| Konu: | Uşak Milletvekili Özkan Yalım'ın, ülkemizde bulunan mülteci ve göçmenlere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesi haberleriyle ilgili gündem dışı konuşması dolayısıyla |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 12.07.2016 |
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Bursa) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizin geçmiş bayramını yürekten tebrik ediyorum, kutluyorum ve nice bayramlara, güzel günlere birlikte varma dileğimi ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Suriye'deki bu ağır dramın ardından dünya bir imtihanla daha baş başadır. Biraz önce bütün parti gruplarımız, Srebrenitsa'da insanlığın vicdanının katledildiği, soykırıma uğradığı ve aslında o mezarlara gömülenlerin o şehitlerin ruhu değil insanlığın ta kendisi olduğu bilinciyle burada değerlendirmeler yaptı, Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışır bir vakarla dünyaya bizim bakışımızı sergiledi. Aynı durum bugün maalesef Suriye'de gerçekleşmektedir. Oradan, sıkıntı duymuş kardeşlerimizin Türkiye'ye doğru yönelmiş olmaları, Türkiye'nin gurur duyacağı bir husustur. Nasıl ki daha önce Irak'ta Saddam zulmünden kaçanların varacağı yer Türkiye olmuşsa şimdi de Esad zulmünden kaçanların varacağı yer Türkiye olmuştur ve biz de bize yakışır biçimde, kişi başına gelir dikkate alındığında dünyada 1'inci sırada olan bir yardım anlayışıyla bu kardeşlerimize ve dışarıdaki insanlara, mazlumlara yardım ettik, ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, bugüne kadar 2 milyon 750 bin Suriyeli kardeşimiz Türkiye'ye gelmiştir, bunların hepsi kayıt altındadır. Toplam 3 milyondur ama bu 3 milyonun bir kısmı Irak'tan gelenler, bir kısmı Afganistan'dan, Pakistan'dan, diğer ülkelerden gelenlerdir. 2 milyon 750 bin Suriyeli kardeşimiz vardır. Bugüne kadar yardım ettiğimiz miktar -Birleşmiş Milletler hesaplama standardında- 11 milyar dolar civarındadır; dünyadan aldığımız ise 550 milyon dolar civarındadır. Dünyanın bu konuya bigâne kalmasını her platformda dile getirdik, bunun yanlış olduğunu her yerde gündeme getirdik. Oradaki otorite boşluğunun, oradaki kaotik ortamın terör örgütlerine yuva olabileceğini her platformda gündeme getirdik ve sonunda, dünya da bunun ne kadar yanlış bir şey olduğunu, zamanında inisiyatif alıp bir istikrarın sağlanmasının ne kadar elzem bir husus olduğunu kabullenmek zorunda kaldı. Bizim Suriyeli kardeşlerimize yaptığımızın dünyadaki bütün ülkeler tarafından takdir edildiği açık bir gerçektir ama daha önemlisi, milletimiz tarafından takdir edilmiş olmasıdır...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Millete soralım Sayın Bakan. Millete sorun, çıkacak o zaman meydana.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - ...ve daha da önemlisi, bizim inancımızın gereği olan, muhacirlere ensar anlayışıyla yardım ediyor olmamızın bizim gönlümüzde oluşturduğu rahatlıktır. Biz bunu yaptık, yapacağız arkadaşlar; bu yardımları bu kardeşlerimize yapacağız.
Nitekim, ah, vah edenler, Türkiye'nin ekonomisine büyük sıkıntı oluşturacağını söyleyenler... Son dönemde, son çeyrekte açıklanan 4,8 büyümeyle, dünyada dışarıya yardım konusunda kişi başına gelir dikkate alındığında 1'inci sırada olan Türkiye, işte böyle davrandığı için dünyada en çok büyüyen 5 ülkeden birisi oldu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi, bunlar arkadaşlar, önemli göstergelerdir, hepimizin gurur duyacağı tablolardır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - O zaman az daha getirelim Sayın Bakan!
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Biraz daha gelsin o zaman, biraz daha gelsin(!)
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Biz Suriyeli kardeşlerimizle ilgili burada elimizden geleni ortaya koyarken, onların önemli bir kısmını yaptığımız çadır kentlerde, konteyner kentlerde bütün altyapısı yapılmış olarak misafir ederken, dışarıdan başka ülkelerin başbakanları, içişleri bakanları, göç bakanları geldiklerinde, hakikaten Birleşmiş Milletler standardının da üstünde bir anlayışla bu hizmetleri gördüklerinde bize teşekkür ettiler ama biz onu çok önemsemiyoruz, kendilerinin de bir şeyler yapma duygularını depreştirmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz çünkü onlar zamanında bu saikle hareket etselerdi, o kadar insan, Srebrenitsa'da değerli kardeşlerim şehit olmazdı. Orada, Birleşmiş Milletlerin sorumlu olduğu bölgede yapıldı o katliam, o soykırım. Onun için, böyle küresel sorunlar söz konusu olduğunda gerçekten uluslararası iş birliğinin çok özel önemi vardır değerli kardeşlerim.
Ama sizinle şunu paylaşmak istiyorum: İnanınız, Birleşmiş Milletlerin göçle ilgili Komiserinin önüne de aynı rakamları koydum. Diplomatik sorun olmasın diye şimdi tek tek isimlerini verecek değilim ülkelerin ama bizlerden Suriyeli göçmen talep eden bazı ülkelerin -biz bu hesapları yapmıyoruz elbette ama- bizden istedikleri listeye baktığımızda, inanınız yüzde 80'i, 90'ı "yüksekokul mezunu, eğitimli insanlar" diyor. Ben onların önüne koyduğumda dedim ki, bakın, uluslararası...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Yüzde 7'si Sayın Bakan, bakmayın siz onlara. AFAD kendisi yayımladı.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - İsteyen varsa gönderin Sayın Bakan, hepsini gönderin.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Hayır, onların istediklerini diyorum. Listeyi yapmışlar, 500 kişi alacaklar sayın milletvekili. Yani, 500 kişi alacaklar 3 milyon 750 bin insan arasından, bunların... Size şunu söylüyorum: Beraberce, uluslararası platformlarda bu konuları elbette Türkiye'nin milletvekili olarak -burada birbirimizi eleştirsek de- dışarıda, uluslararası ilişkilerimiz bakımından biliyorum ki Türkiye'nin dış politikasını çoğu kere savunuyoruz, savunmalıyız da. Yani, bu kadar bir facia olmuş, bu faciaya hiç kimse bigâne kalamaz, vicdanı olan hiç kimse kalamaz. Dolayısıyla, ben olan hadiselerden bazı argümanlar sunuyorum. Bir ülke 600 kişilik liste yapmış, 600 kişinin içerisinde yüzde 75'i yüksekokul mezunu; bize gelenlerin ise yüzde 1,5'u. Arkadaşlar, yüzde 5'e yakını da meslek sahibi.
Şimdi, elbette, koydum Birleşmiş Milletler Komiserinin önüne "Bu izah edilebilir bir durum mudur?" diye, verdiği cevap kesin, net, açık: "Hayır, bu kesinlikle doğru değil." Onun için propaganda yapıyorlardı "Biz istiyoruz da bize vermiyorlar." diye, o da kesildi dikkat ederseniz.
Arkadaşlar, biz bu konuda hesap kitap içerisinde değiliz. İnsanın söz konusu olduğu, vicdanın söz konusu olduğu, ahlakın söz konusu olduğu yerde matematik bir kenarda durur, ondan sonra insanlık gerçekten devreye girer. Burada yapılacak şey, bu kardeşlerimize, elimizden geldiğince yardım etmektir.
Suç oranı da Türkiye ortalamasının yarısından aşağıdadır arkadaşlar. Bunu da şimdilik söyleyeyim. Yani, suç unsuru ortalaması oldukça düşüktür.
Şimdi biz ne yapıyoruz? Bu kardeşlerimize, elbette şu ana kadar da yaptıklarımız var ama bu aşamadan sonra da Suriye'deki gelişmeler dikkate alınarak, oradaki iyileşmenin zorluğu dikkate alınarak, zaman alacağı dikkate alınarak çifte vatandaşlık konusunda düzenlemeler yaptık, değişiklikler de yaptık ve değerli kardeşlerim, çalışmalara, İçişleri Bakanlığı olarak, Türkiye'nin bütün o göçmenlerin olduğu bölgelerinde daha da hız verdik.
Türkiye, dosya dosya ele alıyor. Her bir vatandaşın ailesiyle birlikte dosyası ele alınarak, herhangi bir suça bulaşmamış olan, Türkiye için bir tehlike, tereddüt olmayan, kendileri için de bizim için de yararlı olacak olan yani toplumsal entegrasyonda da bir sorun olmayan, bizim de ensar anlayışımızı yansıtacak biçimde... Yani, sizler, tabii, eleştirebilirsiniz, biz, o eleştirileri ayrı politikalar olarak değerlendiririz; siz olursanız iktidarda, hiç almayabilirsiniz, ayrı politikalar üretebilirsiniz veya başka politikalar geliştirebilirsiniz. Bunları değerlendirecek olan, elbette milletimizin kendisidir ama biz, bu çerçevede, bu ensar anlayışıyla, bunu da yansıtacak biçimde ve ölçekte bir çalışma içerisindeyiz.
Tespit ettiğimiz -devletin birimleriyle beraber- alınmasında sakınca görmediğimiz, yarar gördüğümüz -hem kendi durumları itibarıyla hem Türkiye bakımından hem Suriye bakımından- aileleri Türk vatandaşlığına daha hızlı bir biçimde alacağız. Burada da zaten daha önce çalışmaları konusunda bir düzenleme yaptık.
Biz, değerli arkadaşlar, işsiz gencimize de -daha geçen gün, efendim, Başbakanımız yeni paketi açıkladı- esnafımıza da, çiftçimize de, üniversite mezunu insanımıza da, kişilere de herkese, en iyi şartlarda bir Türkiye sunmanın gayreti içerisindeyiz. Nasıl ki sefil bir durumdan, 2.500 dolarlardan 10 bin dolarlara getirdiysek 25 bin dolarlara da biz çıkaracağız, hiç merak etmeyin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani nasıl ki bir köprünün yapılması bile büyük, on yıllar alan tartışmalara neden oluyordu ise Türkiye'de ve şimdi, dünyanın dördüncü büyük köprüsünü yapıp açtık ve insanlar da çok nefis bir biçimde bayramda kullandı, geçtiler. Onları da yapacağız, Kanal İstanbul'u da yapacağız. İstanbul'da üçüncü köprüyü de, dünyanın en önemli havalimanlarından birini, üçüncü havalimanını da yapıyoruz, hızlı trenleri de yapıyoruz. Bu arada Suriye'deki bu faciadan Türkiye'yi ağabey bilip, kardeş bilip, evi bilip gelen kardeşlerimize de kucak açtık.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Atanamayan polisler ne olacak, atanamayan polisler Sayın Bakan?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Daha önce Bulgaristan'da olanlar vardı, ki ben de öğrenciyken protestolarına katılmıştım, oradaki Jivkov rejiminin protestosuna. Orada gençken karşı çıktığımız ve hükûmetleri politika üretmeye zorladığımız hususlarda şimdi elimize imkânlar geçmiş -Allah'ıma binlerce şükür- o kardeşlerimize Türkiye'nin imkânlarını beraberce Türkiye'yi geliştirmek için değerlendirip kullanıyoruz ve...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şu atanamayan polislere de bir bakın, atanamayan polislere.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - ...Türkiye'yle birlikte büyüyorlar; en güzel örneği de 4,8'lik büyümedir değerli kardeşlerim.
O bakımdan biz, Suriyeli kardeşlerimizin en iyi şekilde eğitim almasını sağlayacak ve kendi ülkelerinde düzen kurulduktan sonra da arzu edenlerin elbette topraklarına dönebileceği bir anlayışla, bir politikayla bu meseleyi de yönetiyoruz. Elbette vatandaş olan kardeşlerimizin kendi vatandaşlarına yani Suriyeli olup da Türkiye'de şu anda kamplarda ya da şehirlerde, varoşlarda ya da başka yerlerde yaşayan insanlara eğitim hizmeti, sağlık hizmeti ve sosyal hizmet sunabilecek olanlarını Türkiye'den başka ülkelerin almasını engelleyecek bir politikayla da yapıyoruz bunu. Yani başka ülkeler gerçekten vicdanları kanatacak biçimde alıyorlar, geliyorlar -biraz önce örneklerini verdim- ve sadece burada diğer kardeşlerimize -çünkü onlar o dili biliyorlar, onların dilinden anlıyorlar, hâl dilinden anlıyorlar, lisanından anlıyorlar- elbette onlara yardım edecek, onlara yardım ederken az ve bizim de işimizi kolaylaştıracak insanları bir an önce nasıl yurt dışına götürürümün çabası içerisinde oluyorlar. Bütün bunlar da, söylediğimiz şeyler de Türkiye'nin bu konudaki yaklaşımını argümanları dile getirme bakımındandır. Yoksa, hiç bunlar olmasa bile, bizim vicdanımız ne söylüyorsa biz onu yaparız, hesabını da millete veririz. Millete zaten hesabı iyi verdiğimiz için, o da sandıkta bize güvenini her geçen gün artırarak tazeledi ve Türkiye'de bu politikaların uygulanmasına fırsat verdi.
Değerli kardeşlerim, Sayın Cumhurbaşkanımızın bir mevzuyu gündeme getirmiş olması, yani karşı çıkanların o anda refleks olarak karşı çıkmalarıyla aynı anlamda, aynı durumda değildir. Onun, daha önce onlarca kez tartışılmış, argümanlar önüne konulmuş, değerlendirmeleri yapılmış ve Türkiye'ye getirisi götürüsü hesaplanmış, insanlığa getirisi götürüsü hesaplanmış, bizim ensar anlayışımıza katkısı değerlendirilmiş ve milletimize nasıl sunulacağı çalışılmış bir mevzuyu tam da yerinde, Kilis'te dile getirmiş olması bir tesadüf değil, orada dile getirmiştir. Niye tesadüf değil? Dünyada kendi nüfusundan daha fazla misafir barındıran, Suriyeli kardeşimizi barındıran yegâne ildir arkadaşlar. Onları buradan saygıyla selamlıyorum ve o kardeşlerimize buradan hürmetlerimizi, sizin de izniniz olursa Türkiye Büyük Millet Meclisinin de takdirlerini sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hükûmetimizin de minnettarlığını dile getiriyorum çünkü gittik oraya, işte Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber oturduğumuz masada 3 kişi vardı Suriyeli ve birisi, bir kızımız vatandaştı. Vatandaş olmuş, nüfus cüzdanını gösteriyordu gururla ve ikisi değildi, birisi üniversitede hoca, "Şimdi ben de olmak istiyorum." dedi.
Arkadaşlar, bu kardeşlerimize biz bu imkânları sunuyoruz ve Allah da bereketini veriyor. İşte, Türkiye dünyaya örnek olacak bir tutum içerisindedir değerli arkadaşlar.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - 600 bin öğretmene de söyleyin Sayın Bakan?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Nerede... Sadece bu mu? Darfur'da bir hadise oluyor, oradayız; Orta Asya'da -ben de gittim, ziyaret ettim- Orhun Abideleri'nin yolu yapılacak, biz oradayız; anıtlar yapılacak, biz oradayız; Bosna'da, Makedonya'da camiler onarılacak, biz oradayız.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Dünya lideriyiz, dünya(!)
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Arkadaşlar, Orta Doğu'da bir iş yapılacaksa biz oradayız. Biz fizikî, coğrafi sınırlarımıza sığmayan bir siyaset anlayışıyla siyaset yapıyoruz. Bizim gönül coğrafyamız fizikî coğrafyamızdan çok daha geniştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Gönlümüzün coğrafyasının sınırları dünyada nerede bir mazlum varsa orasıdır. Onun dışında yer yüzünde bize sınır çizecek kimse yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli kardeşlerim, biz gideriz, yardım nerede lazımsa oraya gideriz.
MEHMET TÜM (Balıkesir) - Niye bugüne kadar gitmedin Sayın Bakan? Niye bu insanları yerinden yurdundan ettiniz?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Biliriz ki veren ele Rabb'im daha çok katkıda bulunur. İşte, dünya ekonomik krizlerle uğraşırken, biz, krizlerle uğraşan, tarumar olmuş bir coğrafyanın ortasında dimdik, istikrarlı bir biçimde, ekonomik büyümesini sağlayan...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Antalya'ya otelcilerin yanına bir gidin siz bakalım, kriz neredeymiş.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - ...uluslararası yardımları elinden geldiği gibi yapan ve Suriyeli kardeşlerimize de o günün gereği neyse onu yapan, bunda da tereddüt etmeyen bir siyaset anlayışını pratiğe aktarıyoruz. E, bunun da sizlersiniz destekçisi, sizlere de ayrıca teşekkürlerimi arz ediyorum sayım milletvekillerim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Emeklinin maaşı kesildi, emeklinin maaşı.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Çünkü, bu grup da bu siyasetin arkasında böyle durmasa, gerçekten, Türkiye'yi başka yerlere çevirmeye çalışanlar emellerine ulaşabilirler ama onlar da asla ulaşamıyorlar. Çünkü, biz tarihimizden aldığımız sorumluluğu bugün milletimizin bize verdiği imkânlarla buluşturup hem milletimizin her ferdinin problemini çözmek için politikalar üretiyoruz hem de milletimizin gönlünün coğrafyasının sınırlarına kadar ulaşıp orada mazlum kim varsa onun yardımına koşuyoruz ve o mazlumlara kim zulmediyorsa onu da Birleşmiş Milletlerin Meclisinde telin ediyoruz, Avrupa Birliğinin ortasında telin ediyoruz. Bu politikamızı da büyük bir onurla, değerli arkadaşlar, savunuyoruz ve hiç de tereddüt göstermiyoruz. Bunun liderliğini Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapıyor, milletten yüzde 52 oy aldı. Bunun uygulamasını bizler yapıyoruz, politikasını bizler oluşturuyoruz...
ATİLA SERTEL (İzmir) - İsrail'in önünde dik çöktünüz, diz.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - ...yasalarını, politikasını beraber kararlaştırıyoruz, biz de yüzde 49,5 oy aldık.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Rusya'dan özür dilediniz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Bir daha gittiğinizde göreceksiniz kaç oy aldığınızı.
ATİLA SERTEL (İzmir) - İsrail'in önünde diz çöktünüz, diz.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, 2002'den beri de bu anlayış iktidardadır.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Mavi Marmara gitti "Biz mi yolladık?" dediniz.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Allah'ın izniyle bu istikamet üzeri olalım, biz bu istikametten ayrılmayalım; 2019'da da, 2023'te de, değerli kardeşlerim, bu anlayış iş başında olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) - İsrail'in önünde diz çöktünüz, diz.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Çünkü doğrunun millet de yanındadır, Allah da yanındadır.
Sizleri saygıyla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)