GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ramazan ayına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:97
Tarih:02.06.2016

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok büyük ve bereketli bir ay, gölgesini üzerimize salmıştır. Bu ayın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Ayrıca, Alman Parlamentosunun ülkemiz ve milletimiz aleyhinde almış olduğu bu kararın milletimize bir bühtan olduğunu söylüyor ve bu kararı da kınıyorum.

Kıymetli milletvekilleri, İslam, kamerî yılın dokuzuncu ayı olan ramazanda oruç tutmayı emreder. Bu ayın tamamında, Müslümanlar fecir vaktinden akşama kadar yemekten, içmekten ve nefsani ilişkilerden uzak durur; yarının orucunu tutacağına dair kendisini daha akşamdan ciddi olarak hazırlar. Sahurla ve imsakla başlayan oruç, güneşin batışında açılır. İftar, bütün aile ve bazen de komşular için bir davete dönüşerek Müslümanlar gün boyunca kazandıkları zaferi kutlarlar.

Oruç, insan faaliyetleri açısından günlük hayatın ritmini değiştirir. Yerleşim birimlerinde şafağın yaklaşması ve güneşin batması, davul çalınarak, ilahi söylenerek ve ezanla ya da büyük kasaba, ilçe ve illerde, bütün bunlarla ve merkezî alanlarda top ateşlenerek duyurulur. Gazeteler, radyolar, dergiler, televizyonlar özel iftar ve sahur programları yaparlar. Mahyalar, minarelerin ışıklandırılması, iftar çadırları, sosyal medya ve oradaki organize programlar halkın bilgilenmesine ve duygulanmasına vesile olur.

Ramazan gecelerinde, yatsı namazından sonra teravih namazı cemaat hâlinde kılınır. Bu namazda, çoğu defa, Kur'an-ı Kerim'in cüz cüz ramazan boyunca okunarak hatim indirildiğine şahit olunur. Ramazanın sonuna doğru Kur'an'ın "Leyletülkadr", Kadir Gecesi olarak adlandırdığı, ilk ayetlerin vahyolunmaya başladığı bir geceyi Müslümanlar Allah'a dua ve ibadet içinde geçirirler. Hayatlarını O'na kulluğa ve itaate adadıklarını hulusikalp ve azimle tekrar ederler. Ramazanın her gününde ihtiyacı olanlara yardımseverlik ve misafirperverliklerini gösterir, sadaka verir ve salih ameller işlerler. Ayın sonu gelmeden, fakirlere ev halkının tümü yahut bakmakla yükümlü olduğu her kişi adına, yetişkin bir insanın bir günlük beslenmesini sağlayacak bir miktarı sadakayıfıtır, fitre olarak dağıtırlar.

Sayın milletvekilleri, Müslümanlar, ramazanı mübarek bir ay, rahmet ve merhamet ayı olarak adlandırırlar. Bu ay, bütünüyle kendini tezkiye ve itaat için ahdini yenileme ayıdır. Mazlum, mağdur, mahrum ve muhtaç insanlığı hatırlama, acıma ve teselli verme ayıdır. Hepsinin üstünde, nefsin birçok ihtiras ve arzularının bastırılması ile kendini idare etme ve disiplin ayıdır. Sahur ve iftar arası bir düzen ve disiplin tekerrürüdür.

Ramazan ayında İslam âleminin yaşadığı iktisadi iklim, İslamiyet'in iktisat anlayışının mahyalaşmış önemli yansımasıdır. Tüketimin kanaatle dizgin altına alındığı, üretimin en verimli şekilde tüketildiği bir ekonomi modelinin oluştuğu ramazanda, işin ilginci, servet dolaşımı artar, zekât ve sadakalar sosyal güvenliğe sigorta olur. Fertlerin her birinin bu işi yüklenmesiyle bu müessese verimli ve güvenli bir şekilde çalışır, suistimal olmaz, darlık önlenir, manevi ortak kazanç artar.

Ramazan, Müslümanlar için kendini hesaba çekme ayıdır, ahlaki ve ruhi değer ve sorumlulukların birikimini temin eden tek aydır. Oruçlu bir günün iftarla son bulması gibi, ramazan da o manada bayramla (îd) nihayet bulur. Bu bitiş, Müslümanların hep beraber, cemaat hâlinde kıldıkları 2 rekat bayram namazı, salatıîdle kutlanır. Müslümanlar o gün temiz ve en güzel elbiselerini giyerler, coşku içinde, tebriklerle namazlarını eda ederler. Bayram namazından sonra Müslümanlar birbirlerini tebrik ederler, iyi dilek ve temennilerini ifadeyle hayırhahlık dilerler. Aynı niyet ve hislerle çocuklara ve fakirlere hediyeler dağıtırlar ve birbirlerine çok ihtimamlı davranırlar. Ramazan içinde verilen zekâtlar da bayramı idrak eden fakir ve yoksulların yardımına yetişir, günlük sıkıntılarına bir ferahlama getirir.

Buna rağmen, insanları ramazan ayı karşısında üç tavır içinde görüyoruz: Müminler ramazanda maddeten ve manen neşe alırlar, mazeretleri sebebiyle oruç tutamayanlar da bu neşeye dâhildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İMRAN KILIÇ (Devamla) - Yahya Kemal'in dediği gibi "Mademki böyle duygularım kalmış, çok şükür." diyen, bu neşeyi kıskanmayan, ona imrenen ve gıpta edenler de vardır. Bir kısmı da bu neşeden rahatsız olurlar ve müminlerin neşelerini bozmak için uğraşırlar, bir kısım marjinal konuları gündeme taşırlar, böylece rahatladıklarını sanırlar.

Kıymetli milletvekilleri, oruç kendini tutmaktır. Bu anlamda, ey oruç, tut bizi diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)