GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:119
Tarih:27.07.2016

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Teşekkür ederim.

Değerli Başkan, değerli kâtip üyesi arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım, yazman arkadaşlarım ve Meclisimizin bütün emekçileri; elbette önemli bir yasa üzerinde konuşuyoruz ve biraz önce değişiklik önergemiz okundu. Değişiklik önergemizde altı çizilecek nokta, ön izinler konusudur. Ön izinler konusu, aslında, hem o bakanlıkların görüşlerine hem de meslek odalarının görüşlerine verilen değer nedeniyledir. Herhangi bir alanda çalışacak olan kişiyle ilgili meslek odalarının görüşlerinin alınması, ön izin niteliğinde görüşlerine başvurulması, YÖK, Yükseköğretim Kurumu yönünden de özellikle vakıf üniversitelerinde dahi çalışacak olsalar güvenliğin bir sorun olması nedeniyle, bu konudaki güvenlik araştırmalarının İçişleri Bakanlığı kanalıyla yapılmasının, eğitim ve öğretimdeki gelişmeler açısından önemli olduğuna işarettir.

Ancak, ben, izin verirseniz, bu çok dar olan zaman içinde, bugüne ilişkin, bugün içinde bulunduğumuz koşullara ilişkin birkaç değerlendirmeyi size sunmaya çalışmak istiyorum. Çalışma bir haktır arkadaşlar. Çalışma hakkı hem uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan bir haktır hem de Anayasa'mızın sağladığı bir haktır. 48, 49 ve 50'inci maddeler çalışma hakkını güvence altına alır. Anayasalar bu hakkı güvence altına alırken esas olarak yurttaşın bir hakkını güvence altına almış olurlar. Yani, öncelikle, devletlerin koruması gereken kişiler yurttaşlardır. Yabancıların çalışma izni elbette ki insani bir olgudur ama eğer siz kendi ülkenizde yeterli iş alanları sağlayamıyorsanız bu sizin için ciddi bir sorundur.

Şimdi, ben, bu noktadan, bugün yaşamış olduğumuz bu ağır darbe girişiminin arkasından, bu kanlı darbe girişiminin arkasından devlete düşen önemli bir göreve dikkatinizi çekmek istiyorum. Burada bulunan arkadaşlarımızın önemli bir bölümü birkaç darbeyi birden yaşadılar ve bu darbelerden özellikle 1980 darbesi "1402'likler" diye bir grup yarattı; bu grubun yani kamu alanında çalışan insanların herhangi bir biçimde adli ya da idari soruşturmaya tabi tutmaksızın görevlerine son verdi, kapının önüne bıraktı. Hiçbir iddia yoktu, onların FETÖ'cü oldukları gibi, bir terör örgütü üyesi oldukları gibi bir iddia yoktu; büyük bir çoğunluğu ya sol ya sağ görüşlere sahip oldukları bilinen kamu görevlileriydi.

Şimdi, bugün, bizim özellikle bir darbenin alt edilmesinden sonra -elbette ki nazik bir noktadayız ama- burada kanun hükmünde kararnameler çıkarırken üzerinde durmamız gereken nokta şudur: Direnme hakkı ne denli meşru ise bu meşruiyeti ortadan kaldırmayacak ölçüde meşru ve demokratik uygulamalar yapmak gibi bir sorumluluğumuz var. Eğer işlerine son verdiğimiz insanları gelişigüzel bir şekilde kapıya bırakırsak onların çalışma hakkını öncelikle ihlal etmiş oluruz. Çalışma hakkı, biliyorsunuz, bütün hakların öznesidir aslında. Çünkü, çalışabilen insan sağlık hakkına sahiptir, çalışabilen insan yaşama hakkına sahiptir, çalışabilen insan söz söyleme hakkına sahiptir. Bu sebeple, bugün içinde bulunduğumuz koşullarda özellikle görevlerine son verilenlerden -ki hem yargı alanında hem de bütün kamusal alanlarda çok sayıda insanın görevine son verildiğini biliyoruz- hepimize, biliyorum, size de AKP'li milletvekili arkadaşlarım, sizlere de birçok telefon geliyor, talepler geliyor. "Bu insanların iddia edilen bu örgütle bir alakaları yoktur, nasıl buna bu haksızlığı yapıyorsunuz?" ya da "Ben haksızlığa uğradım." biçiminde çağrılarda bulunuyorlar. Bu sebeple, bizim şu anda Hükûmete şu çağrıyı yapmamız gerekiyor: Adil olmak, adaletli olmak, meşruluğu sağlayıcı en önemli araçtır. Biz, bir darbeyi yok ederken, o darbeye karşı bütün bir toplumca direnirken darbenin yandaşı gibi görerek masum insanların özellikle çalışma haklarını ihlal edersek o noktada suçlu ve sorunlu hâle geliriz ve meşruiyeti sağlamakta başarılı olamayız.

Daha önceki bir konuşmamda da özellikle sorgu aşamasında insanlara kötü muamele yapılmasının, işkence yapılmasının onların alacakları cezaları gölgeli hâle getireceğine de işaret ederek bunların birer insan hakkı ihlali olduğuna dikkatinizi çekmek istemiştim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Bugün de bu çalışma hakkı konusunda bu bilgiyi sunmak istiyorum.

Teşekkür ederim, saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)