| Konu: | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 14.07.2016 |
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
404 sıra sayılı Tasarı üzerinde söz aldım. Üçüncü bölüm üzerinde partimin görüşlerini ve kendi görüşlerimi açıklamaya çalışacağım gecenin bu saatinde, dinletebilirsek tabii.
Değerli arkadaşlarım, kendimizi kandırmayalım, 2008 sonrası Türkiye ekonomisi göreceli olarak istikrarını yitirdi ve sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Büyüme, reel dayanaklarını kaybetmiş vaziyette. Türkiye'nin sorunlarını, özellikle ekonomiyle ilgili sorunlarını çözmek için bir şeyler yapılması lazım. Türkiye'nin nasıl bir krizde olduğunu dahi henüz tanımlayamamış bir Hükûmet var. Nasıl bir krizde, durumu nedir, sıkıntıları nedir; henüz bunu tam olarak tanımlayamamış bir Hükûmet var. Şimdi, yüzde 50 oy almış bir Hükûmetin getirdiği yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili tasarıya bakın, ilk gelen bu. Yüzde 50 oy almış bir Hükûmet bunu mu getirir? Böyle yapısal sorunları çözecek -zaman zaman bahsediliyor- Türkiye'yi yeni baştan mamur edecek, baştan aşağı değiştirecek...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ayağa kaldıracak...
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - ... ayağa kaldıracak bir heyecanla gerçekten yapısal reform denebilecek düzenlemeler yapar. Bu getirilenler pansuman tedbirler, gerçekten öyle yani siyaset yaparak söylemiyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tedbir bile değil.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, yüzde 50'lik bir Hükûmetin getirmesi gereken bu değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hiçbir işe yaramaz, bir lira yatırım gelmez.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - AK PARTİ içerisinde de böyle bir Hükûmetin çıkmaması, böyle bir zihniyetin olmaması lazımdı. Ben çok değerli arkadaşlarımın olduğunu da biliyorum. Böyle bir anlayış Türkiye için züldür. Gerçekten yapısal reformlar getirilebilirdi. Bu, "Türkiye'ye kriz teğet geçti." kafasıdır; bu, "Her işletme bir tane adam alsın, bir işçi alsın, krizi çözeriz." kafasıdır. Bunlar önemsenmemesidir krizin, bunlar Türkiye'nin sorunlarının önemsenmemesidir, anlaşılmamasıdır. Sayın Bakan burada, siz Maliye Bakanından hiç duydunuz mu "İşsizliği şöyle önleyeceğiz, şöyle yapacağız, şöyle programlarımız var." diye. Bunun içerisinde de işsizlikle ilgili hiçbir şey yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çok şey söyledik.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Çok şey söylüyorsunuz, hiçbir şey yapmıyorsunuz Sayın Bakanım. Çok şey söylemek yetmez. (CHP sıralarından alkışlar)
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çok şey yaptık, görmek için göz gerekir.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Maliye politikası ve para politikasını yürüten kurumlar ile -ki bu dönemde bunlar çok önemli- ekonomiden sorumlu olan kurumlar arasında uyumsuzluk var, aralarında uyumsuzluk var. Bu çok bariz bir şekilde ortaya çıkıyor. Özellikle Merkez Bankasının enflasyon hedeflerinin tutmaması da bunu net olarak her zaman gösteriyor.
Şimdi, çok önemli bir konu da kayıt dışılık. Hızlı geçiyorum. Kayıt dışılık Hükûmet programında önemli bir bölüm olarak yer alıyor. Kayıt dışılıkla ilgili hedef unutulmuş vaziyette. Ya, bu, Hükûmetin, Türkiye'nin en önemli sorunlarından bir tanesiydi, Maliye Bakanlığı da bununla ilgili bir komisyon kurmuştu, çalışıyordu, uğraşıyordu. Bunlar hiç açıklanmadı, bu dönem de bununla ilgili bir şey yok. Tam tersine, kayıt dışılığı artıracak şeyler yapılıyor, vergi afları getiriliyor. Bir de bu "Para getir ciğerimi ye." yasası diye bir şey getirildi, Allah'tan çekildi o. Yani bunlarla Türkiye'nin sorunları büyütülür, çözülmez. Hakikaten öyle, Allah'tan çekildi. Bu, Türkiye'de birkaç yüz kişiye yarar, Türkiye'nin başını büyük bir belaya sokardı. İnşallah getirilmez bundan sonra.
Sonuç olarak değerli arkadaşlarım, bakın, Sayın Maliye Bakanı Hükûmet adına bir tasarı getirdi. Analizi yok, etki analizi dahi yok. Sadece şunu yazmışlar: "780 milyon liralık gelirden vazgeçildi." Hiç analiz yok, ayrıntı yok; etki analizi böyle olmaz, detaylandırılır.
Bir de bu kara para devleti olmamız konusuyla ilgili olarak Sayın Bakan, Komisyonda da burada da bunun Türk vatandaşları için getirildiğini ve servet affı niteliğinde olduğunu söyledi. Sürekli olarak Sayın Maliye Bakanının söylediği bu. Ama Başbakan Yardımcısı Canikli de sürekli olarak "Bu, Körfez sermayesi için, Körfez sermayesinin Türkiye'ye çekilmesi için getirildi." dedi. Yani yabancılar için getirildi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil yani "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla birlikte yabancılar için getirildi." dedi. Gerçekten çekildiği iyi oldu. Düşünebiliyor musunuz, burada konuşuyoruz, IŞİD'in veya PKK'nın veya bir başka terör örgütünün parasını burada herhangi bir avukat, kendi adına bankaya bildirecekti, Maliyeye bildirecekti; onun adına o para gelebilecekti ve soruşturma yapamayacaktık. Türkiye bir kara para ülkesi hâline gelecekti. Çok büyük bir sıkıntıydı, Allah'tan çekildi.
Tasarının -çok vaktim kalmadı- en önemli konularından bir tanesi, benim de konumdur, özellikle ona değineceğim: Bu Maliye Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumunun muhtasar ve aylık prim ve hizmet belgelerinin birleştirilmesi. Şimdi, bu çok önemli, ben Maliye Bakanlığı ya da Sosyal Güvenlik Kurumu ya da kayıt dışılık konulu her konuşmamda ortak bir veri tabanı hazırlanması gerekir, oluşturulması gerekir, bu çok şeyi çözer diye başlıyorum. Bunda da bu prim belgelerinin ve muhtasar beyannamelerinin birleştirilmesiyle ilk adım atılmış oldu diye sevindim, inanın sevindim. Çünkü, kurumlar vergisi mükellefi 700 bin kişi var -gecenin bu saatinde tam hatırlayamayacağım- 2 milyon küsur gelir vergisi mükellefi var, iş yeri sayısı bunların altında kalıyor. Milyonlarca kişiyi ilgilendiriyor, her ay bu belgeler veriliyor. Bu, muhasebecileri, SMMM'leri ilgilendiriyor, denetçileri ilgilendiriyor, SGK'yı ilgilendiriyor, Maliye Bakanlığını ilgilendiriyor; çok sorunu çözebilecek bir düzenleme, ortak veri tabanının ilk adımı diye düşünmüştüm; kontrol sağlayacak, kolaylık sağlayacaktı ve kayıt dışılığı önleyecekti ancak etki analizi olmadığı için tam olarak ne amaçlandı, onu bilmiyoruz. Çalışma Bakanlığı da, Maliye Bakanlığı da bu konularda yetki istiyor, "Yetki verin." diyor. Ama, birçok soru var, Komisyonda da bunun üzerinde durduk, burada sıkıntı çok olabilir. Şimdiye kadar bu yapılamadı, bununla ilgili çok sorun var, sıkıntı var, ortak bir numara olmadan bilgisayar iki tarafın kayıtlarını okuyamıyor. Ortak bir numara oluşturmadınız, nasıl yapacaksınız? Henüz pilot uygulama dahi yapılmamış, bu kanun çıkınca hemen ertesi günü başlanacak.
Sayın Elitaş yok, kendisinin de mesleğidir; şimdi, bir apartman iş yeri kapıcısı için iş yeridir SGK açısından ama vergi mükellefi değildir, muhtasar beyanname vermez. Bunun gibi, Maliye ile SGK mükellefi ve iş yeri sayısı arasında yüz binlerce fark var. Şimdi, düşünebiliyor musunuz, bu kanunu çıkarttık, önümüzdeki günlerde yayınlandı, apartman iş yeri Maliyeye gitmiyor, vergi dairesi numarası da yok. Nereye gidip bildirgesini verecek, aylık prim ve hizmet belgesini verecek? Hangi vergi dairesine verecek? Hangi numarayla verecek? Bunlarla ilgili hiçbir düzenleme yapılmamış. Bunlar çok büyük sorun olacak şeyler. Bunlar düşünülmemiş, "Biz onları hallederiz." demişler. Maliye Bakanı çok zekidir, birikimlidir ama bu konuları düşünmesi lazım. Eğer geçici bütçedeki gibi -yanlış bir geçici bütçe yaptınız- yine aynı hatayı yaparsanız çok büyük sorun olur Türkiye için, çok büyük sorun olur. Bunlara çok dikkat etmeniz gerekiyor.
Mesela, gübrede -burada yine konuşmuştuk- hem ithalatla ilgili hem de üretimle ilgili KDV'ler ikisinde de düşürüldü. Hiçbir anlamı yok dedik, bir fayda sağlamaz dedik ama yine o hata yapılmıştı, burada da yine o hata yapılıyor. Hiçbir faydası olmadı biliyorsunuz sektör için.
Mesela, Maliye Bakanlığı için çok önemli değil, çok büyük bir risk yok, onun için o tarafını görmüyorlar ama Sosyal Güvenlik Kurumu için bu düzenlemenin çok büyük riskleri var. Mesela, bu beyanname alındıktan sonra -beyanname diyorum eski adıyla- ortak hâle getiriliyor; biliyorsunuzdur, eski bildirge, bordro ve muhtasar beyanname ortak hâle getiriliyor, tek belge yapılıyor ama o tek belge sorunu çözmüyor. Ortak numara yok dediğim gibi, ortak bir veri tabanı yok ama onun haricinde mesela ek bir bildirimde bulunmak gerektiği zaman Sosyal Güvenlik Kurumunun bunu incelemesi gerekir çünkü Sosyal Güvenlik Kurumunda kişilerin ne kadar süre çalıştığı, ne kadar prim ödediği çok önemlidir. Sosyal Güvenlik Kurumu onu, o ek bildirimi alır, inceler, sahte bir bildirim olmasın diye inceler. Mükellef "Yanlış yaptık." dediği zaman onu muhakkak incelemek zorundadır ama Maliye Bakanlığı "Nasılsa vergi artışı var." diye alır onu, incelemez. Şimdi burada büyük sıkıntılar söz konusu olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Maalesef çok büyük değişiklikler oldu SGK kadrolarında, sık değişti. Birçok şeyi gözden kaçırıyor, bilmiyor, kadroları gözden kaçıracaklar, sıkıntı olacak.
Çok teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, gecenin bu saatinde herkese saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)