| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 16.06.2016 |
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; HDP grup önerisi hakkında AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, kent ve şehir, yani hele hele şehir, "Medine" ismiyle alakalı olup kadim medeniyetimizin işaretlerinden bir tanesi. Hani, buradan Medine'ye, Ravza'ya, Ravza-i Mutahhara'ya selam olsun diye sözlerime başlamak istiyorum.
Bize göre Medine, bize göre şehir, bize göre kent, canlı bir organizmadır; doğar, yaşar, yaşlanır, afetlere maruz kalır ve sonunda da ölür. İşte, tam da bu bağlamda kentsel dönüşüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de önemli çünkü köylerde, kasabalarda ve şehirlerde hayat geçiriyoruz. "İki hayatın birleştiği yer" olarak ifade ettiğimiz, "canlı merkezli, insan merkezli belediyecilik" diye ifade ettiğimiz belediye anlayışıyla, 1994 yılında, sadece kent değil, sadece duvar değil, "Bu duvarlar arasında yaşayan insandır." özdeyişinden hareketle saygıdeğer Cumhurbaşkanımız, o gün yoldaşımız, "Kimsesizlerin kimsesi olmaya geldik." diyerek ortaya çıktığı belediyecilik anlayışıyla sizlerle birkaç hususu paylaşmak istiyorum.
Ülkemizde dünyanın yaşadığı benzer sorunlar yaşanmış, kentlerimize olan yoğun nüfus baskısının oluşturduğu gecekondulaşma ve kaçak yapılaşma ülkemiz için de kentsel dönüşümü bu bağlamda gündeme getirmiştir. Bu durum da kentlerimizin sağlıklı büyümesini ve gelişmesini önlemiş, olası bir afet durumunda can ve mal kaybı riskini artırmış, doğal çevrenin tahrip olmasına yol açmış, bunun yoksulluğu ve beraberinde suç oranını besleyen bir yapıyı da oluşturduğunun altını çizmek isterim.
2012 yılına kadar kentsel dönüşüm konusunda ülkemizde genel ve toparlayıcı bir anlamda bir yasanın bulunmadığı, bunun için de çözümsüzlük yaşayanlardan biri olarak 1994-2011 arası Bayrampaşa Belediye Başkanlığı yaptığım günlerde çektiğim sıkıntı... 24'üncü Dönemde, 2012 yılında, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'la ben belediyelerin önünün açıldığını düşünüyorum.
Kentsel dönüşüm üç şekilde gündeme gelir:
Biri, az önce ifade ettiğim gibi, çarpık yapılaşmadan dolayı binaların yaşlanması dolayısıyla orada yeniden bir dönüşümle veya bir başka alanda yeni bir şehir, yeni bir mahalle, yeni bir köy kurmakla alakalıdır.
İkincisi de: 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'la alakalı. Depremlerden, afetlerden dolayı kentsel dönüşüm gündeme gelmiştir.
Üçüncüsü de: Afetten daha beter, şehirlerimizi yaşanmaz hâle getirenler, bayrak düşmanları, millet düşmanları, milletin birliğine kastetmiş olan PKK'nın yakıp yıktığı yerlerle ilgili de kentsel dönüşüm. Bu da literatürümüze yeni girdiği için altını çizmek istiyorum.
1999 yılında Bayrampaşa Belediye Başkanı olduğum dönemde Marmara, Gölcük, Düzce ve İstanbul depremlerini Belediye Başkanı olarak yaşamış, yüreği yanmış bir kardeşiniz, bir milletvekili arkadaşınız olarak söylüyorum, dün de konuşmalar geçtiği için söylüyorum: Aslında depremde valiliğin imkânları, büyükşehir belediyesinin imkânları ve ilçe belediyelerinin imkanlarıyla -tabirimi mazur görün- kendi yağıyla kavrulan bir anlayışla kendi yıkıklarımızı kaldırdığımız ve canlarımızı yıkık arasından, afetlerin altından çıkardığımız günleri hatırlıyorum. "Hani bir devlet yetkilisinin bir telefonu veya bir telgrafı veya bir aracı gereci size yardıma geldi mi?" derseniz, elimizi vicdanımıza koyarak söylüyorum ki: Ben böyle bir yardımla buluşmadım.
Bunu konuşanlara, bunu ifade edenlere söylemek istediğim husus 2011 Van depreminde yine burada milletvekili olduğumuz günlerde aynı günün ertesi günü Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve bakanlarımızın Van'ın deprem gördüğü, afet gördüğü yere gittiği, Bakanlar Kurulunun toplantı yaptığı yerler ve yeniden bir Van'ın inşasıyla alakalı nasıl çalışmalar yaptığına öncelikle Allah, sonra da Vanlılar şahittir.
Konutların özeline girmek istemiyorum ama hatibin Sur'da, Cizre'de, Silopi'de terörle mücadele kılıfı adı altında yıkılmış yerlere... Keşke vatan düşmanlarına, toprak düşmanlarına, bayrak düşmanlarına, milletimizin bölünmez bütünlüğüne kastetmiş PKK'ya da bir laf edebilseler. Bunu şunun için rahatlıkla söylemek istiyorum: Van'da olup bitenlerle alakalı, afet görmüş yerlerle alakalı, parti farkı gözetmeksizin İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığımız başta olmak üzere bütün belediye başkanlıklarımızın araç gereçlerini, Kocaeli, Adapazarı ve Düzce'deki bütün sokaklarda İstanbul belediyelerini gördüğünüz, gördüğümüz günlerden bahsetmek istiyorum.
Aslında "Göz gördüğüne, kulak duyduğuna inanır." sözüne çok itibar ederim. Bu sebeple de kentsel dönüşüm noktasında 6306 sayılı Yasa'dan sonra belediye başkanlarının önünün açılması, bu işe Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın şemsiye olması, altında TOKİ'nin ve onun altında da bütün belediyelerin emek verdiğini, bu sebeple -özellikle İstanbul olduğu için söylüyorum- Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımıza, belediye başkanlıklarımıza ve özellikle de TOKİ Başkanımıza da, Başkanlığımıza da teşekkürü bir borç biliyorum. Ancak sorumlusu olduğum Esenler Belediye Başkanımıza da -ilçe sorumlusu olmam hasebiyle söylüyorum- özellikle teşekkür etmek istiyorum. Bir örnekleme olması hasebiyle de vermek istiyorum. 6306 sayılı Yasa'nın çıktığı yıl 2012, 5 Ekim 2012 tarihinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında -katıldığı törenle- başlayan bu anlayış, 2014 yılında temeli atılan ve 2016 yılında, 30 Mayıs 2016 Pazartesi günü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifiyle 1.403 konutun ve 32 iş yerinin anahtarının teslim törenine de bizzat ben katıldım ve oradaki kardeşlerimizin nasıl mutlu olduklarını ifade etmek istiyorum.
Hak sahiplerinin yerlerinden, yurtlarından yoksun edildikleri, kiralarının ödenmediği noktasındaki tarza da... Hak sahiplerine kırk bir ay boyunca kira yardımı yapılmış, bu da yaklaşık 30 milyon Türk lirasına ulaşmıştır. Hak sahiplerimizin öncelikle konutları mülkiyet problemlerinden dolayı alınıp satılmayan, inşai faaliyet yapılmayan arazisi olan kentsel dönüşümle bu sorunlarının çözüldüğünü, hak sahiplerinin kendi arsaları üzerinde inşa edilen kentsel dönüşüm konutlarına taşındıklarını, hak sahiplerinden alınan gayrimenkul piyasa değeri -Hani "rant" diyorsunuz ya- kendi arsaları ve evleri üzerindeki maliyeti 60 milyon TL olarak tespit edilen kardeşlerimizin, hak sahiplerinin yerleri yerine yeni yapılan, kentsel dönüşüm alanı içerisinde değerlendirilen -arsa değerinden bahsetmiyorum, sadece taşındıkları mülkiyetten, evden bahsediyorum, daireden bahsediyorum- bugün İstanbul'daki değerinin 600 milyon olduğunu da ifade etmek istiyorum. Rant, herhâlde vatandaşa değdiği zaman da bazı kardeşlerimizi rahatsız ediyor, Recep Tayyip Erdoğan'a verilmiş yüzde 52 oyun rahatsız ettiği gibi.
Bunu -hesap hatası yapmak istemiyorum ama- Cumhuriyet Halk Partisindeki bazı milletvekili kardeşlerimiz çok gündeme getirdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN BÜRGE (Devamla) - Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52 oy aldı, Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 25, artı bir CHP daha 25, etti yüzde 50; 2'sini de AK PARTİ'liler olarak, bonus olarak CHP'ye verirsek iyi olur diye düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)