GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:110
Tarih:30.06.2016

BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, İstanbul Havalimanı'nda yaşanan olayı kınadığımı ve orada hayatını kaybedenlerin geride kalanlarına başsağlığı dilediğimi, yaralılara da acil şifalar dilediğimi belirtmek isterim.

Ancak değinmek istediğim bu noktada başka bir durum var. Bugün Obama, Kanada Parlamentosunda İstanbul Havalimanı'nda yaşanan facia sebebiyle bir dakikalık saygı duruşunda bulundu ve konuşmasını daha sonra başlattı. Biz burada, Türkiye'de, Ankara'da, Türkiye Büyük Millet Meclisinde orada hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bile bulunmadık, bunu hatırlatmak isterim. Bunun yerine ne yaptık? Osman Gazi Köprüsü'nü açarak onun üzerinde terörle mücadele propagandası yaptık, bunu takdirlerinize sunuyorum arkadaşlar.

Şimdi gündemimize dönelim. Evet, Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu Tasarısı'nın 30'uncu maddesi üzerine birkaç kelamımız olacak.

Şimdi, arkadaşlar, 30'uncu maddede aslında çok çok önemli şeyler söyleniyor fakat üstü kapalı. Nedir bu? Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitap dördüncü kısmından bahsediyor. Oradaki suçlarda ilin cumhuriyet savcısının gayet keyfî, gayet takdirî uygulamaları aslında düzenlenmiş. Nedir oradaki suçlar? Devletin güvenliğine karşı suçlar... Bu, sizin için ne demek biliyor musunuz? Taş atan çocuklar aslında, sizin nezdinizde böyle bir tanımlaması var. Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar... Burada ne var? Hükûmete karşı suçlar var mesela. Millî savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk. Nedir bu mesela, sizdeki karşılığı ne? Can Dündar ve Erdem Gül davası ya da Dicle Haber Ajansında çalışan muhabirlerin davası sizler için bu maddeye giriyor. Bu maddelerde ne olacak? Buradaki düzenleme hangi şekilde düzenlenmiş söyleyelim hemen, diyor ki: "Gecikmesinde sakınca bulunduğu hâllerde suçun işlendiği cumhuriyet başsavcısı delilleri toplayabilir ancak takdir ilin cumhuriyet başsavcısındadır." Burada oluşturulmak istenen mahkemeler ve savcılıklar DGM zihniyetiyle oluşturulmak isteniyor arkadaşlar. Aynı ihlallere sebebiyet verecek olsalar bile onların çok çok gerisindedir çünkü aslında bu, korsan bir düzenlemedir. Örneğin DGM'lerin, devlet güvenlik mahkemelerinin kuruluş ve yargılama usulleri hakkında kanunları vardı ancak DGM'lerle aynı işlevi görecek olan bu mahkemeler ve savcılıkların böyle bir kanunu bile şu anda yok. Niyetleri ne peki yani aslında niyetiniz ne? "Ben o mahkemelere belirlediğim hâkim ve savcıları atar, soruşturma ve kovuşturmaları şansa bırakmadan tüm hâkim ve savcılarla değil, sadece benim belirlediklerimle yürütürüm, sürpriz kararlar da verilmemiş olur." mantığı ve isteğiyle hareket edilmek isteniyor ve bu, uygulamada da karşımıza böyle çıkacak zaten. Bunun dışında, tabii yargıç ilkesinin zedelenmesi, adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi gibi durumlar bu hukuksuzlukta dikkat edilecek hususlar olmayıp iktidar her yolu kendine mübah görmeye devam etmeye çalışmaktadır. Sıkıyönetim mahkemeleri, devlet güvenlik mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler gibi özel bir alanı ifade ettikleri için çifte standartlı uygulamalara neden olan; tabii hâkim ilkesine aykırı olan; demokratikleşme süreci içerisinde, daha adil yargılamaların sağlanması amacıyla kaldırılan devlet güvenlik mahkemeleri veya özel yetkili mahkemeler bir başka düzenlemeyle tekrar yaşama geçirilmeye çalışılmaktadır.

Arkadaşlar, adalet mi istiyoruz gerçekten? Otuz beş gündür akıbeti belli olmayan ve bir türlü de buna ilişkin açıklama yapılmayan Hurşit Külter'in nerede olduğunu eğer bu Parlamento çatısı altında bulabilirsek ve o çok yetki verdiğiniz savcılarınız, o çok yetki verdiğiniz atanmış valileriniz kalkıp buna ilişkin bir açıklama zahmetinde bulunursa evet, o gün bu ülkeye mutlaka adalet gelecektir arkadaşlar. Bunun dışında, buradan adalet bekleyen, bu Parlamentodan insanlık bekleyen hasta tutuklu ve hükümlüler -bakın, bizleri izliyorlar arkadaşlar- ne bekliyorlar biliyor musunuz? Son günlerini -ölüm noktasına gelmiş olan hasta insanlardan bahsediyorum- sadece ailelerinin yanında geçirmek istiyorlar. Bu konuyu sizlerin vicdanına ve insanlığına bırakıyorum.

Tekrardan sizleri saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)