GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:109
Tarih:29.06.2016

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Doğrusu, 15'inci madde üzerindeki görüşlerimize geçmeden önce Sayın Bakanın anlattığı hususa tekrar değinmekte fayda görüyorum grubumuz adına. Hem Komisyonda hem bugün Genel Kurulda ve birkaç gün önce de yine Genel Kurulda Sayın Bakan ısrarla "Yargıtay ve Danıştay üyeliği teminatı diye bir şey yoktur, hâkimlik teminatı şöyledir..." şeklinde bazı açıklamalar yapıyor ya da tasarının bütünü hakkında "Anayasa'ya doğrudan aykırı değil, işte nerede yazıyor, bana gösterin açıkça Danıştay, Yargıtay üyeliği statüsü." şeklinde bazı belirlemelerde bulunuyor. Ama ben öncelikle şunu söylemek istiyorum: Cumhurbaşkanına dair, Cumhurbaşkanının dokunulmazlığına ilişkin de ne Anayasa'da ne de başka yerde herhangi bir düzenleme yoktur ama sorulduğu zaman Hükûmet sözcüleri şunu söylemişlerdi: "Milletvekilleri ve bakana tanınan dokunulmazlık ve güvence evleviyyetle Cumhurbaşkanına da tanınır." Aynı şeyden bahsediyoruz, hâkimlere tanınan bu hâkimlik teminatı mevzusu bütün hakimler için geçerlidir. Hâkimlik teminatından bahsediyoruz ama Yargıtay ve Danıştay üyeliğinin de bir statü olduğunu anlatıyoruz çünkü Anayasa'nın ve kanunların, uluslararası metinlerin, bunun dışında Anayasa'nın özünde ve yer aldığı şekliyle bu teminat yüksek yargı üyeleri için evleviyetle zaten geçerlidir. Hâkimlik yaparak adalet için karar verici konumundaki herkes bu teminatın kapsamındadır ve bu teminat öylesine önemlidir ki ancak değiştirilmesi çok zor olan belgelerde güvenceye alınmıştır ve o belgelerle yine değiştirilmesi gerekir, Anayasa gibi.

Şimdi, Türkiye'de hâkim, savcı olma kriteri aslında ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber, yüz yıldır bu ülkede her dönem nasıl göreve geldiklerini biliyoruz hâkim ve savcıların, buna değinmeyeceğim ama kısaca, bu yarışmayı geçen kişiler hâkim veya savcı olabilir ama Danıştay ya da Yargıtay üyeliği için bundan çok daha fazlasına ihtiyaç var. Bu kriterler öncelikle meslekteki başarı, tecrübe, birinci sınıf hâkimliğe ayrılmış olma, analitik düşünme yeteneği, zekâ, pratiklik ve çevresince de kabul gören, herkesçe meşruluğu da kabul edilen üyeler arasından seçiliyor. Şimdi, üzerinde uzlaşılan ortak kriterler bu iken ve hukukun üstünlüğünü sağlamak adına bu güvenceyi korumak üstün değerken yasanın lafzına bakarak bu hâkimlik teminatının ruhunu gölgeleyen açıklamalar ve kavramın içini boşaltan yaklaşımlar olsa olsa sadece kötü niyettir. Doğrusu, Sayın Bakan, böyle, sürekli olarak aynı açıklamaları yaparken şunu düşündüm: Gerçekten de zor bir durumda çünkü izahı çok zor olan açıklamalarda bulundu yani söylediklerine kendisi de inanıyor mu, ben merak ediyorum.

Öte yandan, Yargıtay yani Meclisi Ahkâmı Adliye yüksek yargı organıdır ve buraya meslekten gelerek seçilenler bir anlamda terfi alıyorlar. Yine, hukuk düzenimizde Hâkimler ve Savcılar Kanunu diye ayrı bir kanunla düzenleme var. Aynı şey Danıştay üyeliği için de söz konusu. Anayasal güvenceler bu üyeliklerin ayrı bir statü alanı olduğunun kanıtlarıdır. Anayasa'nın 154'üncü maddesinde veya başka herhangi bir yerde üyelik teminatı yok diyerek Yargıtay üyelerinin, Danıştay üyelerinin daha güvencesiz olduğunu belirtmek en iyi olasılıkla -belirttiğim gibi- kötü niyetli bir yaklaşım, bir çarpıtma olsa gerektir.

Şimdi, bir de Anayasa'nın yargı sistematiği bölümüne baktığımızda, anayasa koyucu yüksek mahkemelere ilişkin sıkı kurallar getirmiş, olağan kanunlar aracılığıyla bu yargı organlarına politik müdahaleleri engellemek istediği anlaşılıyor. Amaç, üstün değer, korunan değer yargı bağımsızlığıdır ve hukukun üstünlüğüdür. Amaç ve ışık ve korunan değer bu olursa düzenlemeleriniz de buna uygun olmak zorundadır ve olmalıdır da yani beklenen aslında budur. Oysa, burada yapılan tam aksine tamamen yargı bağımsızlığını hiçe sayarak kadrolaşmayı hedefleyen düzenlemeleri getirmektir. Bu, başta da belirttiğimiz gibi, İç Tüzük 38'e aykırılık tartışmalarında da belirttiğimiz gibi Anayasa'ya açıkça aykırı düzenlemenin hemen geri çekilmesi gerekir. Bunu biz, ikna olacağınız için de söylemiyoruz aslında, ikna olmayacağınızı biliyoruz çünkü kodlanmışsınız. Yani bu kodlanma dışında başka bir şeyi tartışmanız bile mümkün değil ama biz muhalefet partisi olarak, HDP Grubu olarak bu sorumluluk hissiyatıyla burada tarihe not düşsün diye, tekrarla bu tasarının ısrarla Anayasa'ya aykırı olduğunu savunuyoruz ve belirtiyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)