| Konu: | Türkiye'nin hibrit otomotiv sanayisine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 29.06.2016 |
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ne yazık ki bir insanlık suçu olan terör, dün de Atatürk Havaalanı ve güneydoğuda bağrımızı yaktı. Nereden gelirse gelsin ülkemize yönelik her türlü terörü şiddetle kınıyorum. Bu saldırılarda yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, günümüzde, artık, ülkeler çevresel ve ekonomik faktörleri göz önünde bulundurarak yatırım stratejilerini yeniden planlamaya başladılar. Bu durumun en önemli örneklerinden birisi, dizel araçlar yerine çevre dostu hibrit araçların yaygınlaşmasıdır. Hava kirliliğini azaltan, çevre dostu, yüzde 50 elektrik, yüzde 50 benzinle çalışan hibrit otomobil üretimi teşvik edilmeli. Hava kirliliğinden ötürü sağlık sorunlarının her geçen gün arttığı ülkemizde, en azından geleceğimizi kurtarmak için, dizel arabalar yerine kendi elektriğini kendi üreten ve ekonomik açıdan tasarruflu hibrit araçların yaygınlaşması için gerekli teşvikler sağlanmalıdır.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından, çevreye ve insan sağlığına zararı raporlarla ortaya konan dizel otomobillerin, artık, tarihe karışması gerektiğinin bilincinde olan ülkeler gerekli tedbirleri alıp bunun yerine hibrit otomotiv sanayisinin yaygınlaşması için seferberlik başlatmış durumdadır. Örneğin, Fransa Avrupa'da en fazla oranda dizel araç satılan ülke iken Paris Belediyesi 2020'den itibaren dizel araç girişlerinin yasaklanacağını açıkladı. Hindistan Yeni Delhi'de dizel araçların girişi tamamen yasaklandı. Petrol üreticisi İran bile yüzde 90 olan ithalat vergisini hibrit araçlarda 0'a düşürerek yaygınlaşmasını teşvik etme kararı aldı. Hollanda ve Norveç Parlamentoları 2025'ten itibaren dizel araçların girişini yasaklama kararı aldı.
Peki, Türkiye'de durum nasıl dediğimizde, görüyoruz ki durum hiç de iç açıcı değil. Türkiye'de, 2016 yılı itibarıyla trafiğe kayıtlı yaklaşık 11 milyon aracın yüzde 32'si dizel, yüzde 27'si benzinli ve maalesef yüzde 40'ı tekerlekli bomba olarak anılan LPG'li araçlardan oluşuyor.
Değerli arkadaşlar, durum böyleyken Türkiye daha fazla gecikmeden dünyadaki değişime ayak uydurup yerli hibrit otomotiv sanayisinin geliştirilmesi için gerekli hamleleri bir an önce başlatmalıdır. Hibrit otomotiv sanayisinden maksimum fayda elde edilebilmesi için bu yatırımın gerçekleşebileceği en ideal kent Mersin'dir. Mersin, sadece Türkiye'nin değil, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz'in de en önemli lojistik merkezidir. Mersin, Avrupa Birliği ulaştırma ağı genişleme planında deniz otobanlarının projesine Türkiye'den kabul edilen 2 şehirden birisidir. Türkiye'deki bütün yerleşim birimlerine kara yolu bağlantısının bulunması, Mersin Tarsus'taki organize sanayi bölgeleri, serbest bölgenin varlığı ve liman faaliyetlerinin yoğunluğunun da etkisiyle kentimiz kara yolu taşımacılığı açısından da önemli bir merkez konumundadır.
Bir yatırım yapılırken iki temel nokta çok önemlidir: Bunlardan biri ham maddeye yakınlık, diğeri ise ulaşım ve pazarlama olanaklarıdır. Mersin bu açıdan Akdeniz'in sanayi lokomotifi hâline gelmeye aday bir kenttir. Mersin'in gelişmeye müsait organize sanayi bölgeleri bulunmaktadır. Stratejik konumdaki limanı, demir yolu hattı ve Orta Doğu'ya yakınlığıyla yatırımlar için her türlü olanağı mevcuttur. Merkezî yönetim ve yerel yöneticilerin uyum içerisinde gerçekleştirebilecekleri bir iş birliğiyle Mersin önemli bir hibrit otomotiv merkezine dönüşebilir. Böylece hem şehir sonucunu görebileceği bir ekonomik canlılığa sahip olacak hem de tüm yatırımların sıkıştığı diğer bölgelere oranla ülkemiz çok daha fazla kazançlı çıkacaktır. Mersinli sanayiciler böylesi çevre dostu bir yerli otomotiv sanayisinin gerçekleştirilmesi için her türlü katkıya ve desteğe hazırdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)