GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:84
Tarih:03.05.2016

BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, burada çok şey konuşuyoruz ama çocuklarımız üzerine hiçbir şey konuşamadığımızı düşünüyorum. Çocuklarımızın her alanda, toplumun içerisinde, ailede, sokakta, bulundukları her alanda aslında tamamen farklı yaklaşılması gereken kişiler olduğunu düşünüyorum. Burada bugün çocuklarımızın cezaevi koşullarına, cezaevlerinde kalan çocuklar üzerine bazı hususlara değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, Türkiye'nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde ve Türkiye'nin ulusal yasası olan Çocuk Koruma Kanunu'nda çocukların özgürlüğünden yoksun bırakılmasının başvurulacak en son yöntem olarak düşünülmesi gerektiği ve uygun olabilecek en kısa süreyle sınırlandırılması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, devletin ailesinden ayırarak yetiştikleri, yaşadıkları yerlerden binlerce kilometre uzakta alıkoyduğu bu çocukları ulusal ve uluslararası mevzuat ve kurallar çerçevesinde koruması ve kollaması yasal bir zorunluluktur. Ancak gelin görün ki Türkiye tüm bu ulusal ve uluslararası sözleşmelere rağmen, Türkiye cezaevlerinde 13 Ocak 2016 tarihi itibarıyla 1.667 tutuklu, 717 hükümlü olmak üzere 2.384 çocuk mahpus bulunmaktadır. Şimdi, bu sayı, bizlere haklarında herhangi bir hüküm olmayan çocukların cezaevlerinde tutulduğunu, Türkiye'deki adalet sisteminin çocukları korumaktan uzak olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Türkiye'de İstanbul Maltepe, Ankara Sincan ve İzmir Aliağa Şakran olmak üzere 3 tane çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumu; İstanbul, Ankara ve Denizli'de olmak üzere ise 3 çocuk eğitimevi bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı tarafından müteahhitten kaynaklanan bir sorun olmadığı takdirde 2016 yılında 288, 2017 yılında yine 288, 2018 yılında yine 288 kişi kapasiteli Tekirdağ ili Çorlu ilçesindeki çocuk cezaevinin açılacağının planlandığı da yine basına yansımıştır. 1.440 kapasite artışı hedeflenmekte olan, 2016-2019 yılları arasında açılması planlanan bir eğitimevi olmadığı da yine basına yansımıştır. Yine, 3 çocuk cezaevi dışında, yetişkinlerin kapatıldığı birçok cezaevinde çocuklar yetişkinlerle aynı koşullarda şu anda tutsak olarak yer almaktadır. Çocuk cezaevlerinde veya çocuk eğitimevlerinde değil de yetişkinlerin kapatıldığı cezaevlerinde tutulan çocukların durumu başlı başına bir sorun arz etmektedir. Yetişkinlerin kaldığı cezaevlerindeki kurum personelinin çocuklara yaklaşımı konusunda hiçbir deneyim ve tecrübesi olmadığı gibi, çocukların cezaevlerinde düzenlenen aktivitelere katılımı, sosyal ve kültürel yaşama adapte olabilmeleri de imkânsız hâle gelmektedir. Ayrıca, cezaevlerinde, yetişkinlerde olduğu gibi, çocuklar için de adli ve siyasi ayrımı yapılmaması da başka bir sorundur.

Değerli arkadaşlar, cezaevlerinin fiziksel koşulları çocukların gelişimini sağlamaktan çok uzaktır. Aşırı kalabalık, yetersiz sağlık koşulları, kötü muamele, özellikle sosyal çalışmacılar olmak üzere personel yetersizliği ve cezaevlerindeki diğer kişiler tarafından uygulanan şiddet ve istismar vakaları hapsedilen çocuklardan gelen başlıca şikâyetlerdir. Çocukların cezaevlerinde çıplak aramalara maruz kalması, kapalı görüş uygulamalarında arada bulunan camdan dolayı annesine, yakınlarına sarılamaması, üç öğün yemek dışında su dâhil olmak üzere her şeyin ücrete tabi tutulmuş olması başlıca önemli sorunlardır ve bizlerin buna çözüm olması gerekiyor.

Her gün bizler çeşitli cezaevlerinden bu konulara ilişkin başvurular alıyoruz, sadece bir tanesine değineceğim. Adana'da gerçekleşti, direkt okuyorum basına yansıdığı hâliyle: "Mart ayının son günlerinde, Adana E tipi kapalı cezaevinde kalan ailelerin şikâyetleri üzerine cezaevine giden avukatlar çocuklarla görüşmüşlerdir. Gardiyanların çocukları sürekli denetledikleri, çocukların hazır ol vaziyette bekletildiği, gardiyanlar tarafından çocuklara sürekli 'Bana başkanım diyeceksin.' şeklinde dayatmaların söz konusu olduğu, bu hitabı kullanmayan çocukların dövüldüğü tespitleri yapılmıştır. Ayrıca, siyasi nedenlerle tutuklanan çocukların çıplak arama, hoş geldin dayağı adı altında dövüldükleri, yine kameraların olmadığı her ortamda dayağa maruz kaldıkları, hasta yahut yaralı, bakıma muhtaç çocukların tedavilerinin yapılmadığı tespit edilmiştir." Bir saat olan görüş sürelerinin on beş dakikayla sınırlı tutulduğu bilgisi de yine tarafımıza ulaşan bilgiler arasındadır ne yazık ki.

Hepimizin, bu Parlamento çatısı altında bulunan herkesin bu konulara mutlaka duyarlılıkla yaklaşması gerektiğini düşünüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)