GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyalarını Anma Haftası'na ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:85
Tarih:04.05.2016

MURAT DEMİR (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün idrak ettiğimiz, Sevgili Peygamber'imizin bütün insanlığı temsilen Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çıktığı Miraç Kandili'ni tebrik ediyor, bu vesileyle şehitlerimizi rahmetle anıyor, kederli ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.

Kastamonu'da her yıl mayıs ayının ilk haftası andığımız Şeyh Şaban-ı Veli ve Evliyaları Anma Haftası nedeniyle söz almış bulunmaktayım. Hazreti Mevlâna, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli ve 16'ncı yüzyılda Şeyh Şaban-ı Veli, Anadolu'nun 4 muhafızı; medeniyet coğrafyamızın birlik, dirlik ve huzur timsalleri; milletimizin kökleşmesi için ahlaki, insani ve medeni değerleri yaşayan, yaşatan beşer fedailer.

Değerli milletvekilleri, bir zamanlar sınırları Sinop'tan Üsküdar'a kadar uzanan ve tarihinde hiçbir şekilde düşman işgali görmemiş ender illerimizden biridir Kastamonu. Yedi bin yıllık tarihe sahip olan, Anadolu'da Batı Karadeniz'in bölgesel, tarihsel merkezi olan Kastamonu bölgesinin üç bin yıl başkentliğini yapmıştır Kastamonu. Ev sahipliği yaptığı uygarlıkların her birinden önemli izlere sahip olan Kastamonu "müze kent" tanımlamasının en güzel örneklerinden biridir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde idari taksimat bakımından geçmişten gelen bir yönetim merkezi olma özelliğini sürdüren Kastamonu Sancağı doğuda Samsun, batıda İzmit, güneyinde Kalecik ve kuzeyinde doğal sınırı olan Karadeniz sahiliyle imparatorluğun geniş bir eyaleti olarak cumhuriyete kadar idari merkez konumunu sürdürmüştür. İlin her yanında olduğu gibi, Kastamonu'da da her adım atışınızda başka bir yüzyılın bambaşka kültürünü, atmosferini yaşayabilirsiniz. Tarih öncesi dönemlerde Antik Çağ, Bizans'tan beyliklere, Osmanlı İmparatorluğu'ndan cumhuriyete kadar derin izleri taşıyan Kastamonu tam bir açık hava müzesi konumundadır. Kastamonu, Batı Karadeniz bölgesinde tarih boyunca yerleşim görmüş, yeşilin her tonundan mavinin sonsuzluğuna uzanan doğal güzelliğini, tarihini korumuş köklü bir kenttir. Küre ve Ilgaz Dağlarının ayırdığı vadiler arasından sıyrılıp Karadeniz'in serinliğine ulaşan, bir sınırıyla Ilgazları aşıp Devrez Vadisi'yle İç Anadolu'ya yaslanan dağlar, vadiler, ormanlar ve denizler kentidir Kastamonu.

Her şehrin bir manevi sultanı olduğunu unutmayalım. Geçmişten günümüze birçok hükümdarlıklar, beylikler gören Kastamonu'nun manevi sahibi de Hazreti Pirimiz Şeyh Şaban-ı Veli'dir. Kastamonu, Şeyh Şaban-ı Veli'nin şehridir. Bu sebepten dolayı da aziz bir şehirdir. Kastamonu'da doğan bu ilim irfan güneşi Doğu ve Batı düşünce dünyasının fikir dünyasını aydınlatmıştır. Şeyh Şaban-ı Veli hazretleri irşat usulüne yeni metotlar kazandırarak 300 halife yetiştirmiştir. İnsanları aydınlatmak için görevlendirilen bu Halveti Şabaniye Tarikatı halifeleri, Anadolu, Mısır, Hicaz, Pakistan, Afrika, Balkanlar ve pek çok ülkede ilim irfan hizmetlerinde bulunmuşlardır. Şeyh Şaban-ı Veli toplumumuza yön vermiş, onun manevi temellerinde buluşmasında rol almış, bugün hâlâ bu rolü yerine getiren özel bir kişidir. Kısaca, onu tanımak, anlamak, çocuklarımıza öğretmek, dünyaya tanıtmak önemli görevlerimiz arasındadır. Çünkü, kendi geçmişini bilmeyen toplumlar geleceklerini de planlayamazlar. Gönül sultanlarının bereketlerinden nasiplerini alan insanlar, o gönül sultanlarının manevi varlıklarını hissederek yaşarlar. Bu sebeple ki Şeyh Şaban-ı Veli sadece kendi döneminde değil, tüm dünya ve şahsiyetler üzerinde önemli tesirler meydana getirmiştir.

Konuşmamı, pir makamına ulaşmış ve kırk yılı aşkın bir süre içtihat görevini yerine getirdikten sonra 1568 yılında vefat eden Şeyh Şaban-ı Veli hazretlerinin bir sözüyle tamamlamak istiyorum: "Gidişiniz güle güle, gelişiniz güle güle, her işiniz güle güle olsun." diyor hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)