| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 22.06.2016 |
ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, bir şeyin açığa kavuşturulması gerektiğini düşünüyoruz milletvekilleri, Komisyon üyeleri ve Bakanlık da burada olduğuna göre. Şimdi, askerden siyasetçiye bir brifing verildiğini, Komisyon toplantısı öncesinde Komisyon odasına, bizim Komisyon üyelerimiz hariç, HDP milletvekillerinin Komisyon üyeleri hariç diğer partilerin Komisyon üyeleri davet edilerek bir askerî yarbay hâkim tarafından brifing verildiğini, buna ilişkin açıklamaların Komisyon toplantısında sorulmasına rağmen böyle bir şey olmadığına dair ifadeler geçmiş. Ben biraz bunun burada netleşmesi ve bu açıklamanın yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bunu neden soruyorum: Daha önce de buna benzer durumlar yaşadık, gizli kapaklı işlerin nasıl çevrildiğini, gizli odalarda nelerin görüşüldüğünü, nasıl brifinglerin verildiğini tabii ki biliyoruz. Bu brifingi veren yarbay hâkim kim bilmiyorum, öğrenmek de istiyoruz, belki burada, bilmiyorum. Böyle bir durum gerçekleşti mi? Bu yarbay hâkimin bu konuyla ilgili bilgileri verirken, bu kanun tasarısıyla ilgili bilgileri verirken şunu ifade ettiği doğru mudur? Bu süreç, aslında bu yasa taslağı yeni hazırlanmış bir yasa taslağı değil. İki üç yıldır bu yasa taslağı üzerinde bir çalışmanın olduğuna dair bir aktarım da, bir brifing verildiği de söylenmiş midir, bunu da öğrenmek istiyoruz ve bu brifingi veren kişi... O zaman, çözüm süreci gerçekleştiği ve görüşmelerin olduğu bir süreçte aslında böyle bir taslağın yani bu savaş konseptinin hazırlığının yapıldığına dair bir sonuç ortaya çıkmış oluyor. Bunun için şunu söyleyebiliriz: O brifing bugün böyle verildi. Bugün askere, polise bir zırh oluştururken, dokunulmazlık oluştururken aslında askere ve polise bu yetkiyi veren, "Yakıp yıkıp, katledip, bunların hepsini gerçekleştirebilirsin, hukuksuz uygulamaları yapabilirsin." denilen süreçler şu anda yaşanan süreçtir. Bunu Cizre'de, Silopi'de, Nusaybin'de çok net olarak görüyor ve biliyoruz. Apar topar getirilmesinin nedeni de bu zırhın arkasında, aslında bu sürecin hukuksal süreci başladığında... Çünkü bunların hepsi belgelidir, ben geçen üç hafta Mardin, Şırnak, Diyarbakır'da bunların bizzat tanığıyım, elimizde görüntüler var, fotoğraflar var, yaşananlar var. Bunların üstünü kapatmak, yargının önünü kapatmak açısından aslında bunun ucunun bakanlara, ta işte bakanlıklara verilmesi, Başbakana bu iznin verilmesi ve bakanlıklar, Bakanlar Kuruluna verilmesinin nedeni de ucunun oraya kadar gitmesidir çünkü asker ve polis "Bana bu yetkiyi, bana bu emri ve bu talimatı bunlar verdi." diyecektir ve yargılama süreci gittikçe uzayacaktır. Bunun önünü kapatmak için bu zırh oluşturulmaya çalışılıyor.
Peki, şunu da hatırlayalım: Evet, EMASYA Protokolü'nden çok bahsettik, ona çok girmeyeceğim. 2010 yılında yine bu bahsedilen yarbay hâkim o dönem binbaşı hâkim ve o dönemde, yine Mecliste -bunlar basında var, arkadaşlar basından bulabilirler- 2010 yılında binbaşı hâkimken Meclise girdiğinde o dönemde Mecliste askerin sivil yargıda da yargılanabileceğine dair bir kanun tasarısının Meclise geldiği süreçlerdir. O süreçte de aslında siyasetin AKP Hükûmetini eleştiren ve "Orduya darbe yapıyorsunuz." diyen bir yaklaşım ve bir anlayışı ortaya koymuştur.
Belki sürem yetmedi ama şunu çok net ifade ederim ki o dönemde "Askere darbe yaptınız." diyen ve AKP'yi eleştiren o dönemin CHP, MHP ve AKP'yi eleştiren bir durumda olan bir kişinin bugün brifing vererek aslında burada neyi yapmak istediğini, AKP'yi belli bir noktaya getirerek asla bunu ortaklaştırdığını bir kez daha görmüş olduk.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)