| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti ile Belçika Krallığı Arasında 2 Haziran 1987 Tarihinde Ankarada İmzalanan Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasını Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 99 |
| Tarih: | 08.06.2016 |
CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Zor ve ağır günler geçiriyoruz muhakkak. Hiç şüphesiz demokrasi bir tepki ve protesto rejimi. Buna da bir itirazımız yok. Bu bakımdan insanların, siyasetçileri, ülkeyi yönetenleri -onları burada çok görmüyoruz ama- zaman zaman eleştirmeleri, onları protesto etmeleri demokrasinin icabıdır. Bunda hiçbir tereddüt yok. Ama devlet aygıtını elinde bulunduran iktidar partisine fiilen de bağlılığını hiçbir vesileyle esirgemeyen Osmanlı Ocakları üzerinden Türkiye'deki bütün muhalefete yönelik, AKP'li olmayan herkese yönelik olarak ortaya konulan saldırgan tutumun bugün geldiği boyut kabul edilebilir sınırların çok üzerindedir. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi olarak kabul etmemiz de mümkün değildir. İktidar partisinin bu sorumluluktan uzak durmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Hükûmetin, saray vesayetindeki Hükûmetin bu konuda hâlen an itibarıyla ağzını açmamış olmasını kabul etmemiz de mümkün değildir sayın milletvekilleri.
Bu ülke, bu cumhuriyet yolda, sokakta bulunmadı, tesadüfen de kurulmadı. (CHP sıralarından alkışlar) Bu cumhuriyeti demokrasiyle tanıştırdık, aradan altmış altı yıl geçti hâlen taçlandıramadık demokrasiyle. Devri iktidarınızda cumhuriyet, demokrasi normlarından süratle uzaklaşıyor. Bunların kabul edileceğini, sineye çekileceğini zannederseniz yanılırsınız.
Bugün yaşanan elim hadiseyi, olay yerinde yaşamış biri olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vereceğim ve Hükûmetten bilgi isteyeceğiz. Hükûmet bu konuda bize bilgi vermezse ne olur onu bilmiyorum ama milletin hakkını hukukunu korumak için, milletin -tıpkı sizler gibi- oylarıyla seçilmiş milletvekilleri olarak hakkımızı yedirmeye niyetimiz yoktur.
Şimdi, olay şöyle gelişti: Bugün 2 şehidimizin Fatih Camisi'ndeki cenazesine Sayın Genel Başkanımızla gitmek üzere -önce yaralıları Haseki Hastanesinde ziyaret ettik- Fatih Camisi'ne yaklaştığımız bir esnada korumalarımızdan telefon geldi: "Burası karışık, Sayın Genel Başkanın çelenginin üstündeki isim yırtılmış; bir daha yapıştırılmış, bir daha yırtılmış." Yemin ederek söylüyorum o -sonra gittik biz olay yerine- çelenklerin olduğu yerde TRT'nin 2 kameramanı ile yüzlerce polisten başka ve o çelenkteki "Kılıçdaroğlu" ismini yırtan meczup sapıktan başka kimse vardıysa Allah benim canımı alsın, kimse yoktu. (CHP sıralarından alkışlar) Yüzlerce polis; 1 tane sapık Kılıçdaroğlu'nun ismini yırtmış.
Bize gelmememiz telkin edildi. İstanbul Emniyet yetkilileriyle görüştük, biz oraya geliyoruz dedik; siz bizim güvenliğimizi temin edemiyorsanız biz kendi güvenliğimizi de temin ederiz dedik. Gittik. Hiçbir ilçe başkanımız, il yöneticimiz protokole ayrılan bölüme alınmadı. Bize telefon geliyor. Fatih İlçe Başkanımız Fatih Camisi'nin avlusuna giremiyor ama o çelengi yırtan -biraz sonra anlatacağım- Başbakanın yanından, eski Cumhurbaşkanının yanından, İçişleri Bakanının yanından geçip ana muhalefet partisine bir kurşunu atan sapık o protokol içine alınıyorsa burada bu Hükûmetin vebali vardır. (CHP sıralarından alkışlar)
Gittik. Cemaate teşekkür ediyoruz, Sayın Genel Başkanımıza ilgi de gösterildi; ilgi bekleyen yok, bir görevi yapıyoruz.
HALİL ELDEMİR (Bilecik) - Allah kabul etsin.
ENGİN ALTAY (Devamla) - 5-6 aktif provokatör, 20-30 da pasif provokatör, mırıldanmalar, uğultular, hakaretler... Protokole ayrılan yerde protokol mensupları olur. Sayın Bakan, kafa sallıyorsunuz. Protokole ana muhalefet partisinin Fatih İlçe Başkanı giremiyor da oraya Osmanlı Ocaklarının militanları giriyorsa bu, Hükûmet açısından bir terbiyesizliktir, bir aymazlıktır. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, yüce Meclise bir görüntü göstereceğim, bu çok önemli bir görüntü. İsteyen iktidar partisi milletvekili gelip bakabilir.
(Hatibin cep telefonundan bir görüntü göstermesi)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Böyle bir usul yok ki.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Var böyle bir usul.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Böyle bir usul yok.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bak, beni çıldırtma, terbiyesizlik de yapma!
BAŞKAN - Sayın Altay, siz Genel Kurula hitap edin lütfen.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Başbakanla kucaklaşan... Bu, kucaklaşma anı, Genel Başkanımıza kurşun atılmadan üç dakika önceki andır. Olay yeri burası. Genel Başkanımıza kurşun atan sapık, bu kucaklaşmadan iki dakika sonra oradan Genel Başkanımızın önüne gelerek eliyle kurşunu Genel Başkanımıza attı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Adam sapıksa ne yapalım?
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Boş kovan.
HALİL ELDEMİR (Bilecik) - "Polis attı." diyordunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şu tabloya gülen milletvekilleri buraya yakışmıyor. Ayıptır! Terbiyesizlik yapma! Terbiyesiz adam! (AK PARTİ sıralarından gürültüler, CHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Sus! Sus!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
ENGİN ALTAY (Devamla) - Haddini bil! Haddini bil!
BAŞKAN - Sayın Altay, siz Genel Kurula hitap edin lütfen.
Gerçekten, gülmek yakışmıyor.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, Hükûmete soruyorum: Sayın Bakan, Başbakan bu sapıkla sadece kucaklaştı mı, bu sapık Başbakana ne söyledi; bunların cevaplarını duymak istiyoruz.
Diğer bir konu: Sayın milletvekilleri, gülme komşuna, gelir başına. Yarın başınıza gelmez inşallah. Gelirse biz sizi de koruruz, size de sahip çıkarız.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Sen mi koruyacaksın bu memleketi, aferin.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Biraz ahlaklı, biraz edepli bakabilmek lazım bu meseleye, biraz edepli bakabilmek lazım.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Düzgün anlat sen de ya, düzgün anlat.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Peki, Bekir Bozdağ'a yumruk atıldığında belediyenizin şeyinde, o zaman niye söylemediniz?
ENGİN ALTAY (Devamla) - O da yanlış. Siyaset nezaket işidir, vicdan işidir.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Tabii, tabii. Sapık çıkıp atıyor.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın milletvekilleri, ben... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Ya, dinlemeye tahammülünüz yok sizin.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Dinliyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Biz sizinle burada üç yılı nasıl geçireceğiz?
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Geçiririz, geçiririz, merak etme.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, yemin ederek söylüyorum, yemin ederek söylüyorum, kurşun atılan bölgede...
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Kurşun elle atıldı.
ENGİN ALTAY (Devamla) - ...polislerin, protokolün, bizlerin dışında hiçbir vatandaş yoktu. Başbakanın yanından gelip, sadece polislerin olduğu bir alanın içinden ve TRT'nin 2 kameramanına tahsis edilmiş bir alanın içinden ana muhalefet partisine bu kurşun atılıyorsa, bizden çok sizin üzülmeniz lazım.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Yani hoş bir şey değil tabii, tasvip etmiyoruz biz canım, tasvip etmiyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sizin yüzünüzün yere düşmesi lazım, sizin yüzünüzün yere düşmesi lazım.
Bak, bu şuna benzedi: Bir gün... (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
Ya, milletvekillerim, bir dakika arkadaşlar.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şuna benzedi bu... Bu ayıp da size yetecek zaten.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Hayır, yapılanların hiçbirisini onaylamıyoruz ki ama, niye öyle diyorsunuz?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bir gün, bu kürsüye çıkmadan iki dakika önce, zamanın Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanının bir at kazası oldu, üç dakika önce sosyal medyaya düştü. Çıktım, burada dedim ki: "Geçmiş olsun, büyük geçmiş olsun." Samimi, iyi niyetli, yapıcı bir konuşma yaptım.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Biz de kınıyoruz geçmiş olsun, biz de kınıyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ben onu dedim de, ertesi gün, şimdi bu Hükûmette Bakan olan bir siyasetçi -şimdi onu içinize aldınız- "Bir ata bile binmesini bilmeyen adamın memlekete ne hayrı olur?" dedi. O Bakanın düştüğü duruma düşmeyin. Bu olay bizim değil, sizin namus meselenizdir, siz aydınlatacaksınız.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Şiddetle kınıyoruz Başkan, şiddetle kınıyoruz, geçmiş olsun.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Şiddetle kınıyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)