GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi Arasında Türkiyede Bir Ülke Ofisi Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:88
Tarih:11.05.2016

NİYAZİ NEFİ KARA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar, dış politikalarıyla bugüne kadar hep övündü. Bugün geldiğimiz noktada ise "stratejik derinlik, ritmik diplomasi, komşularla sıfır sorun" diye anlattıkları ve uyguladıkları politikalar, Türkiye'yi her geçen gün Orta Doğu'daki yakıcı ve yıkıcı savaşın içine çekmeye başladı. Orta Doğu ülkeleri arasında dostumuz kalmadı. Zamanında NATO'ya karşı korumaya çalıştığımız İran, bugün Batı ülkeleriyle ilişkilerini düzeltirken Türkiye'yle Suriye politikası nedeniyle karşı karşıya gelmiştir.

Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizse çok daha kötüdür. AB standartlarını yakalamaktan uzak kalan birçok çalışma var. Vize serbestisi için gerekli olan 72 kriterin 69'unu karşılayabilen Hükûmete, bu kürsüden ilgili kanunların görüşmeleri sırasındaki eleştirilerimizi sürekli dile getirdik, 4 Mayısta açıklanan raporda bunların hepsi yer almıştır. Hükûmetin demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi AB'nin temel kriterlerini aşındıran eylem ve söylemleri, Avrupa Birliğine tam üyelik hedefinde Hükûmete karşı kuşkuyla yaklaşılmasına sebep oluyor.

Değerli arkadaşlar, AKP iktidarlarının öve öve bitiremedikleri dış politika stratejileri, yarattıkları o derinliğin içerisinde kayboldu gitti. Hükûmetin Suriye politikasının çöktüğünü artık sizler de kabul etmiş bulunmaktasınız. Bunun en büyük kanıtı dış politika stratejilerinizin mimarı olan Başbakanı görevden almanızdır. 5 Eylül 2012'de "Emevi Camisinde namaz kılacağız." diye hayal kurarken bugün Kilis'te namaz kılamaz hâle geldiniz.

Değerli arkadaşlar, Kilis'e her gün roket atılmakta, 21 vatandaşımız şu ana kadar saldırılar nedeniyle hayatını kaybetti. Halk bugün, artık, gazete ilanıyla Hükûmet arıyor, maalesef iktidar partisi de Hükûmet arıyor. Siz, Hükûmeti hayal bile edemiyorsunuz. Geçtiğimiz aylarda "Kilis'e Nobel ödülü verelim." diyordunuz, öneriyordunuz; bugün Kilis'in düştüğü hâlle size ne ödülü verilmesi gerektiğini söylemeye gerek yok. Siz bugün Kilis'i korumakta aciz duruma düştünüz. Süperman olmadığı için füzeleri havada yakalayamayacağını söyleyen Vali, "Abdestli ölün bari" demiştir ve hâlâ koltukta duruyor.

Bugün bunu hazırlayan aslında sizlersiniz. Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas kuran, subayları Silivri ve Hasdal'a layık gören, "paralel" dediğiniz örgütle iş birliği yapıp Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy casusluk davalarıyla TSK'yı işlevsiz hâle getiren, Genelkurmay Başkanını bile "terör örgütünün başı" diye tutuklayanlar ve hatta o davaların savcısı olduğunu iddia eden kişi, bugün kendi yarattıkları ve güçsüzleştirdiği "Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanıyım." diyor. Kendini başkomutan olarak gören ey Cumhurbaşkanı, size soruyorum: Ege Denizi'ndeki 17 adamıza Yunan bayrağı çekilirken, vatan toprakları işgal edilirken, kendi ülke toprakları yabancı ülkelerden atılan bombalarla bombalanırken, her gün şehit haberleri gelirken kimden talimat bekliyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Akdeniz'in en önemli deniz kuvvetlerinden birine sahip ülkemizin bahriyelilerini kumpasla zindanlara atan AKP, 17 Ege adasının işgalinin tek sorumlusudur. Verdiğimiz soru önergelerine bugüne kadar tek cevap veremediniz. Vatan toprağını ne karşılığında başka ülkelere peşkeş çekiyorsunuz. 28 Ocak 2016 günü Yunan Savunma Bakanlığının kendi web sitesindeki fotoğrafları herhâlde görmüşsünüzdür, Yunan bayrakları vardı adalarımızda ama siz kör, sağır, dilsiz bir şekilde davranmaya devam ediyorsunuz. 1936 yılından beri devlet envanterinde bizim adamız olan Kardak adalarını, bu ülkede yayın yapan belgesellerinizde Yunan adası olarak gösteriyorlar, gıkınız çıkmıyor sizlerin. (CHP sıralarından alkışlar) Sizin bu vurdumduymazlığınız, vatana ihanetinizin sonucunda Türk gemileri yakın bir zamanda Marmara'dan Akdeniz'e inemez hâle gelecektir. Kendi iradenizi ne zaman ortaya koyacaksınız? Biliyorum, içinizde vicdanı olan, ülkenin bugün içine düştüğü duruma içi sızlayan arkadaşlarımız da var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NİYAZİ NEFİ KARA (Devamla) - İstiklal Marşı'mızda

"Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.

Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı." diyor Mehmet Akif. (CHP sıralarından alkışlar) Siz hangi çıkar uğruna bu toprakları savunmasız bırakıyorsunuz? Satmayın, sattırmayın arkadaşlar!

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)