| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 05.05.2016 |
İRFAN BAKIR (Isparta) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ülkemizde ve özellikle Isparta ilimizde elmacılığın ve üreticilerimizin karşılaşmış oldukları sorunların araştırılması ve çözümlerinin bulunması için vermiş olduğumuz araştırma önergesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Ekranları başında bizleri izleyen değerleri vatandaşlarımızı ve milletvekillerimi saygılarımla selamlarım.
Dünyada yıllık 50 milyon ton civarında elma üretilmektedir. Türkiye'nin bu üretimdeki payı yıllık 3 milyon tondur yani en çok elma üreten 3'üncü ülke Türkiye'dir. Isparta ise 650 bin ton elma üretimiyle ülkemizdeki üretimin yüzde 25'ini karşılamakta, iller sıralamasında ise ilk sırada yer almaktadır.
Eğirdir Gölü'nün muhteşem nemli havası dünyanın en kaliteli ve en kırmızı elmalarının Isparta'da yetiştirilmesine imkân tanımıştır ancak Isparta'da elmacılığa ne yazık ki gereken önem verilmemiş, sahipsiz bırakılmış, teknolojik gelişmelerin gerisinde kalındığı için elma üretimindeki sıkıntılar artmıştır.
Elmada Türkiye'nin başkenti olan Isparta'da 226 bin hektar arazide üretim yapılmaktadır ancak üretilen elmaların pazarlamasında çeşitli sıkıntılar yaşanmakta, özellikle ihracat konusunda geri kalınmaktadır. Sadece Isparta'da değil, ülke genelinde elmacılığın en önemli sorunlarından biri yurt dışı pazarlarının bulunamamasıdır. Bu sebeple, dünya elma üretiminde 3'üncü sırada yer alan Türkiye, konu ihracat olunca ancak 23'üncü sırayı alabilmekte ve toplam ihracattaki payı ise binde 4 olmaktadır.
Zengin elma potansiyelimize rağmen elma ihracatımız sekteye uğramış, Isparta elma ihracatı yapamaz hâle gelmiştir. Üretilen elmanın dış pazarlara ihracatı konusunda bölgesel stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir. Ticaret borsası, tüm meyve birlikleri, ticaret ve sanayi odası, üniversite, valilik, belediye, il özel idaresi, bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve elmayla doğrudan ya da dolaylı ilgilenen tarafların katılımıyla toplantılar yapılmalı, elmada bölgesel bir vizyon oluşturulmalıdır, stratejik amaç ve hedefler belirlenmelidir.
Bölgede üreticilerin ihracat yapamamasının nedenlerinden biri ihracat dokümantasyonunun çok maliyetli olması, diğeri de ihracata yönelik finansman temininde güçlük yaşanmasıdır; elma üreticilerinin ihracata yönelik hangi yöntemlerle finansman sağlayabileceklerine dair bilgilendirmelerin yapılmamasıdır. Bunun için, ihracat dokümantasyon maliyetlerini minimize edecek çözümler bulunmalı, üreticilerimiz finansman konusunda bilgilendirilmelidir. Üreticilerimizin yurt dışı piyasalarla bağlantı kurabilmesi ve piyasanın takibini yapabilmesi için elma üreticileri birliği ve ticaret borsası nezdinde bir birim kurulması gerekir.
Değerli milletvekilleri, elmanın satışında yaşanan bu sıkıntıların başında diğer ülkelerle yaşanan siyasi krizler gelmektedir. Örneğin, Rusya her yıl 1 milyon 200 bin ton elma ithal etmektedir. Bu ithalatı ise Moldova, Polonya, Sırbistan ve Çin'den yapmaktadır. Bunun sebebi, politik ilişkilerin yanında elmayı daha ucuza mal etmesidir.
Bir diğer konu, ihraç edilecek elmalarda ilaç kalıntısının bulunmasıdır. Ispartalı üreticiler elma iç kurdu ve karaleke hastalıklarına karşı üretim döneminde ortalama 25 defa ilaç kullanmak zorunda kalmaktadır. Fransa'da bu hastalıklara karşı ilaç kullanılmamakta, bunun yerine feromon ve tuzaklarla mücadele edilmektedir. Bu konularda ziraat fakültelerimiz gerekli bilgi ve birikime sahiptir.
Isparta ilimizin yurt içinde iki ana pazarı vardır. Biri İstanbul, diğeri ise doğu ve güneydoğu illerimizdir. Ancak, burada yaşanan terör olayları hepimizi olumsuz etkilediği gibi üreticiyi ve çiftçimizi de etkilemiştir. Üreticiler ve tüccarlar bu bölgelere ürünlerini götürememektedir. İstanbul pazarında ise piyasalarda belirsizlik, vatandaşlarımızın alım gücünün düşmesi, elma ve diğer meyvelerin tüketimini azaltmaktadır.
Diğer bir sorun da don olayıdır. Ülkemizde elma üreticileri iki ya da üç yılda bir don olayıyla karşılaşmaktadır. Bu da verimi, ürün kalitesini düşürmektedir. Bunun için üreticilerimiz don olayı karşısında bilinçlendirilmeli, önlemler hakkında çözüm önerileri sunulmalı ve erken uyarı sistemleri yaygınlaştırılmalıdır. Geçen yıl nisan ayında yaşanan don olayı nedeniyle elma rekoltesi yarı yarıya düşmüş olmasına rağmen, depolardaki elmaların büyük bir kısmı yok pahasına meyve suyuna verilmiş, diğer kısmı da, şu anda yüzde 25'i de satılamamıştır. Elde kalan bu elmaların satışının sağlanabilmesi için kamu kurumlarına devlet eliyle alım yapılması üreticilerimizi biraz daha rahatlatacaktır.
Ayrıca, sınıflandırma ve paketleme tesislerinin yetersizliği nedeniyle elmalar geleneksel yöntemlerle tasnif edilmektedir. Bunu ortadan kaldırmak için tasnif, etiket ve ambalajlamaya ilişkin yeni tesisler kurulmalıdır. Üretilen elmaların uygun ortamda depolanabilmesi için de üretim miktarına yetecek kapasitede kontrol atmosferli ve dinamik kontrol atmosferli depoların yapılması gereklidir. Bu nedenle, elmanın paketlenmesi ve depolanması konularında özel yatırımcıların cezbedilmesine ihtiyaç vardır. Bu konuda ilgili kamu kurumlarının desteğini beklemekteyiz.
Elma üretimindeki bir diğer sorun ise ilaç, mazot, gübre, elektrik, soğuk hava depoları ve benzeri girdi maliyetlerinin yüksek oluşudur. Üreticilerimizin bu maliyetleri karşılamak için bankalardan çekmiş oldukları kredi borçlarını öderken karşı karşıya kaldıkları maliyet ve elde ettikleri gelir arasında bugün büyük bir uçurum vardır.
Çiftçilerimizin durumu günden güne zora girmekte; girdi maliyetlerinin yüksekliği, zamlar, elmayı değerinde satamamanın yanı sıra, küresel ısınma sebebiyle yaşanan iklim değişikliklerinin getirdiği sıkıntılar ve bu sorunlarla baş etmek durumda kalmaktadırlar. Elmacılık sübvanse edilmeli, üreticilerimize zamanında ve doğru teşvikler verilmelidir. Bunun yanında, elmada bir üst birliğin kurulması, üreticilerin sadece üretime yoğunlaşması gereklidir. Yani, elmanın paketlenmesi, pazarlanması gibi konularla elma üreticileri birliği ilgilenmeli, üreticilerimiz sattığı ürünün parasını alıp alamayacağından endişe etmemelidir.
Üreticiler üretim aşamasında hem aile iş gücünü kullanmakta hem de dışarıdan gelen işçileri zaman zaman çalıştırmaktadırlar. Elma, ayrıca, depolama, pazarlama, ambalajlama ve işleme aşamalarında da iş gücü isteyen bir meyvedir. Elma üretimi için gerekli iş gücü isteğinin hesaplanmasında meyve veren ağaçlar için 0,75 iş günü, meyve vermeyenler için ise 0,25 iş günü ihtiyacı vardır. Emeğin yoğun kullanıldığı elma yetiştiriciliğinde emeğin haklarının da korunması, sağlık ve iş güvenliği tedbirlerinin alınması gereklidir. Mevcut çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatında çalışanların korunması için yeterli düzenleme yoktur. Tarım bir bütün olarak ele alınmalı, tarımda çalışanlar için devletin doğrudan sisteme katkı koyduğu primsiz bir model getirilmelidir; örneğin, İspanya ve Portekiz bu tarz bir modele geçmiş, bu anlamda önemli bir yol katetmiştir.
Değerli milletvekilleri, elmacılığın yanı sıra ülkemizdeki tarımın sorunlarına da değinmek istiyorum. Öncelikle tarım arazilerinin bölünmüş ve dağınık yapıda olması verimliliği azaltıp maliyetleri yükseltmektedir. Bu nedenle toplulaştırma çalışmaları artırılmalı, kooperatifleşme veya yasal düzenlemelerle birleştirme yapılmalıdır. Organize tarım bölgeleri oluşturulmalı, üreticilerimiz bilinçli sulama ve gübreleme yapmalı, kapalı sulama sistemlerine geçilmeli, verim ve kalitenin arttırılması için toprak ve yaprak analizleri yapılmalıdır. Meyvecilikte tasnif makineleri kullanılmalı, budama işlemleri bilinçli olarak yapılmalı; bunun için eğitim ve sertifika programları teşvik edilmeli ve hatta budama atıklarından ısı ve elektrik formunda enerji elde etmek için bileşik ısı ve güneş sistemine dayalı biyolojik tesisler kurulmalı ve tarım yapılacak arazilerde toprak etütleri ivedilikle yapılmalıdır.
Tarımda önemli bir diğer konu da kooperatifçiliktir. Kooperatiflerimizi geliştirmek için kooperatiflerin finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kooperatifler bankası kurulmalı, yapılacak devlet desteklemeleri ihtiyaç duyanlara ve kırsaldakilere öncelik verilerek yapılmalı, ürünlerin pazarlanmasına devlet destek vermeli ve üretime dayalı tarımsal destekler mutlaka arttırılmalı ve destekler zamanında ödenmelidir. Denetimler devletçe eleman ve finansman sağlanarak merkez birliklerince yapılmalıdır. Her türlü ülke tarımını etkileyecek dış alım veya dışa yönelik pazarlamalarda merkez birlikleriyle bir istişare sağlanmalı, üretici ve yetiştirici birlikleri tek çatı altına alınmalı, ziraat odalarından yararlanılmalıdır. Bunlar dikkate alındığında verimlilik sağlanacak, üreticilerimiz emeğinin hakkını, karşılığını alacaklardır.
Sayın milletvekilleri, mevcut üretimden emeğin karşılığı olan geliri elde edememekteyiz. Tüm bu sorunların giderilebilinmesi için örnek bahçeler kurulup üreticiler eğitilmeli, bilinçlendirilmeli; ziraat odalarından ve ziraat mühendislerinden daha fazla yararlanılmalı, üretici birlikleri kurulmalı, entegre mücadele yaygınlaştırılmalı; yanlış ve aşırı ilaçlamanın önüne geçilmelidir. Elma çeşitlerine göre üretim bölgeleri oluşturulmalı, sigortalamayla ilgili sorunlar ortadan kaldırılmalı, depolama maliyetleri azaltılmalı, elma ihracatı için teşvik primleri verilmeli ve gerekli görülen yerlerde üretici birlikleri kurulmalıdır.
Amerika ve Avrupa'nın, özellikle de İtalya ve Fransa'nın ürettiği Fuji, Gala, Red türlerinin hem görünüm hem tat hem de mevsim olarak tüketici tarafından tercih edilmesi Avrupa'ya olan ihracatımızı zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, demode olmuş çeşitler yerine elmada katma değeri arttıracak tesislerin ve pazara uygun yeni çeşitlerin yetiştirilmesi gereklidir.
Sözlerimin sonuna gelirken elmacılıkta üretim rekoltesiyle ilk sıralarda yer alan ülkemizin daha verimli ve kaliteli üretim yapabilmesi ve ürettiğini iç ve dış pazarda satabilmesi için sadece Isparta'da değil, Karaman, Niğde, Antalya, Konya, Kayseri, Amasya, Çanakkale ve daha birçok ilimizde üreticilerimizin karşılaştığı sorunların araştırılması, çözüm yollarının bulunması ve beklentilerinin karşılanması için bir Meclis araştırması açılmasını istiyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)