| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 28.06.2016 |
MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yine toplumsal bir terör olayıyla karşılaştık, yüreğimiz yandı, sarsıldık. Tabii, bu olay karşısında herkesin, hangi siyasi partiden hangi düşünceden olduğuna bakmaksızın büyük bir acı yaşadığını elbette biliyoruz, kimsenin acı yarıştıracak durumu yok. Ancak bugün gelinen noktada sizlerin maceracı ve mezhepçi dış politikanızın belirleyici olduğunu kabul etmek zorundasınız. Bunu niye önemsiyoruz? Çünkü bu yasada da aynı aklı, aynı yaklaşımı ve aynı siyaset yapma biçimini görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, bakın, böylesine önemli bir yasa yapıyoruz, Yargıtay ve Danıştayı neredeyse feshediyorsunuz ama bunu bir temel kanun olarak getiriyorsunuz. Niye? Beşer dakika konuşulsun diye. Onar dakika konuşulsa ne olur? Bakın, Türkiye yargısını başından sonuna tekrar dizayn etmeye çalışıyorsunuz. Biraz önce ifade etmeye çalıştım; sorun kafanızın içinde, yasalarda değil. Bize göre saraydan emir alan da, başka bir yerden emir alan da veya paralel yapıdan emir alan hâkim de kabul edilemez. Ancak, bakın, dün de sorduk, Sayın Bakan bizim sorularımızı pas geçti, on dakika anlattı, "Biz iyi biliyorduk Hoca Efendi'yi, meğer kötüymüş, gördük, kararımızı, davranışımızı değiştirdik." dedi. Hayır, yetmez Sayın Bakan, böyle kurtulamazsınız çünkü siz orada aslında bir itirafta da bulunuyorsunuz. Yani iyi bildiğiniz, paralel bildiğiniz, birlikte iş yapacağınızı, ortaklaşacağınızı bildiğiniz insanları yüksek yargıya özene bezene, Anayasa değişiklikleriyle yerleştirdiniz. Bu bir itiraf. Şimdi ne yapıyorsunuz? "Ya, o zaman yanlış adamları yerleştirmişiz." "E, ne yapalım?" "Hadi onları feshedelim, ondan sonra biz gene kendi kafamıza göre birilerini yerleştiririz." Bakın, bu anlayıştan vazgeçin, yargıyla uğraşmaktan vazgeçin, yargıyı arka bahçeniz yapma gayretinden vazgeçin, bu akıldan vazgeçin, bu dış politikanızdan vazgeçin. Geçmeye çalışıyorsunuz, görüyoruz. Ve bu ülkede size yüzde 49,5 vatandaşımız niye oy verdiyse yani barışı, huzuru, demokrasiyi temin etmek için bu gücünüzü kullanın.
Bakın, şu sürede hangi birinden bahsedeyim bilemiyorum. Anayasa'ya aykırılık... Her yönüyle Anayasa'ya aykırı bir düzenleme yapıyorsunuz, adınız gibi biliyorsunuz. "Hukuk devleti" ilkesini ihlal ettiniz, "hâkim teminatı"nı ihlal ettiniz, Danıştay ve Yargıtayı feshediyorsunuz. "Niye yapıyorsunuz?" diyoruz, diyorsunuz ki: "154, 155'te Danıştayın, Yargıtayın hâkimlerinin hâkim teminatı dışında bir özlük hakları yok. Dolayısıyla, öderiz maaşını, istediğimiz mahkemeye yollarız." Bu, aslında, Anayasa'nın ruhuna aykırı, evrensel hukuk değerlerine aykırı.
Arkadaşlar, Yargıtayı ve Danıştayı Danıştay, Yargıtay yapan nedir Allah aşkınıza? Yüksek yargıçları olmadan o mahkemeleri yüksek mahkeme yapan nedir? Onları anayasal kurum yapan nedir? Anayasa'yı açık seçik ihlal ediyorsunuz. Adınız gibi biliyorsunuz, bildiğiniz için de beş gün içerisinde atama yapacaksınız. Bakın, biz burada alelacele bu kanunu görüşüyoruz; bir yerlerde de birileri hangi hâkimi atayacağını, hangisini atamayacağını tasarlıyor. Bu içinize sinebilir mi, düşünebiliyor musunuz? Hatta medyaya yansıdı, MİT'ten dosyalar gidiyor HSYK'ya. Ya, böyle bir hukuk düzeni kime hukuk dağıtacak Allah aşkınıza? Bunu yapmayın, bu yargıyla böylesine oynamayın. Bakın, yarın bir başka Hükûmet gelir, 276'yı bulur, aynı yoldan sizin atadığınız bütün yargıçları değiştirir. Sizi bu yola iten nedir? Korkuyorsunuz. Arkada o kadar haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk bıraktınız ki kendinize dönük bir yüksek yargı yapamadan rahat uyuyamayacağınızı siz de biliyorsunuz ama öyle yağma yok. Haberiniz olsun, bu yolu açtıktan sonra, bundan sonra sizi kimse kurtaramaz. Kim hükûmet olursa gelir, o özene bezene atadığınız yüksek yargıçları yine sizin böyle yaptığınız gibi bir gece darbesiyle bir günde değiştiriverir.
Değerli arkadaşlar, bakınız, bu "sivil darbe" anlayışı, bu "biz yaparız" anlayışı, bu "kendinden olmayan hiç kimseye demokrasi içerisinde yaşam hakkı tanımama" anlayışı sizi çok tehlikeli bir noktaya getiriyor. Gelin, bundan vazgeçin. Doğru dürüst bir Anayasa değişikliği yapalım. Herkes elini çeksin yargıdan. Liyakate göre atamalar yapılsın, o yolları açalım ve sizin de, bizim de, hepimizin de yargılanacağı adil mahkemeler ve adil yüksek yargı organlarını hep beraber kuralım. Bunu bir fırsat olarak değerlendirin. Bunu bu kötü gidişe ve sizin bu kaba, despotik anlayışınıza bir dur demek için kullanmanızı umuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)