Konu: | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 86 |
Tarih: | 05.05.2016 |
SAADET BECEREKLİ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 7'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'de çalışma yaşamını düzenleyen yasalar ve kurumların bu konuda yetersiz olduğu çok açıktır. Özel istihdam bürolarının özünde yer alan geçici çalışma şartları, bu sorunlara çözüm getirmeyecek ve çalışma yaşamındaki yetersizliği derinleştirecektir. HDP olarak her zaman söylediğimiz gibi, ekonomik değerin tek kaynağı emektir. Oysa bu yasada işçinin emeğinin karşılığı alınmayacağı çok açıktır. Örneğin asgari ücret, kıdem tazminatı, yan ödemeler, haftalık mesai saatleri, sigorta, yıllık izin, iş güvenliği ve benzerleri sermaye sınıfının kârıyla ters orantılı olduğundan, birinin kazancı zorunlu olarak diğerinin kaybıdır ve bu da işçinin aleyhine, işverenin lehine olacaktır.
Sermaye kesiminin temsilcisi olarak siyaset sahnesine giren ve on üç yıl boyunca neoliberal politikaların dünyadaki en sadık uygulayıcılarından biri olan AKP iktidarı için çalışma hayatının esnekleştirilip güvencesizleştirilmesi hayati önem arz etmektedir. Çünkü AKP iktidarı, bir yandan neoliberal dönüşümü tamamlamak, diğer yandan da ekonomiyi içine soktuğu darboğazı sermaye lehine bir an önce aşabilmek için kamuoyunda "kiralık işçi yasası" olarak bilinen yasayı devreye sokmak istemektedir.
Bu bağlamda "kiralık işçi" veya "işçi simsarlığı" düzenlemesiyle, sınırlı olan sendikal hakların daha da azalacağı ve beraberinde iş güvencesini ortadan kaldıracağı açıktır. Kıdem tazminatı fiilî olarak yok edilecek, ihbar tazminatını ortadan kaldıracak ve bu yasayla "güvenceli esneklik" dedikleri güvencesiz ve esnek çalışma biçimi bir kural hâline gelecektir. İddia edildiği gibi kayıt dışı istihdam düşmeyecektir çünkü işverenlerin tercih ettiği bu esnek çalıştırma biçimleri kayıt dışındadır. Kayıt dışı istihdam edilenler güvence kazanmayacaklar, aksine formel sektörde, sendikal örgütlenmelerin var olduğu alanlarda işçiler güvencesiz hâle gelecektir. İşçi sınıfı "kiralık işçi" adı altında kölelik ilişkilerine mahkûm edilecek; gelir, emeklilik, yıllık izin ve sağlıkla ilgili bütün haklar tamamen ortadan kalkacaktır. Kiralık işçiler aynı işi yapan diğer işçilere göre çok daha düşük ücrete mahkûm olacaktır. Uzun çalışma saatleri açısından dünyada zirvede olan ülkemizde, kiralık işçiler yoğun çalışma temposuyla yoğun bir sömürü çarkı içinde olacaktır.
Ülkemizde iş hukuku, işçi-işveren arasındaki sözleşme, iş yeri ve iş kolu düzenlemeleri üzerinde kuruludur. Bu yasa tasarısı hukuksal düzenlemeleri geçersiz hâle getirecektir. Böylece çalışma yaşamı tamamen hukuk dışı bir hâl alacaktır. Bu durum, işverene toplu işten çıkarma hakkı tanıyacak, işveren sekiz ay aynı işçiyi kölelik bürolarından daha çok, daha ucuza, sendikasız, haksız hukuksuz kiralayabilecektir. İşverenler özel istihdam bürolarından işçi kiralama hakkı kazandığında, kadrolu işçilerin üzerinde sürekli bir baskı oluşturacaktır. Kiralık işçiler, işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarından yararlanamayacak; ağır, tehlikeli ve ölümcül risklerle karşı karşıya kalacaktır. Ülkemizde yüksek olan işçi cinayetleri oranı daha da artacaktır.
Kiralık işçilerin İşsizlik Fonu'ndan yararlanma olanakları olmayacaktır. İŞKUR işlevsiz hâle gelecek, kamu emek gücü işlevsiz hâle gelecek, sorumluluklarını tamamen üstünden atmış olacak; özel istihdam büroları işçi kiralayabilecek ve kamuda taşeronu aratan çalışma düzeni kurulacaktır.
Yıllardır gündemde olan ve büyük tartışmalar yaratan, dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül tarafından -ki başka bir konuşmacı da dile getirmişti, önemli olduğunu inandığım için tekrar vurgu yapmak istiyorum- yapılan düzenleme "Gerçek amacının dışında sonuçlar doğurabilecek ve madde kapsamındaki işçilerin emeğinin istismarı, insan onuruna yakışmayan durumların doğması gibi kanunun amaçlamadığı olumsuz uygulamalara ve çalışma barışının bozulmasına yol açılabilecektir." gerekçesiyle kısmen veto edilmişti. Aynı gerekçe hâlâ geçerli değil midir? İş barışını bozmayacağını temin edebilir misiniz? İşçilerin güvencesiz bir hayata mahkûm edilmeyeceğini kim iddia edebilir? Evet, doğrudur, kayıt dışı özel istihdam büroları hâlihazırda mevcuttur. Ancak, sorarım size: Kayıt dışı olan şeyleri meşrulaştırmak sizin göreviniz midir? Kayıt dışı çalışan yerleri denetleyecek yetkiniz veya etkiniz yok mudur?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SAADET BECEREKLİ (Devamla) - Daimî işçilik değil, geçici işçilik kuruyorlarmış. Halkı daimî işsizliğe mahkûm edip özel istihdam bürolarına muhtaç hâle getirmeye çalışmıyorsunuz da ne yapıyorsunuz? İş Yasası'nda belirli süreli iş sözleşmesi var zaten, kiralık işçilikte neden ısrar ediyorsunuz?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Süre doldu Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Becerekli.
Sayın milletvekilleri, beni kim uyardı acaba, merak ettim?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Evet yani her seferinde aynı şeyi yapmanıza gerek yok.
SAADET BECEREKLİ (Devamla) - Son olarak bir cümleyle bitirmek istiyorum.
Sonuç olarak özel istihdam büroları köle pazarlarıdır, insan ticareti yapılan yerlerdir. İnsan ticareti en büyük insanlık suçudur. Bu tasarının geçmemesi için tüm partilerin ortak tutum sergilemesi gerektiğini düşünüyor, tüm Genel Kurulu bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)