| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 14.06.2016 |
RECEP KONUK (Karaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. MHP grup önerisi üzerinde, aleyhinde görüş belirtmek üzere söz aldım.
Tarım sektörünün içinden gelen birisi olarak öncelikle şunu ifade etmekte yarar görüyorum: Ülke tarım sektörünün tespit edilmemiş ve çözüm reçetesi yazılmamış sorunu yoktur. Bu sadece bugün için değil, bundan on sene önce de böyleydi, yirmi sene önce de, kırk sene önce de, elli sene önce de. Örnek olsun diye söylüyorum: Ülkemizin parçalı arazi sorunu bugün karşımıza çıkan bir sorun değildir. Tarım arazilerinin parçalı yapısı elli sene önce de vardı, kırk sene önce de vardı; hatta MHP'nin iktidarda ortak olduğu, hükûmette yer aldığı 1999-2002 arasında da parçalı arazi sorunu tarım sektörümüzün önündeki yapısal problemlerden biriydi. Bu mesele o gün tespit edilmemiş bir mesele de değildi, parçalı arazi meselesi sır falan da değildi. Çaresi belli miydi? O da belliydi. Bunun iki tane reçetesi var: Birincisi, arazi toplulaştırması; ikincisi, tarım arazisinin miras yoluyla bölünmesinin önlenmesidir. Yani, sorun belli, reçete de belli. AK PARTİ hükûmetlerinden önce bu sorunu ve reçeteyi bütün hükûmetler de biliyordu ancak hiç kimse adım atamadı, bu soruna el atmaya kimse cesaret edemedi. Ne zamana kadar? AK PARTİ iktidarlarına kadar.
Bakın, burada hamasete gerek yok, ben size rakamları vereyim. 1961 yılından 2002'ye kadar Türkiye'nin tamamında 450 bin hektarlık arazi toplulaştırılmıştır. 2003'ten 2016'ya kadar on üç yılda toplulaştırılan arazi miktarı ise 4 milyon 600 bin hektardır. Yani kırk bir yılda alınan mesafenin 10 katından fazlasını biz on üç yıla sığdırdık. Sözde değil, özde toplulaştırma yaptık. Yetmedi, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin önüne geçen yasa da geçtiğimiz dönemde çıkartılmış oldu.
Değerli milletvekilleri, bakın, tarımsal gelişmenin zaten en büyük datası veya göstergelerinin başında 2002 yılı itibarıyla 11'inci büyük tarım ekonomisine sahip olan Türkiye'nin bugün 7'nci büyüklüğe ulaşmış olmasında gözükür. Bakın, devralındığı günden bugüne özellikle tarımsal gelişmeleri rakam olarak ortaya koyarsak belki seyri daha da doğru anlamış oluruz. 1980 yılında Türkiye'nin büyükbaş hayvan varlığı 16 milyon 925 bin iken 1990'da 11 milyon 740 bine, 2000 yılında ise 10 milyon 907 bine düşmüştü. 2002 başında ise Türkiye ancak 9 milyon 925 bin büyükbaşa sahipti. 1980'de 67 milyon 673 bin olan küçükbaş sayımız 2002'de 32 milyonu bile bulmuyordu. Bu acı tablo keşke önceden görülebilseydi. 2015 yılı itibarıyla büyükbaş sayımız 14 milyon 727 bine yükselmiş, küçükbaş hayvan varlığımız ise 42 milyona dayanmıştır. 8,5 milyon ton olan süt üretimimiz ise 18 milyon 655 bin tona yükselmiştir. Türkiye, yirmi-yirmi beş yılda kaybettiğini ancak on-on iki, on üç yılda geri koymaya, üretme alışkanlığını yeniden kazanmaya başlamıştır.
Bakın, burada az önce mısırdan ve diğer ürünlerden de söz edildi. Bunu, on yıllık dekatlara tahsis ederek bakıldığı zaman son on yılda nasıl bir terakkinin sağlandığını rakamlar bize çok daha doğru ifade edecektir.
2002 yılında, sayın milletvekilleri, 145 bin ton olan tohum üretimi günümüz itibarıyla 896 bin tona yükselmiştir. 19,5 milyon ton olan buğday üretimi 22,6 milyon tona; 2,1 milyon ton olan mısır 6,4 milyon tona, 850 bin ton olan ayçiçeği 1 milyon 680 bin 780 tona yükselmiştir.
MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Samana, ete gel.
RECEP KONUK (Devamla) - Ayrıca 95 bin ton muz üretimi 270 bin tona, 35 bin ton olan Antep fıstığı 144 bin tona yükselirken, tarla bitkileri, meyve ve sebze üretiminde de ciddi artışlar sağlanmıştır. Bu pozitif değişim, sürdürülebilir üretim konusunda yapılan onlarca doğru işin sonucudur. Bu örnekleri daha da çok çoğaltmak mümkün.
AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - İthal et.
RECEP KONUK (Devamla) - Özellikle AK PARTİ iktidara geldiğinde desteklemelerin neredeyse yüzde 80'e varan oranı ürün ve üretimden uzak, varlığı ödüllendiren desteklerken, bu sistem bugün ürünü destekler şekilde değişime ve dönüşüme uğramıştır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Patateste yok ama patateste. 50 lira var da bir işe yaramıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - O rakamların hepsi yanlış.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Konuk.
RECEP KONUK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, tarım, tarımsal büyüme çok şükür ülkemizde büyük bir hız ve ivmeyle devam ediyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Mısır üretimi arttı ama tatlandırıcı da arttı, değil mi? Çocuklarımız zehirleniyor. Onu niye söylemiyorsunuz? Niye arttı mısır üretimi Türkiye'de? Cargill için arttı, Cargill. Bütün ailelerimizi, çocuklarımızı zehirliyorlar.
RECEP KONUK (Devamla) - Bakın, özellikle sulamadan bahsedilmiş. Sulamayla ilgili ben size rakamları da vereyim. Nitekim sulamada özellikle GAP'ta, DAP'ta ve KOP'ta ciddi gelişmeler olmuş, özellikle damlama ve yağmurlama desteklemeleriyle de çok ciddi mesafeler alınmıştır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ah be sevgili kardeşim, Antep fıstığı ile muz... Soğanı söyle, patatesi söyle, kuru fasulyeyi söyle, nohutu söyle.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
RECEP KONUK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, tarımı ayağa kaldırmanın çok önemli bir yol ve yöntemi var, o da şudur...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Pamuğu söyle...
BAŞKAN - Lütfen Sayın Akar...
RECEP KONUK (Devamla) - Bütün dünyanın geçtiği yoldan bizim de geçmemizdir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Mısır üretimi artmış! Tatlandırıcı arttı ülkede. Hepimizin çocukları zehirleniyor, onu söyle.
BAŞKAN - Sayın Akar, lütfen, konuşmacıyı dinliyoruz şimdi.
RECEP KONUK (Devamla) - Türkiye'de ben tatlandırıcının seyrini de biliyorum, hangi hükûmetler döneminde tatlandırıcıların hangi nispette arttırıldığını da biliyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Anlatayım mı?
CEYHUN İRGİL (Bursa) - AKP hükûmetleri...
RECEP KONUK (Devamla) - Hepsini biliyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Her sene yüzde 50 kota artırıyorsunuz ihtiyaç olmamasına rağmen. Çocuklarımızı zehirliyorsunuz, sizin çocuklarınızı da zehirliyorsunuz.
RECEP KONUK (Devamla) - Bunun çözümü bütün...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sadece bizim değil, hepimizin... Tüm Türkiye'yi zehirliyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Akar, lütfen, müdahale etmeyin.
Sayın konuşmacı, siz, lütfen, Genel Kurula hitap eder misiniz...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Avrupa'da yüzde 2'si, Türkiye'de yüzde 15'i şekerpancarı kotasının. Onları söyle. Gerçekleri konuşalım biraz.
BAŞKAN - Sayın Konuk, konuşmanız bitti mi?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Mısır üretimi artmış! Bir de ne artmış? Muz ile Antep fıstığı artmış arkadaşlar. Alkışlıyorum! Bravo! Türkiye'nin karnı doydu.
RECEP KONUK (Devamla) - Bu, şu saat itibarıyla, şu dakika itibarıyla verdiğim rakamların hepsi sahih rakamlardır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sahih değil, bir tanesi gerçek değil o rakamların.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Hayır... Hayır... Bir tanesi gerçek değil. TÜİK'e bakın, TÜİK'e...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir yıl 20 milyon tona çıktınız buğdayda, on dört yıl batırdınız ülkeyi.
RECEP KONUK (Devamla) - Bunların hepsi doğru rakamlardır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
RECEP KONUK (Devamla) - Bunlar rakam. Hamaset yok, rakam üzerinden konuşuyoruz, rakam, rakam... Bunlar rakam Beyefendi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben sana söyleyeyim rakamları. Sadece bir yıl çıktınız 20 milyon tona, asla çıkamadınız!
MELİKE BASMACI (Denizli) - TÜİK rakamlarına bakın.
RECEP KONUK (Devamla) - Beyefendi, bunlar rakam.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bu kadar da doğru olmayan şeyler söylenmez ki. Arada bir doğru şey söyleyin ya.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
Sayın Konuk, siz devam edin konuşmanıza lütfen.
RECEP KONUK (Devamla) - Tarımdaki gelişmeyi, tarımdaki terakkiyi az önce rakam olarak size arz ettim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Yanlış onlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hepsi yanlış, söylediklerinin alayı yanlış.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Ya da yaşadığınız ülke Türkiye değil.
RECEP KONUK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, tarımdaki büyüme önümüzdeki günlerde yapılan altyapı yatırımlarıyla daha da çok gelişecektir.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Ya rakamlar böyle ya siz başka yerde yaşıyorsunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Paralel yapı vermiş bu rakamları arkadaşlar, aldatıyorlar sizi(!)
BAŞKAN - Sayın Akar, rica ettim sizden, lütfen...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, müsaade edin ya o kadar.
BAŞKAN - Müsaade ediyorum ama konuşmacının konuşmasına müdahale ediyorsunuz, insicamını bozuyorsunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne yapacağımıza siz karar vermeyeceksiniz orada.
BAŞKAN - Benim size bu konuda ikazda bulunmam çok normal ve doğal. Lütfen...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Karşılıklı, gayet, güzel konuşuyoruz, rakamları tartışıyoruz. Her şeye müdahale etmeyin siz oradan.
RECEP KONUK (Devamla) - Beyefendi, burası kürsü. Söz alırsınız gelir konuşursunuz. Yani oradan konuşarak neyi doğru ifade ettiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Konuk.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Süreniz doldu, teşekkür ederiz.
MELİKE BASMACI (Denizli) - Evet, süre doldu, teşekkür ederiz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Olsun, biz konuşuyoruz karşılıklı, sıkıntı yok.
RECEP KONUK (Devamla) - Ben, o nedenlerle MHP grup önerisinin aleyhinde oy kullanacağımı belirtiyor...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Vallahi seni alkışlıyorum(!) Bu kadar çarpıtılabilir ya! Vallahi billahi, bravo(!) [CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar(!)]
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Doğru olmayan rakamları vermekten dolayı.
RECEP KONUK (Devamla) - ...yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)