GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:106
Tarih:23.06.2016

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Az önce ifade ettim, tutanaklara da bakabilirsiniz, birçok yerde "AK PARTİ sıralarından gürültüler" diye ifade ediliyor; bu da grup başkan vekilinin söylediğinin ne kadar yerinde olmadığını bir kez daha açığa çıkarıyor. Yani, gürültünün nereden geldiği, nereden müdahale edildiği açık, ortada ve tutanaklar bunu söylüyor, biz değil. Şu anda olduğu gibi bunu her zaman yapıyorlar, bugün yine yaptılar. Ama, siz ne yaparsanız yapın, bugün burada tartıştıklarımız bir tarihe geçecek. Bugün bizim burada tartıştığımız kanun tasarısı bir gün öyle bir tarihe geçecek ki -burada oturduğumuzda- bundan yıllar sonra gelenler bu konunun ne kadar hukuksuz, ne kadar uygunsuz bir şekilde hazırlandığının altını çizecekler. Ve bugün burada imza atanlar, o dönemlerde -bu bir yıl sonra olur, iki yıl sonra olur ya da on yıl sonra olur- bunun ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha söyleyecekler.

Neden söylüyorum bunu? 1990'lardan bir iki örnek vereceğim. Şu süreç, 1990'lı yılları aratan bir süreçtir. Çok net ifade edelim: 1991, Vedat Aydın evinden alınıp götürüldü -HEP il başkanıydı- bir hafta sonra cenazesi bulundu. Yine, Musa Anter götürüldü ve katledildi, hâlâ davası devam ediyor. Bugün ifade ettik, 1993 Kulp davası; dava hâlâ devam ediyor, tutuklu hiçbir sanık yok. 1994'te Lice davası. Bunları artırabiliriz.

Bu yaşananlar, katliamlar, köy boşaltmalar, köy yakmalar bugün daha fazlasıyla yaşanıyor durumdadır. Bugün Şırnak'ta, Nusaybin'de, Cizre'de, Sur'da sokağa çıkma yasakları hâlâ hukuksuz bir şekilde uygulanıyor, evler yakılıp yıkılıyorsa siz buna "hukuk" diyemezsiniz, "Hukuk adına yaptım." diyemezsiniz. Yaptığınız hukuk dışı uygulamaların da hep üstünü kapatıyorsunuz; bunu Avrupa Birliğine, dünya ülkelerine de yutturmaya çalışıyorsunuz ama onlar gerçekleri biliyor. Tıpkı dün AKPM'de olduğu gibi, bir kez daha, Avrupa'da herkes bunu net olarak gördü. Yani, sizler bu sürecin üstünü kapatmak, yine aynı şekilde gizli ilişkilerle bir yerlere varmak istiyorsunuz.

Sivil vesayeti, siz bütün yetkileri tamamen askere devrediyorsunuz. Tamam, şunu söyleyelim, biz defalarca burada ifade ettik, o gün de söyledim ama Sayın Bakandan yanıtını alamadım; yarbay hâkimle yaptığınız gizli görüşmelerin sonuçları neydi, nereye götürecek, anlaşmanız nedir? Orduya teslim edilmiş bir hukuk sistemi, orduya teslim edilmiş bir durum söz konusudur. Siyaseti tamamen orduya teslim eden bir anlayış vardır. Biz değil, sizin de gücünüz yetmeyecek, onlar bir gün gelecek size geri dönecek, bunu çok net olarak ifade edelim.

Arkadaşlarımız söyledi, ben bir kez daha söyleyeyim: Bugün yeni geldi, maddelerde değişiklik yapmışsınız. Evet, maddelerdeki değişikliklerin geçmiş dönemdeki zararlarını biliyoruz. Köy korucularının Mazıdağı'da Bilge köyünde insanların kendi aralarındaki kavgalarıyla köy korucularının, 42 insanın hayatına mal olan bir katliamı yaşadık. Yani siz burada koruculara, polislere, askerlere yetki vererek, hukuku da kendinize bağlayarak, onların yargılanmasının önünü de kapatarak kendinizi bu sürecin dışında tutmaya çalışıyorsunuz. Oysaki aslında siz kendinizin yargılanmasından korkuyorsunuz. Burada bunu bir kez daha itiraf etmeniz gerekiyor. AKP Hükûmeti ve iktidarı bugünkü yürüttüğü politika karşısında bir gün yargılanacağını biliyor, o yargılanmadan korktuğu için... Çünkü niye? Polis, asker "Ben talimatı, emri saraydan aldım, AKP iktidarından aldım." diyecek ve dolayısıyla ucu ta saraya kadar gidecek ve yargılama oraya kadar uzayacak. Onun için bunların önünü kapatıyor; Bakanlar Kuruluna, yetkiyi İçişleri Bakanına, yetkiyi bakanlıklara vererek yargılamanın önünü kapatıyorsunuz. Bundan sonra oluşacak bütün katliamların, bütün ölümlerin sorumluluğunu bu yasayı onaylayarak sizler kararlaştırmış olacaksınız. O yüzden bundan sonraki sürecin altında kalacağınızı bir kez daha ifade ediyorum. Bu, tarihe geçecek bir gün olarak önünüze gelecektir diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)