GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:113
Tarih:14.07.2016

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri, ben de gecenin bu saatinde sizleri saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun tasarısının, ticaret hayatını, alacaklıları, borçluları en fazla ilgilendiren maddelerinden bir tanesi de 2012 yılında AKP iktidarı zamanında kaldırılmış ve bugün yeniden getirilmekte olan, karşılıksız çeke hapis cezası verilmesine ilişkin bu maddeyle ilgili. Şimdi, burada, Milliyetçi Hareket Partisinin de iktidar ortağı olduğu 2001 yılında Anayasa'mızın 38'inci maddesinde bir değişiklik yapılmak suretiyle, "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz." hükmü getirilmiştir ve bu Anayasa hükmünün doğal bir gereği olarak, yalnızca ekonomik suç işlemek, kişinin hapis cezasıyla muhatap olmamasını gerektirdiği hâlde, 2012 yılına kadar bu hapis cezası devam etmiş fakat sonrasında -rakamlar son derece önemli bu bağlamda- 2002 yılında 5.602 iken 2012 yılında 392.314 olmak suretiyle, bu kadar afaki bir yükselişle hapis cezası kaldırılmıştır.

Şimdi, çek, bir ödeme aracı olarak ticaret hayatında da bu anlamda, adliyelerde de son derece önemli bir durumda. Çekin ödenmemesi de iki türlü mümkün: Birincisi, hiçbir şekilde çeki ödemeye niyeti olmadığı hâlde çok küçük bir sermayeyle "Her işi yaparım." kabilinden bir şirket kuran ve ondan sonra da özellikle kamu bankalarında pek çok çek hesabı açıp, çek defterleri alıp -piyasa tabiriyle söylüyorum- bu çekleri doğrayıp onlarca, yüzlerce firmanın iflasına veya çok zor durumda kalmasına yol açan çek keşidecileri var. Bunlarla ilgili her hâl ve şartta hapis cezası da uygulanmalı, en sert yönüyle de uygulanmalı ki ticaret hayatının gerekliliği yerine getirilebilsin.

Ama, bir de şu durum var ki biraz önce Anayasa'daki o hükümle daha da uyumlu olan bir mahiyette: Örneğin, bizim Başmakçı ilçemiz yumurta borsasının bulunduğu, yumurta piyasasının belirlendiği bir ilçemizdir. Bu anlamda, çok fazla sayıda orada özellikle Suriye'ye, Irak'a ihracat yapan firmamız var. Bunların içinde elli yıldır bu ticareti namuslu bir şekilde, dürüst bir şekilde sürdürdüğü hâlde son dönemde yanlış uygulanan ekonomik politikalardan dolayı, siyasi politikalardan dolayı, yanlış diplomatik tercihlerden dolayı zor durumda olanlar var. Bunlardan dolayı, elli yıllık ticaret hayatında bir defa ve belki de ilk ve son defa bir çeki ödeyememekten dolayı bugün bu getirilen düzenlemeyle bin beş yüz güne kadar hapis cezasıyla bunu muhatap etmek adaletli, hakkaniyetli bir yaklaşım değil.

Bunu komple kaldıramıyoruz da, bunu ticari hayatın gerekleriyle, icaplarıyla münasip de göremiyoruz. "Bunu çözüme kavuşturabilmek için hem Hükûmetle hem de bakanlık bürokrasisiyle nasıl bir yol izleyebiliriz, nasıl bir önerge getirebiliriz de -hakikaten maksadımız üzüm yemek olduğu için- bunu bir düzenlemeye kavuşturabiliriz?" diye saatlerdir burada çalışmasını yürütüyoruz. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını bir formül olarak düşündüğümüzde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231'inci maddesinde bir değişiklik ihtiyacı hasıl oluyor. Buraya bir "dolandırıcılık kastı" eklediğimizde Türk Ceza Kanunu'nda dolandırıcılık suçu müstakil bir suç olarak işlenmiş, "çek dolandırıcılığı" diye ayrı bir suçun özel görünüş biçimi getirdiğimizde sistem karmaşası vücut buluyor.

Şimdi, genel bir yaklaşımı da var ne yazık ki AKP'nin, kervan yolda düzülür yaklaşımı; bu hâliyle bunu çıkaralım, uygulamaya bakalım, mevcut düzenlemeyi buna göre getirelim, uygulamada karşılaşılan düzenlemelerle, karşılaşılan durumlarla bunu belki daha iyi bir noktaya getirebiliriz yaklaşımı. Bu da bir yere kadar anlaşılabilir ama biz, en azından, gecenin bu saatinde getirmiş olduğumuz önergeyle... Mevcuttaki hükümde o verilmiş olan adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinde, Ceza İnfaz Kanunu'nun 106'ncı maddesi çerçevesinde kamu yararına çalışmayı da baypas etmek suretiyle doğrudan doğruya hapis cezasına dönüştürmeyi getiriyorsunuz. Biz de diyoruz ki gerçekten namuslu olan, 1 defaya mahsus bunu işlemiş durumda olan bir çek keşidecisi en azından 1'inci defa bunu işlediğinde kamu yararına çalışma tedbiriyle bunu telafi edebilsin. Bu istidâd hâline geldiğinde, 2, 3, 5, 10, 15 olduğunda bunları hapis cezasına dönüştürebilelim. Bu mahiyette bir önerge sunduk.

Önergemizin kabulünü talep ediyor, Gazi Meclisi ve sizleri saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)