GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:109
Tarih:29.06.2016

MEVLÜT DUDU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Kanun Tasarısı'nın 15'inci maddesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken dün İstanbul'da meydana gelen terör saldırısında vefat eden başta İskenderunlu hemşehrim sevgili Umut Sakaroğlu olmak üzere bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu vesileyle PKK ve

IŞİD terör örgütleri başta olmak üzere bütün terör örgütlerini nefretle kınıyorum ve lanetliyorum. Tabii, her saldırıdan sonra benzeri ifadeleri kullanıyoruz ama ne yazık ki terörü engellemekle, önlemekle görevli olanlar da bizden çok farklı ifadeler kullanmıyorlar; sadece bunlara ilave olarak bir de muhalefeti suçluyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde bir terör saldırısı nedeniyle muhalefetin suçlandığı görülmemiştir. Türkiye'deki PKK ve IŞİD terörünün tek sorumlusu politikalarıyla, yanlış politikalarıyla buna sebep olan AKP'dir, şu andaki mevcut iktidardır.

Değerli milletvekilleri, bu kısıtlı sürede tasarıyla ilgili söylenecek çok şey var. Bunları nasıl sığdıracağımı düşünürken Sayın Bakan sağ olsun, öyle bir laf etti ki cevap vermeden geçemeyeceğim. Sayın Bakan dedi ki: "Yüksek yargı başkanları, başkan vekilleri, başsavcıları ve benzeri bazı unvan sahibi kişilerin üyeliklerinin düşürülmemesi Anayasa gereğidir, Anayasa bağlılığımızdan dolayı bunları tasarıya ilave etmedik, onların üyeliklerini muhafaza ettik." dedi. Yani, gülecek hâlimiz olsa bu açıklamaya, bu ifadeye kahkahalarla gülmemek elde değil. Neden mi? Sayın Bakan, bu tasarının neresi Anayasa'ya uygun. Bu tasarının Anayasa'ya uygun olan bir yeri var mı? Bu tasarıyla yargıyı tamamen siyasallaştırıyorsunuz, yargıyı tamamen bağımlı hâle getiriyorsunuz, hukuk devletini katlediyorsunuz. Dolayısıyla, bu konudaki hassasiyetinizin doğru olmadığını, geçerli olmadığını, yargı başkanlarının, yüksek yargı başkanlarının Cumhurbaşkanıyla çay toplamaya gitmelerinden dolayı ödüllendirildiklerini söyleyemediğiniz için bunu söylediğinizi düşünüyorum.

AKP iktidarı, başta millî eğitim olmak üzere, birçok alanda bir yapboz politikası uyguluyor. 2011'den bu yana bu politika yargı için de geçerli. 2011'den önce, sözüm ona "Vesayet sistemini, düzenini yıkacağız." diyerek o zamanki suç ortağınız olan bir cemaate yüksek yargı üye sayılarını yükselterek yüksek yargıyı teslim ettiniz. Sonra 17-25 Aralık oldu. 17-25 Aralıktan sonra ne olduysa bir anda bu cemaati "paralel yapı" ilan ettiniz, "Paralel yapı devleti teslim aldı." dediniz. İyi de, o paralel yapıya o devleti teslim eden kimdir; hükûmet değil midir, iktidar değil midir? Yasa dışı bir yapılanmanın devleti teslim almış olmasında iktidarın hiç mi sorumluluğu yoktur?

2014 yılında, Aralık ayında yine yükselttiniz yüksek yargı üyelerinin sayısını, şimdi düşürüyorsunuz, gerekçeniz de istinaf mahkemelerinin kurulmuş olması. Peki, size soruyorum: Siz nasıl bir iktidarsınız?

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Biz çok iyi bir iktidarız.

MEVLÜT DUDU (Devamla) - İki yıl sonra, hatta bir buçuk yıl sonra bu istinaf mahkemelerinin kurulacağını öngöremediniz de mi bir buçuk yıl önce yüksek yargı üyelerinin sayısını yükselttiniz? Birkaç gündür arkadaşlarımız anlatıyor; bunların tek sebebi korkudur, bu bir korku yasasıdır. Adaletten korkuyorsunuz ama şunu unutmayın: Türk adaletinden kaçamazsınız, belki kaçarsınız ama Lahey sizi bekliyor orada ve en önemlisi ilahi adalet bekliyor sizi.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)