GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:108
Tarih:28.06.2016

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, böylesine acı bir olay yaşadığımız bugünde Danıştayı, Yargıtayı ayrıntılarıyla konuşmak çok olanaklı değil çünkü hepimizin yüreği yanıyor, buna şüphe yok.

Yalnız, değerli arkadaşlar, sizlerin bir öz eleştiri yapma zamanınız geldi. Sadece terörden sonra "Millî birlik olalım. Bakın Avrupalılar, Fransızlar ne güzel millî birlik oluyorlar, biz de sizden aynısını bekliyoruz." demekle olmaz. Öz eleştiri yapmanız gerekiyor, öz eleştiri son derece önemli. Bu ülke böylesine kan gölü hâline sizin iktidarınız döneminde getirildi ve sizin iktidarınızın katkılarıyla bu hâle geldi. Dışarıdan Türkiye'ye terör ithal ettiniz. Defalarca bu kürsüden uyarılmış olmanıza rağmen, işiniz olmadığı hâlde Orta Doğu'yla, Suriye'yle, Irak'la ve oraya silahlar gönderecek kadar, oranın her türlü işine karışacak kadar dış politika ürettiniz, maceracı davrandınız, her türlü cihadist, Selefi grupla iş birliği yaptınız ve terör de geldi sizi buluyor ve bulmaya devam ediyor. Bu öz eleştiriyi yapmadığınız sürece bugün "Üzgünüz." söylemlerinizin hiç mi ama hiç karşılığı yoktur.

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Çok ayıp, çok! Bu çok ayıp!

MURAT EMİR (Devamla) - Doğrusunu söylüyoruz, burada gelip öz eleştiri yapacaksınız.

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Terörün üzerinden siyaset üretmeyin. Ayıp!

MURAT EMİR (Devamla) - Niye biliyor musunuz? Öz eleştiri şu açıdan çok değerli... Çünkü aynı zamanda yargı konusunda da öz eleştiri yapmıyorsunuz.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - O zaman sen öz eleştiri yap, çok kıymetliyse öz eleştiri yap. Başkasından istenmez öz eleştiri, kendin yaparsın.

MURAT EMİR (Devamla) - Yaptığınız tek şey: "Biz paraleli yerleştirdik, meğer bize karşı tavır aldılar, şimdi bize tavır almayacak hâkimleri yerleştireceğiz." diyorsunuz. Aynı kafayla aynı yola devam ediyorsunuz. Bu yol yol değildir. Dış politikada dış ülkelerden özür dileyeceksiniz, diz çökeceksiniz, Türkiye'de de "Yanılmışız." diyeceksiniz; olmaz öyle şey. Buraya geleceksiniz, öz eleştirinizi vereceksiniz. Öbür türlü, göz yaşlarının hiçbir karşılığı olmadığını bilmelisiniz.

Değerli arkadaşlar, kanunun gerekçesine bakıyoruz, istinaf mahkemeleri kuruluyormuş, o yüzden ihtiyaç azalıyormuş. Bir defa, bu külliyen yanlış, külliyen yalan çünkü hiçbir dosya istinaf mahkemelerine gitmiyor, istinaf mahkemeleri boş şu anda, kuruldu ama boş. Yani, Danıştayın, Yargıtayın iş yükü aynen devam ediyor. O hâlde aceleniz ne? Bazen Komisyonda da itiraf ettiniz, burada ettiniz, "Biz beğenmediğimiz birilerini temizleyeceğiz." dediniz. Biz de diyoruz ki: Biz onları beğenmiyoruz ama sizi de beğenmiyoruz, artık elinizi bu yargıdan çekin.

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Sizi de millet beğenmiyor, ne yapacağız şimdi?

MURAT EMİR (Devamla) - Herkese ve her şeye hâkim olmaya çalışıyorsunuz, her şeyi kontrol etmeye gayret ediyorsunuz. Kuvvetler ayrılığını bitirdiniz.

Bakın, sizin millî irade kavramınız son derece sığ. Buraya gelen -şimdi belki birazdan yine gelecek grup başkan vekiliniz- hepinizin söylediği aynı şey; hiç yaratıcı değilsiniz, itiraf etmeniz lazım. "Yüzde 49,5 aldık, halk bize rey verdi." Evet, halk size rey verdi ama halk size bu ülkeyi demokratikleştirin, barış getirin diye verdi. Yoksa, siz bu ülkeyi kutuplaştırın diye vermedi ki, sivil darbe yapın diye vermedi ki, Meclisteki Meclis çoğunluğunuzla anayasal kurumları ortadan kaldırın diye vermedi ki, Anayasa'yı açık seçik ihlal edin diye vermedi ki.

Bakın, Anayasa'yı ihlal edeceksiniz, siz de biliyorsunuz ve Anayasa Mahkemesi iptal edene kadar da atamaları yapacaksınız. Aslında, yapılması gereken... Bu düzenleme yok hükmündedir, açık seçik hukuka aykırıdır. Yaptığınız beş gün düzenlemesiyle de olası iptal kararını etkisizleştirmeye dönük yani bir yargı kararını, Anayasa Mahkemesi kararını etkisizleştirmeye dönük bir işlem yapıyorsunuz. Bu nedenle de alınması gereken karar, burada bu kanun bu şekilde çıkarsa yok hükmünde olması gerektiğidir ve Anayasa Mahkemesinden de böylesine teknik ve doğru bir yargı beklediğimizi ifade etmeliyim.

Değerli arkadaşlar, hâkimlerin hâkimlik teminatını ortadan kaldırdınız. "On iki yıl görev yapar." diyorsunuz. Hâkimlik teminatını sadece parasıyla algılıyorsunuz. Siz her şeyi parayla ölçüyorsunuz, bunu biliyoruz ama değerli arkadaşlar, bilin ki hâkimlik teminatı sadece hâkimin aldığı ücretle ölçülemez. Hâkimlik teminatını ortadan kaldırıyorsunuz, tabii hâkim ilkesini ihlal ediyorsunuz, hukuku ayaklar altına alıyorsunuz.

Sözlü sınav getirdiniz. Hepimiz biliyoruz, Türkiye'de sözlü sınav demek torpil demektir, iltimas demektir. Kişiyi alıyorsunuz, Adalet Akademisinde yetiştiriyorsunuz, yazılı sınava sokuyorsunuz, tatmin olmuyorsunuz, bir de sözlü sınava alıyorsunuz, üstelik de öyle bir oranda alıyorsunuz ki beğenmediğiniz kişinin yargıç, savcı olma olanağı asla yok. Bu korku niye, bu çaba niye, bu telaş niye değerli arkadaşlar?

Bakın, siz bu yolları açtığınız sürece size rahat uyku yok, bir an evvel bu yanlış yoldan dönün ve bu hukuku yaralayan, Türk demokrasisini yaralayacak olan ve sizin bile alnınıza kara bir leke olarak kalacak olan bu düzenlemeden vazgeçin diyorum.

Saygılar sunuyorum.