GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:86
Tarih:05.05.2016

BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarı üzerinde konuşmadan önce, az önce CHP Grup Başkan Vekili Kilis'te hayatını kaybeden yurttaşlarımıza ilişkin epey bir sitem etti AKP sıralarına. Ancak, biz burada günlerce Cizre'de, Sur'da hayatını yitiren, yaşamlarını yitiren kadınlardan, çocuklardan, gençlerden çok bahsettik Sayın Başkan. Fakat siz hiçbir kelam etmediniz. Bu da sizin tutarsız politikalarınızın bir sonucudur diye düşünüyorum açıkçası.

Şimdi, arkadaşlar, bu tasarının kadınlar yönüyle neler getirip neler götürdüğünü biraz konuşmak gerektiğini düşünüyoruz. Şöyle ki: Kadınların esnek çalışmasından esas olarak yarı zamanlı, süreksiz, niteliksiz işlerde yoğunlaşmaları anlaşılmalıdır. Bu esnek, yarı zamanlı çalışma kadınların kalan yarı zamanda ev işlerinin tüm yükünü üstlenmesi anlamına geliyor. Yani, aslında, aile içinde kadın-erkek eşitliğini yok sayan bir biçimde, ev işleri kadın işi olarak tanımlanmış oluyor. Erkekler kamusal alanın öznesi, kadınlar ise esas olarak özel alanda yani sadece evde bir özne olarak tanımlanıyor. Bunun kendisi, kamusal alana ulaşmak açısından, kadınların erkeklere eşit haklara ve daha önemlisi eşit olan haklara sahip olmasının engellenmesi anlamına geliyor.

Türkiye özelinde, hem kadınlar ile erkekler arasındaki ücret farkı hem de tam zamanlı işler ile yarı zamanlı işler arasındaki ücret farkları düşünülünce, esnek çalışma, kadınları da ele aldığımız zaman, ucuz emek gücü olmak anlamına geliyor sadece. Yani, erkeklerin, kadınların emeğine karşılıksız el koyduğu gerçeğini ne yazık ki değiştirmiyor. Bu durumun kendisi, kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin iktisadi altyapısının ne yazık ki güçlendirildiğinin de bir göstergesidir. Esnek çalışma, zaten mezarda emeklilik söz konusuyken emeklilik için gereken prim gününü tamamlayamamak anlamına gelmekte. Bu, hem çalışılan günler için ödenen primlerin yanması hem de erkeklere bağlı sosyal güvenceye mecbur kalmak anlamına geliyor. Dahası, emekliliğe ulaşamayınca erkeğin gelirine bağımlı kalınıyor bir ömür boyu.

Biz kadınlar, kadın işçilerin zaten erkeklerden daha ucuza, daha süreksiz, niteliksiz işlerde çalıştıkları için istihdam edildiklerini, hiçbir koşulda erkek işçiler kadar maliyetli olamayacakları için -tırnak içerisinde belirtiyorum burayı- yine çalıştırılmaya devam edileceklerini zaten biliyoruz. Özellikle, niteliksiz işlerde çalışan kadınların, aynı veya benzer işi yapan erkeklere göre ortalama yüzde 35 daha düşük ücret aldığını hatırlatmaya gerek olduğunu düşünmüyorum.

Kurulan sistem, en basit anlamıyla, kadınların hem ucuza çalışıp hem de 3-5 çocuk doğurmaları için -tırnak içerisinde- gerekli çözüm geliştiren bir sistem. Bu sistemde kadınlar 3 de yetmez 5 çocuk doğurup hayat boyu niteliksiz işlerde çalışacaklar, 3-5 çocukla kocalarından bağımsız emeklilik geliri isterlerse kendi ceplerinden doğum borçlanma primlerini ödeyecekler, en düşük ücretle çalışmaya mecbur olanları istihdam edebilmek için sınırlı kreş yardımları alacaklar, ev eksenli çalışma özendirilecek; evde parça başı çalışarak kıdemsiz, tazminatsız, güvencesiz koşullarda, aynı zamanda çocuk bakımını üstlenmek zorunda kalacaklar. Kadınlar, 3-5 çocukla aç kalmamak için, evde döven, söven, hizmetlerini gördüren erkeklere katlanacaklar. "Katlanamıyorum." deyip boşanmaya kalkarlarsa aile ombudsmanları devreye girip kadınları eve dönmeye zorlayacak. O da olmadı, adamlar kadınları ölümle tehdit edip eve döndürmeye çalışacak. Kadınlar yine ikna olmazsa, ya camdan atılacak ya bıçaklanacak ya da kurşunlanacak. Mahkeme de katil erkekleri "ağır tahrik, aileyi koruma" gibi gerekçelerle aklayıp paklayacak.

AKP'nin bu yasa tasarısı, kadın-erkek eşitliğine inanmadığını, her daim tekrar eden AKP iktidarının, niyetini fiiliyata döktüğünün göstergesidir. Kadın-erkek eşitsizliğini derinleştirme politikalarının en önemli adımlarından biridir bu. Kadınların erkeklere bağımlılığının sürmesi sağlama alınmaya çalışılıyor ve bunu yaparken bir yandan da sermayeye, ucuz kadın emeğiyle kaynak aktarmaya devam ediliyor bu tasarıyla.

Bu sebeple, biz, Halkların Demokratik Partisi olarak, hiçbir suretle, bu yasaya "evet" demiyoruz, tamamını reddediyoruz.

Teşekkür ederim, sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)