GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:106
Tarih:23.06.2016

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle belirtmek isterim ki birazdan yapacağım eleştirilerim, canını hiçe sayarak terörle mücadelede, ülkeyi korumakta, birliğimizi, bütünlüğümüzü sağlamakta mücadele eden, başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere, tüm güvenlik güçlerini içermemektedir, kapsamamaktadır. Ancak Mecliste böylesine bir yasa yaparken elbette ki bazı yanlışları, eksiklikleri ve hukuksuzlukları da ortaya koymak zorundayız. Otuz yıllık pratik bize göstermiştir ki terörle mücadelede hukuk dışı davranırsanız uzun vadede aslında terörü büyütmüş oluyorsunuz ve bu mücadeleniz zarar görmüş oluyor. Bu nedenle de bu eleştirileri yapmayı öncelikle bu uğurda can verenlere karşı bir borç biliyorum.

Değerli arkadaşlar, bu yasayla ne diyoruz? Kamu düzeni ciddi bir biçimde bozulduğu zaman Bakanlar Kuruluna genel, Silahlı Kuvvetleri göreve davet etme yetkisi veriyoruz. Kim karar veriyor buna? Bakanlar Kurulu. Hâlbuki Anayasa'mızda yer alan olağanüstü hâl ve sıkıyönetim uygulamalarında dahi bu kararlar alındıktan sonra hemen Meclisin onayına sunulmak zorunda. Şu hâlde Meclis baypas ediliyor, sizlerin yetkisi elinizden alınıyor. Bu bir yetki gasbıdır, açıkça Anayasa'ya aykırılıktır.

Bunun yanında konutlara veya kamuya kapalı yerlere birlik komutanının uygun gördüğü şekilde girilmesine olanak tanıyoruz. Bu, son derece tehlikeli bir durumdur, tehlikeli sonuçları olabilecek bir durumdur. Peki "Bunlar sırasında bir hukuksuzluk olursa, bir yanlışlık olursa, bir hak ihlali olursa ne yapacak buna uğrayan şahıs, ne yapabilir?" diye baktığınız zaman neredeyse hiçbir şey yapma şansı yok. Yargılama, ilgili mülki amirin ve yüksek rütbeliler açısından da Başbakanın ve Millî Savunma Bakanlığının iznine tabi tutuluyor ve aslında, bunun, yargılamanın idarenin yetkisine bırakılmış olmasının fiilî sonucu yargılamanın olmamasıdır yani cezasızlık hâlidir. Hâlbuki bu yargılama yolları, yargılanma hakkı herkes açısından gereklidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkûmiyetle sonuçlanmış onlarca dosyası var. Bunlarda da biliyoruz ki etkili başvurma hakkı son derece önemlidir. Ama biz ne yapıyoruz bu yasayla? Vatandaşlarımızın yargıya etkili başvurma hakkını ortadan kaldırmış oluyoruz. Bu, hem bizim açımızdan ileriye dönük olarak sıkıntılar yaratabilecek bir durumdur hem de uzun vadede bizim terörle mücadelemize zarar verecek bir durumdur. Ayrıca da burada, evrensel hukuk ilkelerinin de bir şekliyle aşındırıldığını, zedelendiğini tespit etmek zorundayız.

Değerli arkadaşlar, yargılama başlayana kadar hemen hemen hiçbir şey yapılamıyor. Bu, son derece tehlikelidir. Bakınız, işlem yapılıyor, bir yirmi dört saat sonra hâkim denetimine sunuluyor. Eğer mülki amir izin vermezse hiçbir şey yapamıyorsunuz. Hâlbuki Ceza Muhakemesi Kanunu'muzun 100'üncü maddesine göre de evrensel hukuk ilkelerine göre de mutlaka delille fail arasındaki bağın koparılması gerekir yani delilleri karartma noktasındaki kişinin en azından görevden el çektirilmesi gerekmektedir. Şu hâliyle bu yaptığımız uygulama, hukuk dışılıkları bir yönüyle hukuk içine almaktır ama uzun vadede sorunlar yaratacak bir işlemdir.

Tabii, biz, özellikle güneydoğuda olmak üzere, yaşanan son süreçte de hiçbirimizin, sizin de onaylamayacağınız birçok olay yaşadık. Bakınız, polis panzerinin arkasında cesetlerin sürüklendiğini biliyoruz. Bu içinize siniyor mu, bunu yapanların -bakın, ben Silahlı Kuvvetlerimizi tenzih ederek konuşuyorum- yargılanmamasını içinize sindirebiliyor musunuz? Onların yargılanmasının önünü açmamız gerekmiyor mu? Mesela, esedullah timlerini hepiniz hatırlıyorsunuz, hanginizin vicdanı bunu kabul etti?

Dolayısıyla, bizim, aslında, evrensel hukuk ilkelerini gözeten ve Anayasa'mızı da dikkate alan daha derli toplu bir yasa yapmamız gerekirdi ve buradan o yasayla, insan haklarını teminat altına almış, yargıya etkili başvuru yollarını da göstermiş ama bu arada da Silahlı Kuvvetlerimize gerekli hukuki ve moral desteği vermiş bir yasa yapmamız gerekirdi ama bu fırsat kaçırılmıştır. Bu nedenle de bu yasanın aslında yetersiz olduğunu söylemek zorundayız.

Ama yine de, elbette ki biz, yüce Meclis üstüne düşen görevi yapacaktır.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)