GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 312 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 24'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Diyarbakır'da DEDAŞ'ta çalışan emekçilerin, uğradıkları hak kayıplarına ilişkin olarak bizlere gönderdikleri mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum. "Sayın Milletvekilim, bizler DEDAŞ bünyesinde, çeşitli tarihlerde arıza bakım ve onarım personelleri olarak çalışmaktaydık. 01/06/2013 tarihinde yapılan özelleştirme sonrasında EKSİM Holding AŞ, DEDAŞ kurumunun bütün birim ve personellerinin sorumluluğunu üstlenmiştir. EKSİM Holding yönetimi de tıpkı devlet yönetimindeki DEDAŞ kurumu gibi, özellikle arıza bakım onarım birikimini alt taşeronlara, hatta taşeronun taşeronlarına devretmek suretiyle, biz arıza bakım onarım emekçilerini âdeta köleleştirip sömürdüler.

Bu taşeron süreçlerinde, en tabii ve doğal haklarımız olan fazla mesai, yol ve yemek ücretlerimiz kesinlikle tarafımıza ödenmemiştir. Bu nedenle, 418 arıza bakım onarım personelinden 350'si yukarıda bahsi geçen haklarımızdan dolayı alt taşeron şirketler ve asıl işveren olan EKSİM Holding aleyhinde, fazla mesai, yol ve yemek ücretlerimizin mahkeme yoluyla ödenmesi için dava açtık. 01/06/2016 tarihinde EKSİM Holding şirketi, DEDAŞ'ın arıza bakım onarım birikimini de devralmasıyla birlikte, bizlere kölelik olarak tabir edebileceğimiz bir sözleşme dayattı ve sözleşmeyi imzalamak için iki şart koştu. Bir: EKSİM Holding aleyhinde açılan bütün davalarımızdan ve haklarımızdan vazgeçeceğimize dair feragatnameyi imzalamak. İki: Anayasal hakkımız olan sendikadan istifa etmemiz istenmiştir. Bizler de DEDAŞ arıza bakım onarım bünyesinde çalışma yürüten emekçiler olarak bize dayatılan kölelik sözleşmesini imzalamayarak direneceğimizi işverene bildirdik. Onlar da bu dik duruşumuzu kabullenmeyip 350 personelin 01/05/2016 tarihi itibarıyla işine son verdiklerini tarafımıza bildirdiler."

Değerli milletvekilleri, okuduğum mesaj, enerji üretiminin sermayeye peşkeş çekilmesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sayın Bakana da şu an Diyarbakır'da DEDAŞ emekçilerinin yaşadıkları bu soruna acil bir çözüm bulunması gerekliliğini ifade ediyoruz.

Yasa tasarısıyla yargının hiçe sayılması ile EKSİM Holdingin emekçilere açtıkları davalardan feragat etmeleri yönünde baskı kurması, iktidar ve sermaye ilişkisini açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca, emekçilerden sendikalarından istifa etmelerinin istenmesi ise kabul edilebilir değildir. Bu şirket, Anayasa'yı hiçe sayacak bu cüreti nereden ve nasıl gösterebilmektedir? Tabii, gücünü aldığı iktidarın Anayasa'yı hiçe sayan, hukuku askıya alan yaklaşımının emek alanındaki tezahürü tam da bu şekilde karşımıza çıkmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Hükûmeti, bu tasarıyla, haksız olarak tahsil edilen kayıp ve kaçak bedelleriyle ilgili davaların geriye dönük olarak durdurulmasını veya uygulamanın yapıldığı dönemdeki yasal mevzuatın değil, sonradan çıkarılacak yasa hükümlerinin geçerli kılınmasını öngörmektedir. Daha önce açılmış olan davalar sonucunda elde edilen yargı kararları da etkisiz hâle getirilerek icra işlemlerinin geçersiz kılınması, dolayısıyla bedelin iadesine hükmedilmiş olmasının geçersiz kılınması, söz konusudur. Hukukun genel ilkeleri ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan bu düzenleme açıkça Anayasa'ya aykırılık teşkil etmektedir.

Anayasa'nın mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen 138'inci maddesinde de açıkça belirtildiği üzere "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.

Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."

Bu yasa teklifinde de olduğu gibi iktidarın Anayasa'yı hiçe saydığı bir ülkede yandaş şirketlerin de hukuku tanımamasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)