GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kiraz üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:111
Tarih:12.07.2016

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen saygıdeğer vatandaşlarımız; ben öncelikle, geçmiş Ramazan Bayramı'mızın mübarek olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.

Bugünkü oturumumuz açıldığından beri haklı olarak Srebrenitsa katliamının yıl dönümü vesilesiyle pek çok önemli tespit ve söz söylendi, onları da tekrar etmeden, sadece, katliamı yapanları lanetle, katliamda katledilen mağdurları da rahmetle andığımızı da ifade etmek istiyorum.

Evet, ben kiraz üreticilerinin sorunları hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Şimdi, kendisi burada olmadığı için ismen zikretmeyeceğim ama bu usul tartışmalarının başladığı ortamda bir AKP milletvekili "Kirazı konuşacağınıza işte, Srebrenitsa'yı konuşun." gibi laflar etti. Evet, biz yaklaşık bir aydır kiraz üreticilerinin sorunlarını konuşmak istiyoruz ama sürekli olarak ne yazık ki acı olaylarla karşı karşıyayız; patlamalar, terör saldırıları, şehitler, katliamların yıl dönümleri, bu denli önemli meseleler; en nihayetinde bugün konuşabiliyoruz ve onları konuşmaktan da asla vazgeçmeyeceğiz. Bugün kirazı konuşacağız, yarın sırası geldiğinde patatesi, pancarı, işçilerimizi, çiftçilerimizin tüm sorunlarını buradan dile getirmeye devam edeceğiz.

Saygıdeğer milletvekilleri, dünya kiraz üretiminin yaklaşık olarak yüzde 20'sini karşılayan ülkemizdeki kiraz rekoltesi hava koşullarına bağlı olarak yıllık 400 ila 500 bin ton civarında seyretmekte, Türkiye dünya kiraz üretiminde ilk sırada bulunmaktadır. Bu hâliyle, kiraz Türkiye için stratejik bir ürün olarak görülmesi gerekirken, artan maliyetler, kısa hasat dönemi, olumsuz hava koşulları gibi birçok neden her yıl kiraz rekoltesini ve fiyatlarını düşürmekte, üreticilerimizin ümitlerinin bir başka bahara ertelenmesine neden olmaktadır. Bütün bir yılını kiraz yetiştiriciliğiyle geçiren on binlerce üreticimiz, hasat zamanı geldiğinde bir iki aylık kısa sezon hareketi içerisinde tüm emeğini kaybetmektedir. Olumsuz hava şartları ve don olayı meyve oluşumunun önüne geçmekte, hasat zamanı meydana gelen yaz yağmurları ise olgunlaşmış meyvenin yağmur suyunu içine çekerek kabuğunu çatlatmasına ve meyvelerin dalında çürümesine neden olmaktadır. Ürettiği ürünün fiyatı ile maliyeti arasında sıkışan çoğu kiraz üreticisi, artan işçilik giderlerini göze alamayıp, ya bütün bir yılını vererek ürettiği kirazını dalında çürümeye bırakmakta ya da fiyat yükselsin diye beklerken meydana gelen yağışlarda ürününü kaybetmektedir. Tüm bu risklere karşılık, tarım ürünleri sigortası primlerin yüksekliği nedeniyle kullanılamamakta, üreticilerimiz riskleriyle baş başa bırakılmaktadır.

Kiraz ihracatımızın yaklaşık üçte 1'ini karşılayan memleketim Afyonkarahisar'da, özellikle Sultandağı ile Çay ilçelerimiz arasında bulunan mikro klima kiraz üretimi için dünyaca ünlü bir ortam hazırlamakta, bu ortamda yetiştirilen Gılli ve Karaballı türündeki kirazlar kozmetik sanayisinde kullanılırken, uluslararası piyasalarda Türk kirazı olarak ün salan ve "Tadiki" adı altında markalaşma çalışmaları sürdürülen Ziraat-900 (Napolyon) kirazımız ise doğrudan Avrupa sofralarına ulaştırılmaktadır. Bunca avantajlara rağmen, Afyonkarahisar'daki kiraz üreticilerimiz türlü imkânsızlıklarla boğuşmakta ve kendilerine gösterilecek ilgiyi özenle beklemektedir.

Bu noktada, geçtiğimiz haftalarda Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Burcu Köksal, konuyla ilgili bir mektubu tüm Afyonkarahisar milletvekillerine dağıttı, buradan ona da cevaben söylüyorum; Sayın Köksal'ın girişimi bize göre de son derece isabetli, yerinde bir girişimdir ve biz, bu noktada, bunu prensipte desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz.

Bu bağlamda, seçimler sürecinde de hep ifade ettiğimiz gibi, söz konusu Afyon ve Afyonlu hemşehrilerimizin ortak menfaatleri olduğunda, bu konuda siyasi saikleri bir kenara bırakmak suretiyle bunu siyasetüstü bir yaklaşımla değerlendireceğimizi hep söyledik, bu konuya da aynı şekilde bakıyoruz fakat aynı yaklaşımı, söz gelimi, Afyon'a İstiklal Madalyası verilmesiyle ilgili olarak diğer tüm partilerimizin milletvekillerinden de beklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Önerilerimiz çerçevesinde de kısa kısa ifade etmek gerekirse öncelikle kirazın stratejik bir ürün olarak ele alınmasını, ikinci olarak ağaç yozlaşmalarını önlemek adına ağaç başına destek ödemesi yapılmasını, üçüncü olarak Türk kirazının dünyaya takdimi noktasında gerekli markalaşma ve pazarlama faaliyetlerinin ciddiyetle ele alınmasını, dördüncü olarak tarım sigortası primlerinin düşürülmesini, beşinci olarak olumsuz hava koşullarının meydana geldiği dönemlerde afet bölgesi uygulaması yapılmasını, altıncı ve son olarak da üreticilerimizin fiyat dalgalandırmalarından etkilenmemesi adına yörede teknolojik tesislerin inşasının desteklenmesi ve kiraza taban fiyat uygulaması getirilmesini konuyla ilgili alınabilecek tedbirlerin başlıcaları olarak sayıyorum.

Önergemizin kabulüyle, diğer sorunların ve çözüm önerilerinin de tespiti için gerekli komisyonun kurulmasını talep ediyor, Genel Kurulu bir kere daha saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)