| Konu: | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 12.07.2016 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 404 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Tasarı Türkiye'deki yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla hazırlanmış. İsim ne kadar güzel, ne kadar hoş geliyor ve bu iyileştirmeyle beraber Türkiye'de sanayinin, kalkınmanın ne kadar yükseleceği, istihdamı artıracağıyla ilgili hepimize büyük bir ferahlık getiriyor isim olarak ama gerçekten öyle midir, buna bir bakmamız gerekir. Gerçekten Türkiye'de şu anda yatırım yapmak için gereken ortam var mıdır? Bana göre yok ama Sayın Osman Bey'e göre, Sayın Vedat Bey'e göre vardır, olabilir, olmadığını söyleyeceğim.
Bu yüzden de son dört yılda özel sektörün yatırım harcamaları yüzde 2'ye yakın oranda azaldı. Üretken yatırımlar yani makine, teçhizat yatırımlarında son dört yılda azalma yüzde 5'i geçti. Özel sektörün yatırım harcamaları bu yılın ilk üç ayında azalmaya da devam ediyor. Türkiye'nin yatırımlarını caydıran bunlardan çok daha da önemli sorunları ve problemleri bulunuyor. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi Türkiye'de hukukun üstünlüğü ayaklar altına alınmış durumda. Hiç kimsenin, hiçbir kuruluşun, hiçbir yatırımın hukuk güvenliği ne yazık ki ülkemizde bulunmamaktadır. Her şey bir adamın iki dudağı arasında, yargıya güven sıfıra inmiş durumda. Cumhuriyet savcısı saray savcısı hâline gelmiş, hâkimler tarafsızlığını yitirmiş durumda. Yüksek yargı diye bir şey kalmamış; Yargıtayın, Danıştayın içerisinde bulunduğu durum, son yapılan operasyonla birlikte her şey açık ve net bir şekilde ortada. Bağımsız yargının olmadığı bir ülkeye kim yatırım yapmak isteyebilir?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Mehmet Moğultay dönemi mi bu, Mehmet Moğultay dönemi mi?
MUSA ÇAM (Devamla) - Kimse kendini güvende hissetmediği yere yatırım yapmaz kolay kolay, cebindeki parasını getirip yatırım yapmaz.
Anayasa ayaklar altına alınmış durumda. Kuvvetler ayrılığı yerini kuvvetler birliğine bırakmış. Meclis yasama yetkisini, Hükûmet yürütme yetkisini, yargı yargılama yetkisini bir adamın iki dudağının arasına bırakmış durumda. Anayasa'sı fiilen ortadan kaldırılmış bir ülkeye kim yatırım yapar arkadaşlar?
Türkiye'de özgürlükler tehdit altında, yönetim giderek otoriterleşiyor, basın özgür değil, düşünceyi açıklama özgürlüğü yok edilmiş durumda, gazeteler, gazeteciler yazdıkları haberler nedeniyle tutuklanıyor, yargılanıyor ve özgürce yazamıyorlar. Türkiye'de uyduruk gerekçelerle şirketlere iktidar yanlıları kayyumlar atanıyor, insanların mülkiyetine bu yolla el konuluyor, şirketlere uyduruk suçlardan kayyum atamak için Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlemeler yapılıyor. Türkiye Avrupa Birliğinden, çağdaş dünyadan giderek uzaklaşıyor. Türkiye'nin Avrupa Birliğine tam üye olmasıyla birlikte özellikle yabancı yatırımlarda önemli canlanma olmuştu, şimdi Türkiye özgürlükleri genişleterek AB'ye yakınlaştırmak yerine, giderek uzaklaştırılıyor.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Niye? Fasıl açtık, 33'üncü fasıl da açıldı. 2 fasıl birden açıldı.
MUSA ÇAM (Devamla) - Türkiye'de siyasi iktidardan bağımsız olması gereken Merkez Bankasının, diğer bağımsız kurulların bağımsızlığı da yok edilmiş durumdadır, bu kuruluşlar sürekli müdahale altında tutulmaktadır.
Hepsinden önemlisi, Türkiye'de rüşvet ve yolsuzluklar soruşturulmamakta, sorumlular yargı önüne çıkarılmamakta. Çarkların yasalara göre değil, bir rüşvet çarkına göre döndüğü bir ülkeye kim gelip yatırım yapabilir?
Bu örnekleri daha da artırmak mümkün. Bu yasa tasarısındaki geçici 2'nci maddeye baktığımızda, AKP'nin Türkiye'yi getirdiği noktanın bizim düne kadar gördüğümüz yerden çok daha kötü bir nokta olduğunu ortaya koyuyor.
Bu tasarı, Türkiye'ye para gelsin de kimden gelirse gelsin mantığıyla hazırlanmış bir tasarı şeklindedir. 2008, 2011, 2013 yıllarında 5811 sayılı Kanun, 6111 sayılı Kanun ve 6486 sayılı Kanun'la uygulanan varlık barışı bu kanunla yeniden gündeme getiriliyor, yurt dışındaki varlıkların Türkiye'ye getirilip ekonomiye kazandırılması sağlanmaya çalışılıyor ama kimden ve nereden, nasıl olduğu çok belli değil. Önceki varlık barışlarında Türkiye'ye getirilen tutarlar üzerinden az da olsa vergi alınmıştı, bu defa tek kuruş vergi alınmıyor.
Ayrıca, gerçek ve tüzel kişilere para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasasının araçlarına diğer kişilerin yani başkalarının namı hesabına bir bildirme ve beyanda bulunma hakkı veriliyor. Daha önceki varlık barışı uygulamalarında parasını ya da değerli varlıklarını yurda getireceklerden vergi alınırken bu düzenlemeyle tamamen sıfır düzeyde, vergi alınmadan yurt dışındaki bütün paralar Türkiye'ye getirilecek. 17-25 Aralıkta bir türlü sıfırlanamayan paralar da bu yolla sisteme sokulacak, şimdiye kadar başkalarının üzerine yapılan tapular, başkalarının adına açılan hesaplar, banka hesapları gerçek sahiplerine bu düzenlemeyle geçecek.
Düzenlemenin yatırım ortamının iyileştirilmesiyle yakından ve uzaktan hiçbir ilgisinin olmadığını bilmenizi isteriz. Bu tasarı, AKP'nin rüşvet ve yolsuzluk çarkında elde ettikleri para ve diğer değerli varlıkları sisteme sokma ve artık gizlenemeyecek boyuta gelen bu suçlardan cezalandırılmaktan kurtulmalarına dönük bir çaba olarak gözüküyor. Yatırım ortamını iyileştirmekten öte kendilerini kurtarmaya yönelik bir düzenleme olarak açık ve net bir şekilde ortadadır.
Bu düzenleme Türkiye'yi tam bir kara para cennetine çevireceği gibi rüşvet, yolsuzluk, kaçakçılık ve benzeri yasa dışı yollardan elde edilerek yurt dışına çıkarılan, kaçırılan para ve diğer değerli varlıkların cezasız bir şekilde Türkiye'ye getirilerek aklanmasına yol açacaktır. Bu düzenlemenin Panama belgeleri skandalının ortaya çıkmasından sonra gündeme gelmesi de ayrıca önemlidir. Tasarı, oralarda tutulamayan paraların Türkiye'ye bu yolla getirilerek hiçbir araştırma, soruşturma ve kovuşturma yapılmadan aklanmasına hizmet edecek bir düzenlemedir. Sadece Türk vatandaşları değil, yabancılar da bu şekilde yasa dışı yollardan elde ettikleri kara para ve suç gelirlerini Türkiye'ye getirip aklayabileceklerdir. Bu iktidarın çok büyük yolsuzluklara, rüşvete, suça bulaştığını bütün dünya biliyor. Bu maddeyle, yurt dışında bu konuda çok sıkıştığınız ve bu sıkışıklığı aşmak için böyle bir yönteme başvurduğunuz anlaşılıyor. Anlaşılan paraları koyacak yer bulma sorunu yaşanıyor ve bu paralar şimdi içeriye taşınıyor. Bu düzenleme Türkiye'yi başta OECD olmak üzere uluslararası kuruluşlar nezdinde çok güç durumda bırakacak çünkü Türkiye tam bir kara para cenneti hâline getirilecek. Bu tasarı, Türkiye'de işlerin iyi gitmediğinin temel nedeni kötü yönetim ve kötüye giden bir ekonomi olduğu gerçeği göz ardı edilerek hazırlanmış bir tasarıdır. Bu nedenle bunların tamamının düzeltilmesi hepimiz açısından önemlidir ama gelin görün ki burada bu düzenlemeyle Türkiye tamamen bir kara para cenneti hâline getiriliyor.
Bu madde bir af niteliğindedir. Dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Anayasa'nın 87'nci maddesinde öngörülen beşte 3 çoğunlukla kabul edilmesi gerekir. Beşte 3 çoğunlukla kabul edilmesi gerekir. Eğer siz sadece "Burada bizim 316 milletvekilimiz var, buradaki ekseri çoğunlukla biz bunu geçiririz." derseniz bu konu Anayasa Mahkemesine, uluslararası arenaya götürülecek bir...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hemen gidersiniz Anayasa Mahkemesine.
MUSA ÇAM (Devamla) - Çünkü bu bir aftır...
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Neyin affı? Hangi cezaya?
MUSA ÇAM (Devamla) - ...ve yurt dışına çıkarılan ve yurt içine saklanan, gizlenen paraların aklanmasıdır ve aftır. O nedenle burada mutlak bir çoğunluğa ihtiyaç vardır, sadece "276'yla, 180'le biz bunu burada yasalaştırırız." deme şansınız yoktur ve buradaki Anayasa'nın 87'nci maddesinde öngörülen beşte 3 çoğunlukla kabul edilmesi gerekir. Zira, Anayasa'nın Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkilerini düzenleyen 87'nci maddesinde "...Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek..." denilmektedir. Bu kadar açık ve nettir ve burada bu af kanunuyla ilgili konu konuşulurken, oylama yapılırken bu şekilde Anayasa'nın 87'nci maddesine mutlaka uyulması gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin on dört yıllık iktidarı döneminde çıkarılan birçok af gibi bu da bir af düzenlemesidir ve yurt dışındaki ve yurt içindeki saklanan, gizlenen bütün paraların aklanmasına yönelik bir düzenlemedir. İnsanların vicdanlarına sesleniyoruz, vekillerin vicdanlarına sesleniyoruz: Fakirin fukaranın, yetimin parasının; çarçur edilerek, yurt dışına kaçırılarak saklanan, gizlenen paraların şimdi aklanma zamanı değil, şimdi vicdan zamanı. Vicdanların bu konuda ayağa kalkmasını istiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)