GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri sabahın bu saatlerinde saygıyla selamlarım.

Tabii, biz Meclisin daha nitelikli çalıştırılmasını, daha insani koşullarda çalıştırılmasını, yasamanın daha kaliteli yapılmasını önerdikçe siz bize "Biz çok hızlı bir partiyiz, hızlı çalışırız, hızlı sonuç alırız, siz de buna alışın." diyorsunuz. Peki, öyle mi? Değil, maalesef değil.

Söz almış bulunduğum 25'inci maddeye baktığımız zaman sizin işinize gelmediği zaman ne kadar yavaş olduğunuzu açık bir şekilde görüyoruz. Maddeden okuyorum: "...çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31/12/2019 tarihine kadar süre tanınır." diyor.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Tamam, 2019'da seçim var, ondan.

MURAT EMİR (Devamla) - Bakınız, bu şu anlama geliyor: Bir şirket düşünün, elektrik üretimiyle dağıtımıyla ilgili bir şirket düşünün, o şirketin çevreyi kirlettiğini düşünün, o şirketin yapması gereken yatırımları yapmadığını düşünün ve bunu da siz biliyorsunuz ama diyorsunuz ki: "Varsın olsun, Aralık 2019'un sonuna kadar bekleyebiliriz."

Değerli arkadaşlar, biz sizden hesap sorarız, bizi bırakın, bu millet sizden hesap sorar. Bu millet hesap sormazsa o kirletilen dereler çaylar, karıncalar böcekler, ağaçlar sizden hesap sorar, o nehirler sizden hesap sorar. Gelin bunu böyle yapmayın. Bir yasada neredeyse beş yıllık bir süreyi "Çevre varsın kirletilsin." yaklaşımıyla önermek hiçbir şekilde vicdani bir yaklaşım olmamıştır arkadaşlar.

Tabii burada kayıp kaçak bedellerinin aslında bunu tüketmeyen vatandaşlarımızın sırtına nasıl yüklendiğini neredeyse her konuşmacı burada ifade etti. Tabii ben bunu bir kere daha kayıtlara geçirmekle beraber bunun aslında üç bin yıl öncesinde terk edildiğini sizlere anımsatmak isterim. Üç bin yıl önce gerçekten ilkel hukuk döneminde kolektif ceza vardı, toplumlar, kabileler birbirini kolektif cezalandırırdı ama bilmelisiniz ki üç bin yıldır bu terk edildi. Sizin burada bir şekilde cevap vermediğiniz, açıklama ihtiyacı dahi duymadığınız insanların -kullanmayan insanların- tüketmediği elektriğin bedelini sırtına yüklemeye çalışmanız bizim hukukumuzu, dolayısıyla da sizin anlayışınızı aslında üç bin yıl geriye götürmenizden farksız değildir.

Değerli arkadaşlar, sizlere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve bizim Yargıtayımızın da verdiği bir karardan bahsetmek isterim. 2008 yılında bir yasa çıkarıldı ve bu yasayla, ibadethanelerin elektrik giderlerinin Diyanet İşlerinin bütçesinden karşılanacağı hükme bağlandı. Ancak, cemevleri söz konusu olduğunda, ayrımcılığınız, görmezden gelmeniz ve "Biz burayı ibadethane saymıyoruz." buyurganlığınız sürekli olarak devam etti ve cemevlerinin elektrik parasını almak için icra yolları takip ettirdiniz, hacizler takip ettirdiniz. Ancak İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi 2014 yılında "Sizin devlet olarak, Hükûmet olarak, idare olarak kimsenin inancını belirlemeye, düzenlemeye, dikte etmeye hakkınız yok." dendi ve bu Hükûmetin yaptığının, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 14'üncü maddesine, yani ayrımcılığın yasaklandığı maddeye açıkça aykırılık oluşturduğunu tespit etti. Aynı şekilde, Yargıtayımız da 2015 yılında buna dönük bir karar verdi ve bu yönüyle de artık cemevlerinin ibadethane sayılması gerçeğiyle karşı karşıyayız. Türk yargısı bu konuda doğru bir karar vermiştir; Hükûmetin, kimsenin kimseyi ayrıştırmaya, kimseyi ötekileştirmeye, "Beğeniyorsan camiye gel, camiye gelmiyorsan nereye gidersen git." demeye, "Benim önermediğim yere sen ibadethane diyemezsin, orada ibadet yapamazsın." demeye kimsenin hakkı olmadığını ortaya koydu. Şu anda yapılması gereken, buna yasal bir statü sağlamaktır.

Aleviler temel haklarını istiyorlar, eşit haklar istiyorlar, eşit yurttaşlık talebiyle geliyorlar ve onların bu taleplerini daha fazla göz ardı etmemelisiniz.

Sözlerime son verirken de daha eşit bir Türkiye kurmanın umuduyla sizlere iyi akşamlar demek isterdim ama herhalde günaydın demek daha doğru olacak. (CHP sıralarından alkışlar)