| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 02.06.2016 |
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Almanya Parlamentosunun sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili aldığı kararı kesinlikle kabul etmiyoruz ve reddediyoruz. Almanya'nın kendi karanlık tarihinin bu kararın alınmasında etkili olduğunu ayrıca düşünüyorum. Asla tasvip etmediğimiz ve etmeyeceğimiz bir karar olduğunu bir kez daha tekrarlıyorum ve şiddetle kınıyorum. Alman Parlamentosunun bu kararı, aynı zamanda, AKP hükûmetlerinin dış politikadaki başarısızlığının bir aynası, bir kanıtıdır. Türkiye, haklı olduğu bir konuda meclislerin tarih yazamayacağı konusundaki haklı tezini ne yazık ki milyonlarca yurttaşımızın yaşadığı Almanya gibi bir ülkede anlatamamıştır.
Değerli arkadaşlar, bugün MHP'li Sayın Tanrıkulu'nun esnaf ve sanatkârların sorunlarının araştırılmasıyla ilgili önerisi üzerine söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de aslında sosyal hayatın, kültürel hayatın ve ekonomik hayatın bel kemiği olan bir gruptan bahsediyoruz, esnaftan bahsediyoruz. 2002 yılından itibaren ciddi anlamda esnaf kan kaybetmeye devam ediyor. Şimdi gerekçelerini başlıklar hâlinde sizlere aktaracağım.
Birinci sebebi şu, biraz önce de değinildi: Alışveriş merkezleriyle ilgili Türkiye'de inanılmaz bir vahşi kapitalizm yaşanıyor. Bununla ilgili yıllar boyu ticaret ve sanayi odası başkanlıklarımın döneminde on binlerce imza toplayıp dönemin bakanlarına klasörler dolusu imza teslim etmiştik ve o zaman şunu söyledik: "Acele edin. İnanılmaz bir kan kaybı yaşanıyor ülkede. Esnaf önümüzdeki dönemde kalmayacak." 7 taslak tasarı hâline döndürülmüş, Meclise gelmemiş, dosyaların altında, klasörlerin altında kalmış ve 7'nci şeklinden sonra ve özellikle AVM'leri ve zincir marketleri koruyan bir kanun dizisi ortaya çıkmış. Şu anda da uygulanabilir bir hâli yok zaten. Burada bir örnek, çarpıcı bir örnek vereceğim. 2005 yılında, Türkiye'de aşağı yukarı 2 bin civarında zincir market vardı, uluslararası ve ulusal sermayeyle kurulmuş zincir market. Bunların markalarını biliyorsunuz, 4 büyük gruba ait, 2 bin civarındaydı ve o zaman da biz bu konuyla ilgili çok mücadele etmiştik, demiştik ki: "Bu 'AVM kanunu' diye bilinen kanunun bir an önce çıkması gerekiyor." Üzerinden yıllar geçti ve şu anda, Türkiye'de o, yine 4 ya da 5 gruba ait 12 bin AVM, şu anda bir bakkalın, mahalle bakkalının bir sağına bir soluna birer zincir market açarak esnafı da boğdu. Bir bakkal, kasap, terzi, bunların hepsini alt alta sıralayabilirsiniz. Gecikilmişti ama gecikmenin telafi edilecek yolları da vardı.
Bakın, 1 Kasım öncesinde Adalet ve Kalkınma Partisi, esnafla ilgili 30 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğinin -bütün esnafa, 1 milyon 707 bin esnafa- taahhüdünde bulunmuştu. Şimdi, size rakamları veriyorum. 16/12/2015 tarihli Resmî Gazete'de de yayımlandı bu. 8/3/2016, geçici olarak durduruldu ve beş yıla kadar taksitle verilecek olan kredi on sekiz aya düşürüldü. Bugüne kadar benim alabildiğim, çok da mücadele ettik aslında bu rakamlara ulaşabilmek için, birçok yerden de Bilgi Edinme Yasası'yla da istememize rağmen alamadık ama son aldığım rakam, bu konuda yararlanan esnaf sayısı 28.405. Ha yani bunun üzerine -bu son on beş gün öncesinde aldığım rakamdı- belki bir 20 bin daha alınmış olabilir, 58 bin esnaf. Peki, Türkiye'deki esnaf sayısı ne? 1 milyon 707 bin. Yani bu sayıyı zaten erimiş sayı olarak görebilirsiniz. Şu ana kadar verilen 819 milyon 152 bin liralık kredi. Mayıs ayı içerisinde 700 milyon lira daha serbest bırakılacağı söylenmişti, böyle bir bilgiye biz ulaşamıyoruz. Eğer AKP'li milletvekillerim söz alacaksa, bu konuyla ilgili de hem bizi hem kamuoyunu aydınlatmalarını rica ediyorum.
Peki, bir de şöyle bir durum var: Esnaf, bu şartlarda kredi kullanabilir mi? Kredi ve kefalet kooperatiflerine başvurduğu zaman bütün sicili ortaya dökülüyor. Eğer bir senedi protesto olduysa, eğer bir çeki yazıldıysa, eğer kredilerinde gecikme varsa sicili bozuk. Burada yapılması gereken, acilen, -kredi, kefalet- KGF'yi, Kredi Garanti Fonu'nu bir şekilde devreye sokmak; birincisi bu. İkincisi: Hiçbir şekilde protestolu senedine, çekine bakmadan esnafın bugünkü düştüğü durumdan kurtarılması gerekiyor yani bir sicil affı. Fakat, sicil affı yapıldığı zaman mutlaka Merkez Bankasından kayıtlar siliniyor ama bankaların portföylerinde bu duruyor. Buraya da müdahale etmenizi biz ayrıca istiyoruz.
Değerli arkadaşlar, şimdi, sadece esnafın durumu değil, biraz da iş dünyasının durumundan bahsedeceğim kalan süremin yettiği kadarıyla. İç ve dış politikada çok önemli hatalar yaptı on dört yıl boyunca Adalet ve Kalkınma Partisi. İkinci ihraç pazarımız olan Irak, birinci ihraç pazarımız olan Almanya... İşte bugün yaşananları görüyorsunuz; Irak pazarı neredeyse kapandı, Suriye pazarı kapandı, Mısır pazarı kapandı, Orta Doğu'ya gidecek bütün yollar kapandı. Rusya'yla yaşadığımız krizleri biliyorsunuz. Rusya'yla yaşadığımız krizin maliyeti, Türkiye'ye çok ağır olacak. Ama sadece Rusya'yla ilgili mi? Yanlış dış politikalar sebebiyle hem turizm ayağında hem ihracat ayağında çok ciddi bir çöküntü yaşanıyor.
Ben şimdi turizmde bir rakam vereceğim: Sadece Antalya'da 1 milyon 100 bin eksi yazmış bir turizm sektöründen bahsediyoruz. Bunun çarpan etkisi, aşağı yukarı 2,5 milyar dolardır. Bugün düşük sezon yaşanır; haziran ayında, temmuz ayında, ağustos ayında, eylül ayında Türkiye'nin turizminin pik yaptığı dönem. Aşağı yukarı, turizmin, Türkiye turizminin yarısının temsil edildiği aylardır bunlar ve 35 milyon üzerinden hesap ederseniz -ki düşüşü çok yüksek hesap ediyoruz- 10 milyonun üzerinde turist Türkiye'ye gelmeyecek. Sebebi ne?
İspanya "Yüzde 20 doluluk, artık turist istemiyoruz." diyor, Yunanistan bütün kapasitesini doldurmuş "Artık turist istemiyoruz." diyor. Turist, Türkiye'ye niye gelmiyor? Rus tarafını ayırıyorum, onu zaten hepiniz biliyorsunuz. Rusya'daki eksi şu anda yüzde 98 ve hâlâ Rusya devleti sıkılaştırmaya devam ediyor Türkiye'yle ilgili sorunları.
Bir uyarı daha yapmak istiyorum buradan, özellikle turizm ayağında. Bu 10-12 milyon civarındaki gelmeyecek olan turistin maliyeti Türkiye'ye çok büyük olacak. Sebebi de şudur: Sadece, bundan Antalya değil, Muğla değil, Aydın, İzmir ya da Kapadokya ya da Denizli değil, bütün Türkiye etkilenecek. Çünkü, turizm pazarı, önemli bir pazar. Sadece Antalya'nın bütün Türkiye'den aldığı mal miktarı, 54 katrilyon lira arkadaşlar. Yani, bundan Konya da etkilenecek, Kocaeli de etkilenecek, Denizli de etkilenecek, Erzurum da etkilenecek ve dolayısıyla, ciddi bir işsizlikle karşı karşıya kalacağız. Yani, ciddi bir işsizlik diyorum; yine, sadece Antalya'da 60-70 bin kişiden, Türkiye genelinde de 500 bin kişinin işsiz kalmasından bahsediyoruz. Büyük bir kâbustur. Bununla ilgili, bugüne kadar turizmle ilgili ya da diğer sektörlerle ilgili Adalet ve Kalkınma Partisinden, Hükûmetten çok önemli bir adım atıldığını da görmedik.
Şimdi, esnaf sayısıyla ilgili bir tespitte daha bulunmak istiyorum. Bu, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının verisidir. 80 bin kişi, bu 1 Ocak ile 30 Nisan arasında işsiz kalmıştır. Esnafın işsizliği felakettir arkadaşlar. Esnaf, 40 yaşından, 50 yaşından sonra yapacak işi yoktur; kepengini kapattığı zaman evine ekmek götüremez, hiç kimseye de gidip dilencilik de yapamaz. Bu müthiş sıkıntılı durum. Mutlaka sizin içinizde de, ailenizde, yakınlarınızda babası esnaf olan vardır, bu duyguları gayet iyi bilir. Ahi Evran döneminden beri bu ülkede ahlakın temsilcisi, hayırseverliğin temsilcisi, esnaftır ve şu anda esnaf batıyor. Biraz önce bir haber okudum. Törenle dükkânını kapatan 70 yaşında bir amcanın haberi vardı, Yalova'da. Şimdi, bu tören, aslında bir açılış töreni değil, kapanış töreni, cenaze töreni ve çoğalarak devam edecek bir tablodan bahsediyoruz. O yüzden, MHP'nin grup önerisiyle ilgili bu konuda artık mutlaka bir açılım gösterin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇETİN OSMAN BUDAK (Devamla) - Sizin de esnaftan alışveriş yaptığınızı biliyorum. Buradan da bir uyarı yapalım: Hiç olmazsa alışverişlerinizi bugünlerde esnaftan yapın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)