GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:90
Tarih:17.05.2016

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP grup önerisi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

AKP Grubunun özellikle muhalefet partilerinin sözcülerinin her konuşmasına müdahil olup konuşmacıların üzerine yürümeleri, sözle karşılık vermeleri bu Meclisin artık neredeyse bir geleneği hâline geldi. Biz konuşmacılarımızı mümkün olduğunca uyarmaya, bu Mecliste temiz bir dil kullanmaya ve bu konuda çalışmaların yürütülmesine olanak sağlanmasına, gayret edilmesine özen gösteren bir tutumu Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak sergiliyoruz. Elbette, eleştiri olacaktır, eleştiri sert de olacaktır ama hakaret olmayacaktır. Bunu defalarca grup başkan vekili olarak yaptığımız her toplantıda sayın Meclis başkan vekilleriyle dile getirdik, müşterek kararlar aldık ve uygulamaya çalıştık. Şimdi, Sayın Başkan, konuşmamdan sonra aynı tutumunuzu sürdürmenizi ve grup başkan vekillerini odanıza davet ederek bu konudaki kararlılığımızı perçinlemenizi sizden bekliyorum ve bu ümitle konuşmamı yapıyorum. İnanıyorum ki siz de bizi davet edeceksiniz ve bu konuyu bir şekilde çözeceğiz.

Değerli arkadaşlarım, elbette, değişik partiler arasında siyasi çatışmalar olacaktır, siyasi eleştiriler olacaktır ve bu zaten demokrasinin de bir gereği ve zaten birden fazla partinin olmasının gereği de bu. Her parti aynı düşünmeyecektir, her parti farklı düşünecektir ve partiler de kendilerini anlatacaklardır. Partiler bunu anlatırken her şey Türkiye'nin menfaatine olacaktır, devletin menfaatine olacaktır, insanların menfaatine olacaktır. Bu siyasal çatışma, bu siyasal karşılıklı gelme her ortamda illa partilerin birbirlerini -etik kurallar çerçevesinde- arkadan dolanarak sırtını yere getirme arayışına dönüşmemelidir.

Değerli arkadaşlarım, siyasette nezaket çok önemli, siyasette yazılı olmayan etik kurallar, verilen sözler ve verilen bu sözler çerçevesinde siyasi partilerin ilişkileri çok önemli; biz bunları çok önemsiyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, değerli milletvekilleri, Avrupa Birliği müzakere sürecinde ortaya konulan takvimde bir sıkışıklık yaşandığında, derhâl AKP grup yöneticileriyle diğer ilgililerle görüşerek devletimizin ve yurttaşlarımızın menfaatine olan yasaların çıkartılması yönünde hangi sözü verdiysek yerine getirdik. Bu konuda, Mecliste, Cumhuriyet Halk Partisi "Cumhuriyet Halk Partisinden önce Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatidir, 78 milyon insanımızın menfaatidir." diyerek bu konudaki çalışmasını sürdürdü. Çoğunuzun belki siyasi çatışma ortamında, karşılıklı kavgaların yaşandığı ortamda fark edemediği pek çok kolaylığı o yasaların geçmesi sırasında biz hem kürsüde hem de bu Mecliste verdiğimiz oylarla perçinledik değerli arkadaşlarım. Çünkü bizim adımıza verilmiş söz, sözdür değerli arkadaşlar; siyaset böyle yürür, bir nezaket çerçevesinde yürümelidir.

Sayın Cumhurbaşkanı tarafından son anda geçtiğimiz günlerde görevi bıraktırma noktasına getirilen Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen ay bir grup toplantısında, AKP grup toplantısında Urfalılara söz verdi, dedi ki: "Sevgili Urfalılar, ben Urfa'nın kurtuluş yıl dönümünde sizin yanınıza geleceğim ve Meclisten bir şeref madalyasıyla gelip onu Urfalılara hediye edeceğim."

Değerli arkadaşlarım, Urfa'ya şeref madalyası verilmesine ilişkin teklif bir torba yasanın içerisindeydi. Başbakanın verdiği sözün o torba yasanın tümü görüşülmeden yerine getirilmesi mümkün değildi. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, derhâl "Nasıl çözebiliyorsanız çözün, bir Başbakanı verdiği sözü tutmuş olarak Urfa'ya gönderelim ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Urfa'nın şeref madalyasını almasını sağlayan teklifi torba yasanın dışında bu Meclisten geçirin." diye bize talimat verdi. AKP'li yöneticilerimiz burada, hepsiyle yüz yüze geliyoruz ve değerli arkadaşlarım, İç Tüzük'ü de zorlayarak, Cumhuriyet Halk Partisinin rızası ve muvafakati dâhilinde torba yasadan çıkartıldı Urfa'ya şeref madalyası verilmesi önerisi, ayrı bir maddeyle -hepinizin de takip ettiği gibi- burada görüşüldü, geçirildi ve bir ülkenin Başbakanına verdiği sözü tutması sağlandı.

Değerli arkadaşlarım, bunları niçin anlatıyorum? Biz yaklaşık bir ay kadar önce AKP'li grup başkan vekili arkadaşlarımızla bir konuyu görüştük, "Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kamp yapmak istiyoruz, kampımızı AKP Grubunun da çalışmalarına engel olmayacak bir tarihte, sizlerle hep beraber belirleyeceğimiz bir takvim çerçevesinde gerçekleştirelim." dedik ve kendilerine sorduk: 20 Mayıs tarihinde getirmeyi düşündüğünüz bir kanun var mıdır, bir yasa var mıdır ya da başka bir çalışmanız var mıdır? Çünkü, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Meclis çalışmalarının aksamasını istemiyoruz. Biz, doğal olarak, Meclisin çalışmadığı bir günde ancak bu çalışmalarımızı yapmak için bu kararlılığımızı kendilerine gösterdik.

Değerli arkadaşlarım, biz, tam bir ay önce, 20 Mayıs tarihinde Antalya'da Parti Meclisi toplantısı ve milletvekilleri çalışma kampı yapmak üzere bu konuda bir görüş birliğine vardık, tam bir ay önce. Otelin her türlü rezervasyonu ayarlandı, uçak biletleri alındı; herkes yol hazırlıklarına başlamışken geçtiğimiz hafta Meclisin kapanmasını başka bir sürece sokmak isteyen AKP yönetiminin bugün getirdiği grup önerisiyle, bizim 20 Mayıs ve 21 Mayısta Parti Meclisi toplantımız ve milletvekilleriyle yapacağımız toplantının olduğu günler -yani 20 Mayıs ve 21 Mayıs- bir çalışma takvimine bağlandı değerli arkadaşlarım. Birazdan bunu oylayacaksınız, sayısal çoğunluğunuz var, elbette kabul edebilirsiniz ama değerli arkadaşlarım, siyasi nezaket ne olacak? Verilen sözler ne olacak?

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Kapattırmasaydınız Meclisi.

LEVENT GÖK (Devamla) - Verilen sözleri nasıl birbirimize anlatacağız daha sonradan? Bu grup içerisinde, Meclis içerisinde muhalefet partisi olarak İç Tüzük'ten kaynaklanan en doğal haklarımızı kullanmamızın önüne geçmek için böyle bir durum yapılabilir mi? Bundan büyük bir kırgınlık ve üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum.

Biz pek çok yasada Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir an önce geçmesi açısından her türlü kolaylığı sağlamışken, Avrupa Birliği müzakere sürecinde takvimin sıkışıklığını göz önünde bulundurarak her türlü kolaylaştırıcı rolü oynamışken bunun bize yapılmasını büyük bir etik dışı davranış olarak görüyoruz değerli arkadaşlarım.

Üzüntümü sizlerle paylaşıyorum. Kırgınız bu konuda sizlere eğer bu kararı alırsanız. Bu kararı alırsanız ne olur? Bu kararı alırsanız, Cumhuriyet Halk Partisi biliniz ki Meclisin çalışma konulan her gününde Mecliste olur; Mecliste olur ama ondan sonraki çalışmalarda birbirimizin yüzüne bakarken ya da bir şey talep ederken "acaba" diye düşüneceğimiz bir sürece gireriz.

Bunları yapmak yanlıştı, bu çok kolay çözülebilecek bir problemdi. Örneğin, ikinci tur oylamaları önümüzdeki haftaya bırakmak mümkündü, bunlar yapılmadı. Bu kırgınlığımı ve üzüntümü sizlerle paylaşıyorum değerli milletvekilleri. Siyaseti nezakete ve verilen sözlere oturtturmak durumundayız. Bu tablo, demokrasi geleneği açısından, Parlamento geleneği açısından kabul edilemez bir durumdur. Bir gün sizin de başınıza gelebilir. Bunu anlayışla karşılamamız gerekir değerli arkadaşlarım. Bizim belirlediğimiz kamp tarihi kendi başımıza belirlediğimiz bir tarih değil ki. Görüştük bütün arkadaşlarımızla, mutabık kaldık, kampımızı yapıyoruz ama şimdi gelen öneriyle bunun önlenmesine dönük bir süreci de kırgınlıkla karşıladığımızı sizlere ifade ediyoruz.

Parlamentonun her koşulda nezaketinin ve birbirine olan özeninin -partiler arasında- olması gerektiğinin de altını çiziyoruz. Biz bundan sonra, Cumhuriyet Halk Partisi olarak yine bu özeni göstermeye devam edeceğiz ama artık akan su eski su değildir değerli arkadaşlarım.

Hepinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)