| Konu: | (10/276, 277, 278, 279) No.lu Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi ile Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 26.07.2016 |
AK PARTİ GRUBU ADINA HAYATİ YAZICI (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubu adına sizleri ve bizleri dinleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Biz tarih boyunca devlet kuran bir milletiz. Tarihin her evresinde var olmuşuz. Güçlü tarihî birikimlerimiz var, ortak mirasımız var, kültürel zenginliğimiz çok. Dolayısıyla, konuşmamı başka şekilde icra etmeyi tasarlarken az önce konuşan arkadaşımın konuşmasından da esinlenerek önemli bir hususa değinmek istiyorum.
AK PARTİ, Türk siyasi tarihinde kurumsal olarak var olduğu günden bu yana hep ilkeli hareket etmiştir. Bizim kurumsal sorumluluklarımız var. Bunu defaatle kamuoyuyla, sizlerle Mecliste hep paylaşır olduk. Vatanımız tek dedik, 780 bin kilometrekare vatan. Bugün itibarıyla Türkiye'nin nüfusu 79 milyon. Peki, 780 bin kilometrekare vatan toprağında paydaş olmayan bir kişi var mı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı? 79 milyonun tamamı 780 bin kilometrekare vatan toprağında iştirak hâlinde pay sahibi. Ana vatanımız bir, hepimizin. "Bayrak ortak değerimiz." Öyle dedik. İki renkten oluşuyor: Kırmızı- beyaz. Renk bu vatanı bize vatan yapan şehitlerimizin kanını temsil ediyor. Bu vatan için çalışanların, çatışanların, şehit olanların kanlarının rengi farklı mı? Değil, hepsi kırmızı. Irk gözetmeden, etnik duruma dikkat çekmeden o rengi oradan alıyor. Bu, ortak paydamız. Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti. Devleti olmayan bir topluluk, bir küme var mı? Herkesin devleti, 79 milyonun. Ve nihayet biz bir milletiz ama bizim millet anlayışımızın içerisinde, derinliğinde etnik bir tanımlama yok; insan topluluklarını millet hâline getiren değerler var, ortak tarih var, kültürel mirasımız var, inanç değerlerimiz var, örf âdetlerimiz var. İşte, bunları, tümünü içeren büyük kümenin ismi millettir, öyle geldik.
"Sosyal sorumluluğumuz var." dedik. Sosyal sorumluluğumuzu da üç başlık altında topladık. Biz "Etnik milliyetçilik asla yapmayacağız." dedik ve yapmadık. "Dinsel milliyetçilik yapmayacağız." dedik. Bize destek veren kesimlerin belki algılaması itibarıyla yanlışlara yol açabilse de bunu kullandık. Ve bölgesel milliyetçilik asla yapmayacağız. Böyle yürüdük ve bu da bizim siyasetimizin sosyal parametreleri.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ben sizi eleştirmedim ama ben genel konuştum.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Hayır, Sayın Başkan, sizi itham etmiyorum, bir başlık, bir dibace takdim etmek istiyorum.
Ve bireysel sorumluluklarımız var. Aldatmayacağız, aldanmayacağız, ehliyet ve liyakati esas alacağız. Bunlar bizim yol haritamızın parametreleri. Böyle yürüdük, böyle geldik.
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz 2016 gecesinde ülkemiz gerçekten -bütün konuşmacıların altını çizdiği gibi- tarihimizin en vahim olaylarından birini hep birlikte yaşadı. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde âdeta bir ur gibi yuvalanan Fethullahçı terör örgütüne bağlı teröristler, millî iradeye karşı vatan sathında kalkışma cüreti gösterdiler. Bu ihanet çetesinin yaptığı, esas itibarıyla aziz milletimize, aynı zamanda halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımıza, millî iradenin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine, millî kurum ve kuruluşlarımıza karşı darbe teşebbüsü niteliğindedir. Bizi devlet olarak var eden tüm kurumları hedef alan bir darbe teşebbüsüdür.
Türk milleti asırlardır defalarca ihanet hareketleriyle hep karşı karşıya kalmıştır. Demin de söylendiği gibi, bugüne kadar bizim gözlemlediğimiz başarılı başarısız altı darbe teşebbüsü olmuş. 15 Temmuzda bu ülkede teröristlerin gerçekleştirdiği, Fethullahçı terör örgütünün gerçekleştirdiği darbede, başta Gazi Meclisimiz olmak üzere, devletin hayati kurumlarını bombalayacak, sivil halkın üzerine ateş açacak kadar cinnet hâlinde olduklarını ortaya koymuşlar ve göstermişlerdir ve teröristlerin bu eylemlerinin ana hedeflerinden bir tanesi de Türkiye Cumhuriyeti'nin halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Başı alacak, diri tutanı alacak, yönlendireni alacak, vizyoner olanı alacak ki toplumda kaos olsun ve bu coğrafyada çok önemli konumda olan Türkiye'de iç savaş, iç kargaşa çıksın; bunu hedeflediler ve eylemi de icra etmeye kalkıştılar. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, bulunduğu yerden, ilk fırsat bulduğunda dik duruşuyla, cesaretiyle, öngörüsüyle televizyonlar aracılığıyla millete seslendi ve sokağa çıkmaya başlayan aziz milletimiz, darbecilerin önünde, topların önünde, tankların önünde, kullanılan her türlü silahın önünde göğsünü siper etti, darbeyi önledi.
Değerli milletvekilleri, bu kanlı darbe girişimi, hem milletimizin bütün dünyaya örnek olan feraseti hem de bilinçli hareket eden emniyet ve güvenlik güçlerimizin cansiparane savunmalarıyla engellendi; millet topyekûn kenetlendi. 15 Temmuz gecesi Çanakkale ruhu şahlanmış ve milletimizin bu ruhu tüm dünyaya yankılanmıştır. O gece milletimiz, vatan toprağının her köşesinde -sadece İstanbul, Ankara değil- âdeta destan yazdı. Bu ihanet şebekesinin hain planları, milletimizin sahip olduğu kahramanlık ruhu, Çanakkale ruhuyla ortadan kaldırıldı. O gece ülkemizde her türlü siyasi görüşe sahip insanlar sokaklarda mücadele etti ve vatanını bu alçak teröristlere bırakmadı. O uzun gecede yeni bir istiklal mücadelesi verildi. O gece Türkiye'de siyaset gerçekten ortak bir duruş sergiledi. Yaşlısıyla genciyle, iktidarıyla muhalefetiyle sokaklarda, meydanlarda büyük Türkiye vardı, bizatihi milletin kendisi sokaklardaydı. Yüce Meclisimizin çatısı altından önce aziz milletimize, o gece sokaklara çıkıp vatanını savunan her bir vatandaşımıza ve onların kahraman ailelerine grubumuz adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz gecesi bize çok şey öğretti. O gece tüm dünya, milletimizin birbirine nasıl kenetlendiğini, birbirine nasıl destek olduğunu ve bu ülkeyi demokrasi adına, bağımsızlık adına nasıl savunduğunu gördü. O gece ülkesine sahip çıkan vatandaşlarımıza, bombaların altında tankları durduranlara, 81 şehrimizde meydanları dolduran vatandaşlarımıza, sokağa çıkmasa da evinde dua edenlere, yürekten destek verenlere canıgönülden yine grubumuz adına teşekkürlerimi sunuyorum.
15 Temmuzda egemenlik hakkına, devletine, vatanına, namusuna sahip çıkan, meşru Hükûmetin yanında duran, görevi başında şehadet şerbetini içen güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet ve yaralılara acil şifalar diliyorum.
Şehadetle şereflenerek ülkesini canı pahasına koruyan şehitlerimiz ve yaralılarımız bu vatanın gerçekten has evlatlarıdır. Bu millet bu evlatlarını hiçbir zaman asla unutmayacaktır.
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; milletimiz dünyaya nasıl millet olunur, onu gösterdi. Milletimizin bu asil duruşu bir yandan demokrasi yürüyüşümüzü tahkim etmiş, öte yandan dünya siyasi tarihine ve tarihimize son derece kıymetli bir sayfa olarak geçmiştir. Halkımızın iradesi silahları, tankları, savaş uçaklarını yenmiştir. Milletimiz canı pahasına vatanına sahip çıkmış ve geleceğini kurtarmıştır. Aklını, vicdanını ve imanını kaybetmiş bu şer odaklarıyla mücadelemiz son nefesimize kadar devam edecek. Aziz ve asil milletimize ne kadar teşekkür etsek azdır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Sayın Başkanımızın defaatle söylediği gibi, böyle kahraman bir milletin mensubu olmakla iftihar ediyoruz, böyle kahraman bir milletin Meclisinde milletvekili olmaktan şeref duyuyoruz. İnşallah, bundan sonraki çalışmalarımızı da milletimizin büyüklüğüne, kahramanlığına yakışır ve yaraşır bir biçimde sürdüreceğiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz gecesi milletimizle birlikte en büyük teşekkürü hak edenlerin başında, az önce de söylediğim gibi, kahraman polislerimiz geliyor. Onlar da canlarını hiçe sayıp vatan savunmasına koştular ve Türkiye'nin bütün meydanlarında, bütün sokaklarında milletimizle birlikte destanlar yazdılar. Ayrıca, bu terörist güruhuyla karıştırılmaması gereken askerimiz de görevini şerefle yapmıştır. Kahraman ordumuza da grubumuz adına şükranlarımı sunuyorum.
15 Temmuz gecesi, iktidarıyla muhalefetiyle siyasi partilerimiz ülkemizin bölünmez bütünlüğü için kenetlenmişlerdir. Millet meydanlarda istiklal mücadelesi verirken milletin vekilleri Gazi Meclisin çatısı altında milletin emanetine sımsıkı sarıldı, demokrasiye ve millî iradeye sahip çıktı. Meclisinde, milletvekillerimiz hangi siyasi görüşten olursa olsun milletin onlara verdiği emaneti korumak için dik durdu, dik durdunuz.
Zırh delici bombalar, helikopter taarruzları altında Türkiye Büyük Millet Meclisi olağanüstü toplandı, çalışmalarını yürüttü. Meclis Başkanımız başta olmak üzere bu Gazi Meclisin her bir vekiline grubumuz adına tekrar şükranlarımı sunuyorum.
Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisinin sayın genel başkanlarına, o gece çok hızlı davranarak ülkemizin birlik ve beraberliği doğrultusundaki kararları ve açıklamaları için de yine grubumuz adına içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum.
En büyük teşekkürü hak edenlerden birisi şüphesiz medya kuruluşlarımızdır. Onlar gazeteciliğin, yayıncılığın ne demek olduğunu, nasıl yapılması gerektiğini bu eylem dolayısıyla bir kez daha hem ülkemize hem de dünyaya gösterdiler ve pek çok medya mensubumuz, görev yaptıkları kuruluşlarda da gerçekten, darbeci teröristlere karşı kahramanca mücadele verdiler. Onlara da bir kez daha buradan, Millet Meclisinden, milletin Meclisinden AK PARTİ Grubu adına teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu zafer herhangi bir kesimin veya partinin değil tüm milletindir, hepimizin zaferidir. İktidarı ve muhalefetiyle siyasi partilerimizin hain darbecilere karşı birlik içinde olması ülkemiz siyasetinin ulaştığı demokratik olgunluk düzeyini tüm dünyaya göstermiştir. Bugün milletimiz, cumhuriyetimiz ve demokrasimiz her zamankinden çok daha güçlü, ülkemiz çok daha itibarlıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; terör örgütüyle, Fethullahçı terör örgütüyle ve diğerleriyle hukuk içerisinde mücadele edeceğiz. 15 Temmuz darbe girişimi ülkemize yönelik tehdidin ne denli büyük olduğunu ortaya koydu. Devletimiz bu terörist çeteyle, onun mensuplarıyla büyük ve kararlı bir mücadele başlatmıştı, bu olaydan sonra bunu daha da hızlandırmış bulunuyor. Bizim mücadelemiz 15 Temmuz darbe girişimine yeltenen Fethullahçı terör örgütüyledir. Halkımız birlik ve beraberlik içinde ortak bir duruş sergiledi, biz de burada, milletin Meclisinin çatısı altında bu ortak duruşu devam ettirmeye, bu terör örgütüyle mücadeleyi omuz omuza sürdürmeye kararlıyız. Bu süreçte iş birliğimiz son derece önemli. İnşallah bu iş birliğini en üst düzeyde devam ettireceğiz.
Değerli milletvekilleri, bu bakımdan, dün Beştepe'de gerçekleştirilen zirveyi son derece kıymetli bulduğumu ifade etmek istiyorum. O sözü kullanmayacağım, "bir musibet, bin nasihat" sözünü kullanmayacağım, elbette ki kullananlara saygım var. Ama, 15 Temmuzda milletin ortak değerler etrafında kümelenmesi, siyasi partilerin demokrasiye, vatanın bütünlüğüne, devleti yöneten kurumları ele geçirmeye, hasılı ülkemizde bir iç savaş gerçekleştirmeye yönelik eylemcilere karşı ortak duruşu ülkemiz açısından hayati derecede önem taşıyor.
Siyaseti değerler üzerinden değil, projeler üzerine yürütmeliyiz. Siyasi rekabet projeler üzerine yapılmalıdır. Vatan hepimizin -demin söylediklerimi tekrarlayacağım- bayrak hepimizin, tek milletiz, devletimiz var, Atatürk hepimizin. (CHP sıralarından alkışlar) Niye Atatürk sizin ile bizim olmasın? Bizim komutanımız. Cumhuriyeti kuran öncüdür, İstiklal Savaşı'mızın Başkomutanıdır. Buna itiraz eden var mı? Hepimizin. Dinî değerler hepimizin. İbadetini yapan da, yapmayan da bu ülkenin yurttaşları, eşit hakları var. Haklar önemli. Bunlara bakacağız. Fatih hepimizin, Osman Gazi hepimizin. Böyle bakacağız, böyle yürüyeceğiz. İnşallah, bundan böyle siyasetimizi rakip partiler olarak projeler üzerine yürütürüz, projelerle yarışırız, ülkenin geleceğine ilişkin vizyoner olmakla yarışımızı sürdürürüz, değerlere hep sahip çıkarız, bu değerlere katılıp katılmamakla birbirimizi itham etmeyiz.
Evet, süremin bittiğini görüyorum. Gene bu vahim çete örgütünün, silahlı örgütün, Fethullahçı çete örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi vesilesiyle, bütün grupların, onun sebeplerini, devlet içerisindeki yerleşmelerini, uyguladıkları yöntemleri, iç, dış bağlantılarını ve alınması gereken önlemleri belirlemek amacına dönük araştırma önergesini de çok değerli ve kıymetli bulduğumu ifade etmek istiyorum.
Son olarak şunları belirteyim. Değerli milletvekilleri, bu yüce Meclis birlikte daha güçlü...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAYATİ YAZICI (Devamla) - Başkanım, bir dakika verebilir misiniz?
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Yazıcı.
HAYATİ YAZICI (Devamla) - ...bu aziz millet ortak payda için kol kola, omuz omuza çok daha güçlü; siyasetçiler olarak ülkemizin kazanımları ve değerleri ortak paydasında buluşunca siyaset de çok daha güzel.
Güzelliklerde, iyiliklerde buluşmak dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)