GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:91
Tarih:20.05.2016

TUFAN KÖSE (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa'da yapılmak istenen değişiklikle sadece milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılırken bakanlara tanınan dokunulmazlığın devam etmesini kabul edilemez, vicdana ve eşitlik ilkesine aykırı bulduğumuz için bunun da değiştirilmesi gerekir diye düşündüğümüzden böyle bir önerge verdik.

Şimdi, milletvekillerinin dokunulmazlıkları hiçbir incelemeye tabi tutulmaksızın toptancı bir yaklaşımla kaldırılıyor ama bakanların 100'üncü maddede yazılı dokunulmazlıkları bakanlıkları bittikten sonra dahi devam ediyor. Nitekim, 17-25 Aralık soruşturmalarında sizlerin oyuyla aklanan bakanlar hakkında herhangi bir soruşturma yapılamazken o dönemde söz söyleyen milletvekilleri bugün yargılanmaktadırlar. Bu anlamda, bu değişikliği dikkate almanızı talep ediyoruz.

Yine, bir başka sorun da: Mevcut düzenlemeyle sadece Karma Komisyonda, Meclis Başkanlığında, Adalet Bakanlığında ve Başbakanlıkta olan fezlekelerin dokunulmazlıkları kaldırılıyor. Hâlbuki şu anda savcılıklarda olan ya da soruşturması hiç başlamamış olan bir kısım dosyalar var. Biliyorsunuz, adaletin geldiği noktadan dolayı birçok iktidar partisi milletvekili hakkında herhangi bir şekilde savcılar fezleke düzenleyemiyorlar, bunlar hakkında herhangi bir işlem yapılamıyor. Bizim önergemizde, bu tarihe kadar yani yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar soruşturması ya da kovuşturması başlamamış bile olsa eğer ileride bir suç çıkacak olursa onlar hakkında da dokunulmazlık kendiliğinden kalkmış olsun yönünde talebimiz var.

Bunu bir örnekle söylemek istiyorum: 3 milletvekili var; birisinin hakkındaki fezleke Adalet Bakanlığına gelmiş, diğerinin hakkındaki fezleke hiç düzenlenmemiş, birisi hakkında da hiçbir kovuşturma yok. Burada fezlekesi gelen hakkında dokunulmazlık kaldırılıyor ama diğerleri hakkında herhangi bir işlem yapılamıyor. Bunun da yargılamanın esası bakımından pek de doğru bir sonuç vermeyeceğini düşünüyoruz. Bu anlamda, bu değişikliğin de Türkiye Büyük Millet Meclisinin çoğunluğu tarafından dikkate alınması gerekiyor, eşitlik ve adalet ilkesine aykırı olmasın diye bu düzenleme.

Benim düzenlemeyle ilgili teknik olarak söyleyeceklerim bunlar. Ama iki gün önce, geçtiğimiz salı günü Sayın Bakanın, Sayın Bekir Bozdağ'ın hem bir milletvekilimiz hem de Sayın Genel Başkanımız hakkında birkaç tane sözü oldu, ben onlarla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum çünkü bana çok dokundu bu sözleri.

Birincisi: Esad'ın milletvekili olmakla suçladı bir milletvekilimizi.

Ya, Sayın Bakan, senin ağababan Esad'la yat gezileri yapıyordu (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Esad "Esed" olmadan yani bundan dört beş yıl önce Schengen yerine "Şamgen" kuruyordunuz. (AK PARTİ sıralarından "Biraz terbiyeli ol ya!" sesi)

Terbiyeyi sana öğretirim ben, sen kimsen! Terbiyeyi öğretirim ben sana!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - "Ağababa" dersen onu söyler tabii.

TUFAN KÖSE (Devamla) - Yani bizim Cumhuriyet Halk Partisinde sarayın kapı kulu yok ki kaldı ki Esad'ın kapı kulu olsun.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - O zaman Esad'ın elinden kan damlamıyordu, kan damlamıyordu.

TUFAN KÖSE (Devamla) - Yani siz var ya siz, bir kere, konuşurken üslubunuza dikkat edeceksiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İkincisi: Bakın, Sayın Genel Başkan hakkında diyorsunuz ki: "Şerefli, namuslu, haysiyetli bir dilin sahibine yakışan bir konuşma mıdır?" Bakın, Cumhuriyet Halk Partililerin sizden şeref, haysiyet, edep öğrenecek hâli yok. Bu ülke çok karanlık günler geçirdi çok, çok karanlık günler geçirdi bu ülke; işgali gördü, ihaneti gördü, Vahdettinleri gördü, Damat Feritleri gördü bu ülke ama bakın, o işgal ve ihanetlerin içerisinde dahi bu ülkenin onurlu bağımsızlığına, tam bağımsızlığına sahip çıkan, insanca ve hakça paylaşması için ömrünü seve seve vermeye hazır yurtseverleri, vatanseverleri de gördü; Mustafa Kemal Atatürk'ü gördü, İsmet Paşa'yı gördü, Mahmut Esat Bozkurt'u gördü; Bekir Bozdağ'ı görmedi, Deniz Gezmiş'i gördü...

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Deniz Gezmiş'i niye sokuyorsun araya?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Adnan Menderesleri gördü, Özalları gördü.

TUFAN KÖSE (Devamla) - ...işte, onların bugün toplandığı yer Cumhuriyet Halk Partisidir. Bir kez daha, biz ömrümüzü seve seve vermeye hazırız bu ülkenin tam bağımsızlığı için, onurlu ve hakça paylaşım için; bunu böyle bilin Sayın Bakan, bunu böylece bilin.

BENNUR KARABURUN (Bursa) - Teröre destek vererek mi? Teröriste "dur" demeyerek mi?

TUFAN KÖSE (Devamla) - Şimdi, 500 bini Suriye'de, milyonun üzerinde insan Irak'ta öldürüldüyse, on binlerce kadına tecavüz edildiyse bunda senin ve senin Hükûmetinin de, Başbakanın da, bugünkü Cumhurbaşkanının da kanlı elleri vardır; bunu böyle bilin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Orada uyguladığınız hatalı politikadan dolayı yani...

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Suriye'deki katliama "dur" dediniz mi?

TUFAN KÖSE (Devamla) - İmam tayyare sesi çıkartıyor, sizin hepiniz uçuşa geçiyorsunuz, nasıl bir şey bu ya! Yani Cumhurbaşkanı Esad'a "terörist" demeden evvel sizin biriniz "terörist" diyor muydunuz?

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Siz hâlâ demiyorsunuz.

TUFAN KÖSE (Devamla) - Bu anlamda, Cumhuriyet Halk Partililer sizin vereceğiniz edep dersini bir kâğıt mendil gibi dahi kullanıp ellerini kirletmezler.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.