GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:105
Tarih:22.06.2016

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlarım. Elbette her meşru devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti de kendine dönük her türlü terör tehdidini meşru sınırlar içerisinde bertaraf etmek hakkına sahiptir ve bu yolda yapacağı her tür mücadelede haklıdır, meşrudur. Biz de bu mücadeleye gerekli katkıları her zaman verdik, vermeye de devam edeceğiz.

Elbette ki, biz Genelkurmayımızdan gelen, Millî Savunma Bakanlığından gelen ve onların ihtiyaçlarına dönük yasaları burada değerlendirirken, bunları onaylarken bile bunun var olan hukuk sınırları içerisinde, evrensel hukuk ilkelerine uygun bir biçimde, temel hak ve özgürlükleri incitmeyecek, aşındırmayacak bir biçimde ve hukuki sınırlarını yasama Meclisimizde düzenleyecek şekilde çalışmak zorundayız. Burada, bu yasaları, bu anlamda eleştiriyor olmamız bizim bu yasaya vereceğimiz desteğin orasından, burasından dolandığımız anlamına elbette ki gelmez.

Şimdi, Genelkurmay Başkanını "silahlı terör örgütü lideri" diye içeri attıranların, Genelkurmay karargâhını, neredeyse tamamını, Silivri zindanlarına atanların bugün Cumhuriyet Halk Partisine "Askere destek veriyor musunuz, vermiyor musunuz?" demek hakkı da değildir, haddi de değildir. (CHP sıralarından alkışlar)

Sizler bugün yargıyı öylesine doldurdunuz ki, bakın, bu kanundan sonra getireceğiniz kanunda -siz de kabul ediyorsunuz ki- özene bezene yargıyı paralel yapıya teslim ettiniz ve bugün de yine aynı paralel yapıya, askerlere yaptığınızı üstüne yıkarak kurtulmaya çalışıyorsunuz. Siz askerlere "Safralarımızdan kurtuluyoruz." diyen insanlarsınız. O yüzden bugün, sizin, bize terörle mücadelede herhangi bir ders vermeye hakkınız yok. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, on dört yıllık iktidarınızda bütün yaptıklarınızı bozmakla geçiriyorsunuz. İktidar staj yapma yeri değildir.

Bakın, bu kanun, EMASYA'yla neredeyse bire bir örtüşmektedir, orasından burasından dolanmaya gerek yok. AKP grup başkan vekili bana göre çok ince bir zekâ örneği gösterdi, dedi ki: "Ya bunlar birbirine benzemiyorlar." Niye? "Çünkü birisi protokoldü, öbürü kanun." dedi. Ya, bunun da değerlendirmesini size bırakıyorum.

Biz burada, bu ülkenin tekrar EMASYA gibi veya böyle bir kanun gibi, bu kanunlara nasıl muhtaç edildiğini tartışmak zorundayız. Buradaki sizin vebalinizi konuşmak zorundayız. Sizin bu çözüm sürecini nasıl yanlış başlattığınızı, nasıl yanlış götürdüğünüzü elbette konuşacağız. Bu bizim hakkımızdır çünkü bu bedeli tüm Türkiye halkı olarak hep beraber ödüyoruz. Siz ödemiyorsunuz ama her gün şehitler veriyoruz, her gün insanlarımız ölüyor; ülke kan gölüne döndü. O yüzden bunun muhasebesinin en ince şekliyle burada yapılması şarttır arkadaşlar.

Bakınız, Habur'da mahkemeler kurdunuz, İmralı'yla görüştünüz -ne görüştünüz bilmiyoruz, ne sözler verdiniz bilmiyoruz- biz "Buna katkı verelim." dedik, "Doğru yapın." dedik, "Bu ülkenin barışa ihtiyacı var." dedik ama siz, bugün anlıyoruz ki hiçbir zaman barışı istemediniz, barışı her zaman araçsal olarak kullandınız ve güneydoğu illerindeki vatandaşlarımızın oylarını bir şekilde kendi hanenize yazmak için kullandınız ve hatta tutanaklardan da anlıyoruz ki bazen başkanlık rejimini getirmek adına kirli pazarlıkların içine bile girdiniz. Elbette ki biz burada bunları konuşmak zorundayız. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bu kanunu yaparken temel hak ve özgürlüklerin neresine geliyoruz? Mesela, insanlarımızın bu kanundan sonra hak arama yollarını yeteri kadar belirginleştirdik mi? Oluşacak hak ihlallerinde insanlar yargı yoluna nasıl gidecekler, nasıl başvuracaklar? Anayasa'ya ne kadar uygun bu? Mesela, konut masuniyetine dahi uygun olmayan maddeler var. Dolayısıyla, burada yapılması gereken, bunları ayrıntılı bir biçimde tartışmak, ayrıntılı bir biçimde konuşmaktır. Yoksa bu da yine daha önceki yasalarınız gibi yapboz yasası olacak ve yine aynı şekilde geleceksiniz "Yanılmışız, eksik yapmışız, olmamış." diyeceksiniz. Bu olmasın diye -burada bunu temel kanun şekline getirip beşer dakikalık konuşmalarla ve onu da böylesine çarpıtarak konuşmak zorunda bırakıyorsunuz- çarpıtarak getirmek yerine ayrıntılarıyla tartışacağımız ve daha uygun zamanlarda tartışacağımız bir ortamı yaratmak zorundasınız.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)