GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:109
Tarih:29.06.2016

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; gecenin bu son konuşmasında hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hem bölüm üzerinde konuşurken hem de 12'nci madde üzerinde konuşurken ifade etmiştim; bu kanun tasarısının iki soğan cücüğü mahiyetinde maddesi var: Bir tanesi o 12'nci maddeydi, diğeri de bu 22'nci madde. Evet, daha önce de hep ifade edildi, Komisyon çalışmaları esnasında da hep söyledik bunları. Burada özellikle 12 Eylül 2010 Anayasa referandumuyla birlikte çivisi çıkmış olan yargı düzeninde peş peşe yapılan pansuman tedbirlerin bize göre sonuncusu olmayan ama şu an mevcut durumu toparlayabilmek amacına matuf olduğunu düşündüğümüz bir düzenleme daha yapılıyor ve böylelikle tıpkı Danıştayda olduğu gibi Yargıtayda da hem daire sayıları azaltılıyor hem de bu dairelerde görev yapan üyelerin sayıları önce 300'e -birazdan görüşeceğiz AKP önerisi muhtemelen burada parmak çoğunluğuyla kabul edilecek, 310'a o artık yeni hâliyle- ondan sonra da kademeli olarak 200'e düşürülecek.

Tabii, burada, ciddi anlamda, yargı sistemimizin ve onun üzerinden de adalete olan inanışın, genel anlamda adaletin ve onun temelini oluşturduğu devletin çok ciddi hasar aldığı, çok ciddi zarar gördüğü aşikâr.

Bizim buradaki yaklaşımımız -biraz önce Danıştayla ilgili kısmında da söyledim- bir ayrımcılık yapıldığı belli bir vakıa ve önemli bir sıkıntı. Biraz önce, benden önceki hatipler çay üzerinden pek çok eleştiride, farazide bulundular. Çay toplamanın ve... Hatta oradan bir hatip de "çayıştay" mı dedi?

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Çaydaş yargı.

MEHMET PARSAK (Devamla) - "Çaydaş yargı" dedi.

Bakın, şunu söyleyeyim sayın milletvekilleri: Yargı sistemimizin en tepesindeki kurumlarla ilgili olarak gecenin bu saatinde bunları konuşuyor olmamız bile, işin açıkçası, durumun ne derece vahim olduğunu kendi başına ortaya koymakta. Bu pansuman tedbirler biraz sonra muhtemelen bu maddede kabul edilecek. En nihayetinde yarın veya en nihayet diğer gün yasa tasarısı da tamamen kabul edilecek ve bir an önce Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da onaylanıp yürürlüğe girecek elbette. Ama bizim bu pansuman tedbirlerle değil, işi yeni baştan ele almak suretiyle bu sistemdeki tüm aksaklıkları kökten çözmemiz gerekiyor. Eğer bunu yapmazsak, şu anda yüzde 12 ile yüzde 29 arasında çeşitli rakamlar zikredilen Adalete Güven Endeksi daha da aşağılara düşecek. Sıradan vatandaşı biz noktada, adaletine, dolayısıyla devletine güvenir bir hâle getiremeyeceğiz.

Bir de burada bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum. Şimdi, biz burada Yargıtay üyelerini hâkimlikten almıyoruz. Yargıtay üyelerini Yargıtay üyeliğinden düşürüyoruz ve bu tasarı kanunlaştıktan sonra ilk önce 310 tanesini yeniden Yargıtay üyeliğine getiriyoruz. Peki, diğerleri? Diğerlerini bölge adliye mahkemelerine, kürsüye geri gönderiyoruz.

Şimdi, burada, eğer, AKP tarafından paralel hâle getirildiği için adalet sistemimiz içinde ciddi bir sıkıntı mahiyetinde olan bu hâkimler ise problem, bunlar Yargıtayda değil, gönderildikleri yerlerde gene Türk vatandaşlarına adaleti tecelli ettirmekle yükümlü olacaklar. Oradaki vatandaşların, o aşamadaki yargılamada bunlar eğer -tırnak içinde söylüyorum- defolu, problemli, sıkıntılı olan hâkimlerse orada görev yapmalarının devam etmesi de ayrıca bir sakınca değil mi?

Ben burada tekrara düşmemek adına ve süremin de azaldığını gözeterek, önceki tüm muhalefet şerhlerimizde ifade ettiğimiz hususlara da yeniden atıf yapmak suretiyle tekrar ediyorum ve bu konunun gerçekten olması gerektiği gibi çözüme kavuşturulmasını temenni ederek yüce heyetinizi ve Gazi Meclisi bir kere daha saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)