GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:101
Tarih:14.06.2016

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle, Sayın Yalım'ın atanamayan öğretmenler... Bizim şu anda yaklaşık 67 bin öğretmen açığımız var. Dolayısıyla da bir arkadaşım "100 bin öğretmen atanması gerekir." derken ihtiyacı dikkate alması lazım. Bazı illerimizdeki öğretmen sayısı, hâlihazırda ihtiyacımızın da üzerindedir. Niçin böyle oluyor? Kimisi sağlık nedeniyle, kimisi mazeret ataması nedeniyle, eş tayini gerekçesiyle -ihtiyacımız olmadığı hâlde- bazı öğretmenleri bazı illere atamak durumunda kaldık. Dolayısıyla da atanamayan öğretmenler sorunu var. Ama, ihtiyacın 67 bin olduğu yerde "100 bin öğretmenin atamasını bekliyoruz, 400 bin kişi bekliyor." sözü...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Tamam, 50 bin olsun. Sayın Bakan, bu, bizim bir hayalimiz, bir arzumuz, siz 50 bin atayın.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yani, bir de gerçekçi olmamız gerekir. Çünkü bugün iktidarda biz varız, yarın siz olursunuz yani. Dolayısıyla, bu ihtiyacın ölçüleri dışına çıkmamak gerekir diye düşünüyorum. Biz bu ağustosta bir atama yapmıyoruz. Biz yeni bir uygulama başlattık, ağustosta atadığımız 30 bine yakın öğretmeni, şubatta atadığımız 30 bin öğretmeni bir uyum sürecinden, bir adaptasyon sürecinden geçiriyoruz ve eylülde yeni eğitim yılıyla birlikte hepsini okullarında görevlendireceğiz. Bundan sonraki öğretmen alımını da şubatta ihtiyaçlarımızı dikkate alarak yapacağız.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Peki, neden o zaman mayısta ve temmuzda sınav yapıyorsunuz?

BAŞKAN - Lütfen karşılıklı konuşmayalım. Şu anda Bakan cevap veriyor.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Aralarda soruyorum.

BAŞKAN - Sayın İrgil, lütfen...

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Soru sordunuz, cevabını veriyor. Dinleyin lütfen.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka husus: Uşak'ta okul müdürleri görevden alındı, mahkeme kararıyla görevlerine döndü. Hukuk devletinin gereği -kim mahkeme kararını alırsa- mahkeme kararının gereğini yerine getirmek gerekir.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Bakan, verilen mahkeme kararı, alındığı görev yerindeki aynı okula atanmasıdır.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, yok...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bakan, siz Genel Kurula hitap edin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bak, hiç merak etmeyin, hiç merak etmeyin.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Ediyoruz.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Bakanım, siz cevabınızı verin. Karşılıklı konuşma usulü yoktur.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bizim olduğumuz dönemde mahkeme kararı aynen gereği gibi yerine getirilir.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Uymadınız Sayın Bakan, uymadınız.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Aynen yerine getirilir.

BAŞKAN - Sayın Yalım, lütfen...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bakın, gerek bürokrasinin gerekse de bu görevde bulunan siyasilerin bir mahkeme kararını yerine getirmemesi hukuku ihlaldir. Bürokratların da suçu olur, siyasi yöneticilerin de suçu olur. Dolayısıyla, bir başka...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Bakan, o zaman, bürokratlarınız suç işliyor.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Bakan, sizden duyabilir miyim?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka...

BAŞKAN - Sayın İrgil... Sayın Yalım... Bakan cevap veriyor, lütfen...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Bu okul müdürlerinin tekrar aynı okullara atanacağını, mahkeme kararlarına uyacağınızı söylüyor musunuz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bakan, siz Genel Kurula hitap edin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Yalım, ben sorunuza cevap veriyorum, siz sorunuzun cevabını dinlemek istemiyorsunuz.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Siz onların arada sorduğu kaçak sorulara cevap vermek durumunda değilsiniz Sayın Bakanım.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bak, "Sizden olmayanlar müdürlük yapamaz mı?" diye yine bir soru var. Ehil olan, ehliyetli olan, liyakatli olan herkes müdürlük yapabilir, bu da uygulamayla görülür.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Peki, ben sizden bunu duymak istiyorum: Mahkeme kararına uyacak mısınız Sayın Bakan?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hiç şüpheniz olmasın, hukuk devletinin gereği mahkeme kararlarına uymaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Tamam, ben bunun takipçisi olacağım Sayın Bakan.

BAŞKAN - Sayın Bakan, siz lütfen Genel Kurula doğru cevaplarınızı veriniz. Lütfen...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Bakan, biz sizi duyuyoruz.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - İnşallah.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bir başka husus: Eğer bir okulda veya bir eğitim kurumunda hukuka aykırı bir işlem veya eylem yapılıyorsa, genel hukuk devletinde, bu suça muttali olan herkesin cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunması gereklidir. Biz de idareciler olarak olayla ilgili mutlaka disiplin soruşturması açısından teftiş göndeririz, müfettiş göndeririz ve gereken incelemeyi yaparız.

Sayın Şimşek, kapanan köy okullarıyla ilgili sordu. Bugün de bana iletildi. Kamunun bir ihtiyacını eğer bir kamu kurumu kullanmıyorsa -kamuya ait bir yeri yani Millî Eğitim Bakanlığına- bir başka kamu kurumuna verilmesinden daha doğalı yoktur. Dolayısıyla, arkadaşlara talimatı vereceğim, gerek köy odası gerekse de diğer kamu ihtiyacına... "Eğer ileride tekrar okul ihtiyacımız olursa Millî Eğitim Bakanına gönderilmesi kaydıyla" diye bir şerhle veririz, buradan bir sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.

Bir başka husus, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Hepimiz ona şükran borçluyuz. Cumhuriyetimizin kurucusudur, Meclisimizin ilk Başkanıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla da Gazi Mustafa Kemal Atatürk hepimizin ortak değeridir. Eğer sadece bir parti veya bir grup özellikle sahiplenir de "Siz bunu sahiplenmiyorsunuz, saldırıyorsunuz." gibi olursa bu doğru bir yaklaşım değildir. Hepimizin ortak değeridir, bunu çok net söyleyeyim. Dolayısıyla da Atatürk'ü itibarsızlaştırma söz konusu değildir yani ona yapılacak uygunsuz sözler, kelimeler, bu uygunsuz sözleri veya kelimeleri kullananı yıpratır; onu çok net söyleyeyim.

Yine, bir başka vekilimiz "Ya, bu eğitimden geriye gidiliyor, eğitimde sıkıntı oluyor. Yani, o kadar da iyi eğitim verilmiyor." gibi söyledi.

Bir: Tevhidi Tedrisat -dediği gibi- Anayasa'ya girmiştir, âdeta bir anayasal hüküm hâline gelmiştir. Dolayısıyla, kimsenin Anayasa'yı değiştirmeden Tevhidi Tedrisat'ın dışına çıkabilmesi mümkün mü? Mümkün değil, birinci husus bu.

İki: Eğitim iyi mi gidiyor?. Sorunlarımız var ama çok net ve açık olarak söylüyorum, şu andaki eğitim eskiye kıyasla çok iyi gidiyor. Bakın bir örnek vereyim. Geçen hafta TEOG sınavının sonuçları açıklandı; 1 milyon 300 bine yakın öğrencimiz girdi, 980 öğrencimiz 120 tam puan aldı. Bu öğrencilerin her birisinin nerede olduğunu görürsek Türkiye'de eğitimin nereye gittiği hakkında bir fikrimiz olur. Bir çocuk Van Erciş'ten, 120 tam puan aldı; bir diğeri Van Edremit'ten, 120 tam puan aldı; bir diğeri Ağrı Diyadin'den, 120 tam puan aldı; bir diğeri Şırnak İdil'den, 120 tam puan aldı; bir diğeri Muş Varto'dan, 120 tam puan aldı; bir diğer Tunceli Çemişgezek'ten, 120 tam puan aldı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Varto'daki Ezgi kızımız, kendisi de -bakın, taşımalı eğitim bu dönemde başlamış- bir mezradan taşımalı eğitimle geliyor, devletin vermiş olduğu desteklerle kurs alıyor, "Hiçbir dershaneye gitmedim." diyor ve ailesine de yardım ediyor, "Aileme yardım ettiğim zamanların dışında dersime çalışırdım. Doktor olacağım ve köyüme hizmet edeceğim." diyor. Yine, Mahir -Tunceli Pülümür'den, Çemişgezek'te okuyan- çobanlık yapıyor, ailesine yardım ediyor, 120 tam puan yapmış, onun da talebi, "Doktor olacağım, köyüme hizmet edeceğim." Bu gençlerin olduğu bir Türkiye'de eğitimin geriye gittiğini söylemek veya "Türkiye karanlığa gidiyor." demek doğru değildir. Fikri hür, vicdanı hür bu gençlerimizle birlikte Türkiye'nin geleceğini inşallah çok daha sağlam bir şekilde inşa edeceğiz, bizim onlara güvenimiz var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yine, bir başka husus: Üniversiteler, özgür fikirlerin, demokratik düşüncelerin özgür bir ortamda tartışıldığı ortamlardır. Türkiye'nin her iline birer üniversite kazandırmışsan, hatta bazı illerine bir değil birden fazla üniversite kazandırmışsan, hâlâ üniversite kuruyorsan, ücretsiz kitap dağıtmışsanız, tablet bilgisayarları bütün öğretmenlerinize vermişseniz, öğrencilerinizin bir kısmına vermişseniz, önümüzdeki dönemde bunu da yaygınlaştıracaksanız, 960 bin noktadan bilgi otoyoluna bağlanıyorsanız Türkiye'de eğitimin geri gittiğinden bahsedebilmek doğru değildir diye düşünüyorum. Zaten bu sonuçlar böyle olduğu içindir ki işte, bak, oradaki Ezgi kızımız, Muş Varto'dan ve Çemişgezek'teki Mahir evladımız, öğrencilerimiz bu başarıyı aldı.

Biz fikri hür, vicdanı hür gençler yetiştiriyoruz. Bakın, bize tepki gösteren her öğrencinin de yetişmesinde bizim payımız vardır. Biz, fikri hür olsun, vicdanı hür olsun... Demokratik çerçevede bize göstermiş olduğu her tepki hoş geldi, sefa geldi; biz bundan dolayı da gurur duyarız, bundan hiçbir rahatsızlık duymayız.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Efendim, liseler niye isyan etti?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ama biz bekleriz ki evrensel değerlere açık, yerli değerleri benimsemiş evlatlarımız kendi değerlerimize uygun şekilde bu demokratik tepkilerini kullansın. Yani bir öğretmene sırtını döneceği yere, pekâlâ, pankartla "Sizinle aynı fikri paylaşmıyoruz." veya "Bu yaptığınız yanlıştır." gibi daha demokratik ve geleneğimize, değerlerimize uygun tepkiler göstermesinden de biz rahatsız olmayız.

Bir başka husus: Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye devletini, milletin birliğini temsil eder ve Türkiye devletinin başıdır -devlet de üç kurumdan oluşur- ve millet tarafından seçilmiştir. Şimdi görüyorum ki bazı arkadaşlarım "Bakın, bunu siyasi yapıyorsunuz." diyor. Bizi burada konuşturan siyasettir, bizi buraya gönderen siyasettir. Geçmiş dönemlerin alışkanlığıyla siyaseti böyle kötülersek milletin önüne nasıl gideriz? Bilin ki siyaset kötü bir şey değildir, milletin taleplerini hayata geçirmektir, milletin taleplerine karşı duyarlı olmaktır. Dolayısıyla, Sayın Cumhurbaşkanımız da milletin oyuyla seçilmiştir. Yine, Hükûmet atayacak. Hükûmet atayacak ama milletten aldığı yetkiyle. Bugün iktidarda biz varız, biz atarız, yarın MHP olur, öbür gün HDP olur, öbür gün CHP olur, onlar atar. Milletin taleplerini yerine getirmekten rahatsız olmamak gerekir diyorum.

Yine, Bakanlığımızın basıp ücretsiz dağıttığı ders kitaplarıyla ilgili bir sayın milletvekilimiz soru sormuştu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili ve siyasilerimizin... Aynı soru. Bak, böyle bir soru olmadığı ifade edildi. Özel sektörün bastığı yardımcı yayınlar denetimimizde değildir, bunu da belirtmek isterim.

Müdür görevlendirmede kesinlikle yargı kararları uygulanıyor.

Burada bakın, bir arkadaşımız dedi ki: "Gençleri yurt dışına göndermek için burs verelim." Millî Eğitim Bakanlığının görevi, zaten bunu yapıyoruz. Ama, yurt dışında 6 milyona yakın; 5,5 milyonun üzerinde Türk vatandaşı yaşıyor ve Türk soydaşlar da var. Bunlar eğitim istiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bunlar orada Almanya'da yaşıyor, Amerika'da yaşıyor, Avustralya'da yaşıyor. Bunlara bulundukları yerde eğitim hizmeti sağlamamız lazım. Bu vakıf bunu yapacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen sözlerinizi tamamlar mısınız.

Bir dakikada tamamlayın lütfen.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Başkanım, bakın, Yunus Emre Vakfı kurulurken de yine böyle itirazlar gelmişti, şimdi görüyorum ki Maarif Vakfı kurulurken de benzer şekilde itirazlar geliyor. Bizim dönemde Yunus Emre Enstitüsü kuruldu, Türk ve Akraba Topluluklar Başkanlığı kuruldu, Türk Konseyi kuruldu Birleşmiş Milletler ile İslam İşbirliği Teşkilatına benzer. Dolayısıyla da yarın bu vakıf kurulduğunda ve Türkiye'nin eğitimde marka olduğunu gördüğümüzde hepiniz torunlarınıza, evlatlarınıza diyeceksiniz ki: "İşte o vakıf yasası çıkartılırken ben Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosunun bir üyesiydim ve bu vakfa destek verdim." Burada yapılan her iyi işte sizlerin de payı olacaktır, katkısı olacaktır. Bu hepimizin ortak değeridir. Milletin iradesiyle bugün biz buradayız, yarın siz burada olursunuz, yine bunun yönetimine talip olursunuz.

Tekrar şimdiden vereceğiniz destekler için hepinize teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)