GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:108
Tarih:28.06.2016

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu 4'üncü maddeyle ilgili grubumuz tarafından verilen değişiklik önergesi hakkında söz aldım ama bununla ilgili teknik açıklamalarımızı daha sonraki maddelerde gene paylaşacağız. Son birkaç saattir yaşamış olduğumuz olaydan dolayı hem Genel Kurula hem de ayrı ayrı tüm milletvekillerimize hâkim olan psikolojik durumun sebepleriyle ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hakikaten şu anda bilebildiğimiz kadarıyla ve sayısının asla artmasını istemediğimiz çerçevede 28 vatandaşımız vefat etti. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. 60 civarında vatandaşımız da yaralı ve önümüzdeki saatlerde, hatta önümüzdeki günlerde bu yaralılarda da ölü sayısının artması aylardır karşılaştığımız durumlar itibarıyla bir rutine döndü. Temennimiz, niyazımız odur ki bu vatandaşlarımızdan hiçbirini kaybetmeyelim ama bu vesileyle de bazı duygularımızı ve düşüncelerimizi de paylaşmak durumdayız.

Saygıdeğer milletvekilleri, bin yıldır egemenliğimiz altında bulunan Anadolu coğrafyasında yaşıyoruz ve bu coğrafya üzerinde hâkim olan Türk devletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetmek gerçekten güçtür çünkü bu coğrafya hâkim olduğu jeostratejik konum itibarıyla bu tarz eylemleri kaçınılmaz kılmaya ne yazık ki devam etmektedir. Aynı coğrafyayı buradan bir 5 bin kilometre kuzeye taşıdığınızda ülkemizde yaşadığımız sıkıntıların, sorunların belki hiçbirini yaşamayacağımız bir gerçektir. Dolayısıyla ülkemizi yönetirken bu temel gerçekliğin farkında olarak yönetmek gerekir. Bu da bir millî politikayı kaçınılmaz kılar hem iç siyasette hem de dış siyasette. Son günlerde yaşadığımız gelişmeleri bile sırf nazara aldığımızda ne yazık ki politikalarımızın pek de böyle olmadığını görüyoruz. İşte bir olay meydana geldi. Sayın Adalet Bakanı Hükûmeti temsilen burada olması itibarıyla ve kendisinden Hükûmetle alakalı bu çerçevede bir bilgilendirme talep edildiği için Genel Kurulda, bir şerh de düşerek, "Şimdi elde edebildiğimiz veriler itibarıyla..." demek suretiyle 1 canlı bomba üzerinden ve 10 vatandaşımızın öldüğünü söyleyebilmişti. Ama bir iki saatlik süre içerisinde İstanbul Valisinden 3 canlı bomba ve en az 28 vefat haberi olduğunu öğrendik. Patlamanın olduğu bölge MİT'in ilgili birimine 500 metre mesafede. Burada bir güvenlik zafiyeti olduğu o yönüyle aşikâr. Amerikan Devleti'nin patlamadan gene kısa bir süre önce vatandaşlarını İstanbul'a gitmemek noktasında uyarmış olduğunu da gene tespit edebilmiştik, şu bir saattir olan gelişmeleri de tespit edemiyoruz çünkü Genel Kurul da dâhil şu anda İnternet erişimimiz dahi sınırlandı. Sosyal medyaya ulaşamamak, oradan bilgi alamamak bir tarafa şu anda en temel bilgi alma kaynağımız olan İnternet'e de şu Genel Kurulda ne yazık ki erişemiyoruz. Yaşadığımız gelişmeyi değerlendirdiğimizde, Amerika'nın da bu noktada vatandaşlarına ikazını nazara aldığımız vakit özellikle iki gündür Rusya'yla yaşanan gelişmelerden kaynaklı olarak bu işin arkasında da bir Amerikan parmağı olduğunu sezinlemek çok da güç değil. Ama bunları sağlıklı bir şekilde değerlendiremiyoruz çünkü bu noktada ciddi politik yanlışlarımız var. Evet, Sayın Meclis Başkan Vekili Meclis adına "Bugün birlikte olmayacağız, ne zaman?" dedi. Doğrudur. Bugün birlikte olacağız, acıları paylaşırken birlikte olacağız ama sorumlulukları paylaşmak durumunda değiliz. On dört yıldır ülkeyi yönetmekte olan bir hükûmetler silsilesi var, AKP iktidarı tarafından yönetiliyoruz. Ve biz sıklıkla "Bu acıları paylaşıyoruz, birlik, beraberlik içinde olacağız." diyoruz ama bir gün sonra da bunu unutuyoruz. Bunun bir sarsılma anı, bir kendimize gelme anı, bir "Yeter artık!" deme anı gelmeyecek mi? Evet, biz biriz, beraberiz, bundan da Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk milletinin menfaatleri noktasında, Türk devletinin bekası noktasında asla taviz vermeyeceğiz ama sorumlulukların da farkında olacağız. Dolayısıyla, bu sorumluluklar üzerinde sizleri hem vicdan noktasında hem akıl noktasında bir muhasebeye davet ediyor, hepinizi bir kere daha saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)