve bu konuşmalarda pek çok yerden, pek çok partili arkadaşımız, AKP de dâhil olmak üzere, haksız gözaltılardan, haksız işten çıkarmalardan söz ediyor, yapılan işin bir cadı avına döndüğünden söz ediyor. Şimdi, bu, hangi hukuk sistemiyle ortadan kaldırılacaktır? Eğer yürütmeyi durdurma kararı da alamayacak iseniz, böyle bir denetim, hukuki denetim uzaklaşacaksa olağanüstü hâl kararnamelerinden, orada adalet nasıl sağlanacaktır? Ve hepimizin bir suç diye kabul ettiğimiz bu darbe suçu, darbeye girişim suçu nasıl adil bir sonuca ulaşabilecektir? Suçlu ve suçsuz birbiriyle karışmamış mı olacaktır bu uygulamayla?
Değerli arkadaşlar, acil bir biçimde önümüze... Biliyorsunuz, Olağanüstü Hâl Yasası'nın 4'üncü maddesi olağanüstü hâl ilanının sadece ilana neden olan konuyla sınırlı olduğunu ifade eder ve yine aynı yasa bütün kararnameler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - ...Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayını bekler. Bu onay için acele etmeliyiz yoksa sorumluluk yükleneceğimiz açıktır.
Saygıyla bilgilerinize sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)