| Konu: | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 05.05.2016 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Değerli Başkan, sevgili arkadaşlarım; bu yoğun konuşmalardan sonra, buraya sesi yansıyamamış olan bir kesimin taleplerini sizinle paylaşmak istiyorum. Çok gür bir sesim olsaydı herkes duyabilsin diye çok bağırarak okumak isterdim. Çünkü, ben bugün kendi konuşmamı kamu çalışanlarının taleplerine ayırmış durumdayım. Onları, en son, Türkiye Büyük Millet Meclisine kabul etmedik, birkaç gündür de onları sokaklarda yasaklarla karşılıyoruz. Seslerinin nasıl komisyonlarımıza ulaşması engellenmişse, buraya gelmeleri ve gözlemeleri de engelleniyor.
Hepiniz bilirsiniz, bütün uluslararası sözleşmeler ve bizim Anayasa'mız çalışma hakkını diğer insan haklarının gerçekleştirilmesi için şart ve insan onurunun ayrılmaz bir parçası olarak niteler.
Şimdi, bu işçi sınıfı ne diyor, bizim şu anda görüşmekte olduğumuz tasarı hakkında ne diyor? "Bir: İnsan ticareti tarihin en büyük insanlık suçlarındandır. Türkiye Büyük Meclisinde görüşülen bir yasa tasarısıyla bu insanlık suçu yasal hâle getirilmek isteniyor.
Neler olacaktır, bu tasarı gerçekleşirse neler olacaktır? Bir: İş güvencesi ortadan kalkacaktır. İki: Kıdem tazminatı fiilî olarak yok edilecektir, ihbar tazminatı ortadan kaldırılacaktır. 1 ila 9 arası işçi çalıştıran iş yerlerinde 5 işçiye kadar, 10'un üzerinde işçi çalıştıran iş yerlerinde yüzde 25 oranında kiralık işçi çalıştırılabilecektir; böylece, kayıtlı istihdamın neredeyse yarısı kölelik bürolarına ayrılmış olacaktır. Kural dışı, güvencesiz ve esnek çalışma biçimleri kural hâline gelecektir. Sendikal örgütlenmeler çok ciddi kan kaybedecektir. İşverenlerin işten çıkarma maliyetleri düşecektir; işçiler istenildiği gibi kullanılıp kapı önüne konulacaktır. İşçi sınıfı 'kiralık işçilik' adı altında kölelik ilişkilerine mahkûm edilecektir; gelir, emeklilik, yıllık izin ve sağlıkla ilgili bütün haklar tamamen ortadan kalkacaktır. Kiralık işçiler aynı işi yapan diğer işçilere göre daha düşük ücretler alacaklardır. Uzun çalışma saatleri açısından dünyada zirvede yer alan ülkemizde kiralık işçiler yoğun çalışma temposuyla yoğun bir sömürü çarkı içine düşecektir.
Ülkemizde iş hukuku, işçi-işveren arasındaki sözleşme, iş yeri ve iş kolu düzenlemeleri üzerine kuruludur; bu tasarı bu hukuksal düzenlemeleri geçersiz hâle getirecektir. Böylece çalışma yaşamı tamamen hukuk dışı bir hâl alacaktır. İşverenler özel istihdam bürolarından işçi kiralama hakkı kazandığında kadrolu işçilerin üzerinde sürekli bir baskı oluşacaktır. Kiralık işçiler işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarından yararlanamayacaktır.
Geçici iş ilişkisi kurmanın kapsam dışı bırakıldığı iki alan vardır; madencilik iş kolu ve kamu iş yerleri. Bu yeterli değildir, bütün tehlikeli iş yerlerinde bu sisteme başvurulmamalıdır.
İŞKUR işlevsiz hâle gelecek, kamu emek gücü piyasasındaki sorumluluklarını tamamen üstünden atmış olacaktır. Kamudaki alt işverenler özel istihdam bürolarından işçi kiralayabilecekler, kamuda taşeron köleliği daha da artmış olacaktır.
Sonuç olarak, özel istihdam büroları köle pazarlarıdır. Bu bürolarla geçici iş ilişkisi oluşturulması bir insan ticaretidir. İnsan ticareti tarihteki en büyük insanlık suçlarından biridir. Bu nedenle, bu tasarı çekilmelidir." Bu, arkadaşlarımızın yazmış olduğu metin. Metni size sunmaya çalıştım.
Dün akşam Sayın Soylu şöyle diyorlardı: "Akşam hasta çocuğunu hastaneye götüremeyen bir insana derman oluyoruz." Ben de diyorum ki Sevgili Sayın Soylu: Biz aslında işçinin canına okuyacak bir yasa yürürlüğe koyma hazırlığı içindeyiz, bunu unutmayalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Bizim için yurttaşlarımızın yaşam hakkı her şeyin üzerindedir.
Teşekkür ederim. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)