| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 30.06.2016 |
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benden önce konuşan hatip, Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Grup Başkan Vekili Erkan Akçay gerçekten çok dehşet içinde bırakacak bilgiler verdi bize. Meclisi aydınlattığı için teşekkür ediyorum.
Fakat, ben bu maddenin diğer bir sakıncasından bahsetmek istiyorum. Şimdi, madde diyor ki: "Kusurlu hareketleriyle görevin gereklerini yerine getirmeden şirketi zarara uğratan kayyum..." Yani, şunu söylemek lazım ilk önce: Nasıl bu yasayla, 2011'deki bu yasanın aynısıyla yüksek yargıyı paralel hâkimlerle doldurduysanız daha önce de paralele yakın olan şirketlere usulsüz ihaleler vererek, himmet toplamalarına izin vererek o şirketleri de zengin etmiştiniz çünkü o zaman ortaktınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, bu kayyum meselesini gerçekten çok istismar ederek o şirketleri iflasa sürüklemek, batırmak için yeni bir uygulama icat ettiniz. Hangi şirkete bir kayyum atadıysanız o şirket iflasa sürüklendi. Şimdi, bu madde ne yapıyor? Bu madde diyor ki: Eğer kayyum Türk Ceza Kanunu 257'nci madde uyarınca görevi kötüye kullanmadan hüküm giymezse devlet ona rücu edemeyecek. Yani, şirketi zarara uğrayan vatandaş devlet aleyhine dava açacak, eğer şirket kayyumun kusuruyla zarar ettiyse bu parayı tazminat olarak devlet kayyuma ödeyecek ama devlet kayyuma rücu için hüküm giymiş olmasını arayacak. Bu nedir biliyor musunuz? Biraz önce muhalefetin sorularından kurtulmak için tabanları yağlayıp kaçan İçişleri Bakanınız bir ara bir bürokrata "Sen benim dediğimi yap, biz onu suç olmaktan çıkartırız." demişti ya, şimdi o en tepeden talimat alan kayyumlar baktılar ki tazminat davaları açılıyor, pabuç pahalı "Biz ne olacağız?" dediler, "Bizi mahvedecekler." dediler, şimdi siz kayyumlara koruma zırhı getiriyorsunuz.
Bir de yasada bir madde var, diyor ki: "Devlet kayyumlara bir sene içinde rücu eder." E, 366'ncı gün oldu, ne olur? Rücu edemez. Peki, rücu etmeyerek tüyü bitmemiş yetimin hakkını peşkeş çeken görevliler ne olur? Onunla ilgili hüküm yok, genel hükümlere göre.
Arkadaşlar, bu yasayla hem yargının ayarlarıyla oynuyorsunuz hem de ticaret hayatının ayarlarıyla oynuyorsunuz. Kayyumlara yüzlerce milyar maaş veriyorsunuz, o şirketlerin bütün haklarını kayyumlara devrediyorsunuz ama hani adı "Paralel yapıyla mücadele." Biz buna karşı çıkınca da "paralelci" oluyoruz, hukukun yanında olunca "paralelci" oluyoruz.
Şimdi, bir şirketin vadesi gelmeyen borçlarını ödemiş olan, şirketin kasasını boşaltmış olan kayyum ya da örneğin yüklü miktarda işçiyi işten çıkartıp ihbar ve kıdem tazminatlarını ödeyen kayyum görevi suistimalden Türk Ceza Kanunu 257'nci maddeye göre hüküm giyemeyeceğinden, bir tazminat davasında devlet ödediği parayı kayyuma rücu edemeyecek. İşte sizin adalet anlayışınız bu. Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla, bizim ödediğimiz vergilerle kayyumun zararını devlet ödeyecek. Kendi adamlarınızı kayırıyorsunuz, bravo ama unutmayın, bir zamanlar bu cemaatçiler de sizin adamınızdı. Bir zamanlar o Mavi Marmara'yı gönderenler de sizin adamınızdı. Sayın Cumhurbaşkanı o zaman Başbakanken "Ben izin verdim o geminin gitmesine:" demişti 2014 yılında. Bugün de "Siz benden izin almadınız." diyor. "Bir dahaki gemiye ben de bineceğim." demişti. Şimdi, İsrail'le 20 milyon dolara anlaştı ve şimdi eski adamlarınızı sattınız.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Gemileri yaktı. Mavi Marmara'yı yaktı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Mavi Marmara'yı yaktı.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Devamla) - Şimdi, ben bunları söyleyince Sayın Grup Başkan Vekili gülüyor. Sayın Bostancı, yarın "Sen de hainsin." derse hiç şaşırmayın, hiç şaşırmayın, âdeti bu.
Teşekkür ederim efendim. (CHP sıralarından alkışlar)