| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 03.05.2016 |
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bizim Kilis'le ilgili, gönül isterdi ki burada kapsamlı bir açıklama ve değerlendirme yapılsın. Çünkü 18 Ocaktan bu yana yapılan saldırılara baktığımız zaman, bu saldırılar devam ediyor. Ölen insanlarımızın sayısı artıyor, yaralıların sayısı artıyor ve kentten göç başlıyor. Okullar tatil değil ama öğrenciler okullara gitmiyor. Öğretmenler rapor alıyor. Kentte bir panik havası var. Atılan roketler ve insanların can derdiyle bütün bunlar oluyor. Ama tedbir konusunda ciddi bir tedbir alınmadığını görüyoruz.
Bakınız, 4 maddelik Kilis planı açıklandı Hükûmet tarafından. Ne zaman? 25 Nisanda. "İlave askerî tedbirler alınacak, ilave İHA'larla sınır gözetlenecek, ekonomik tedbirler alınacak; tüccar, esnaf, zarar görenlerin bu zararları giderilecek; sosyal destek programı sağlanacak, sağlık alanında ilave tedbirler alınacak; ilave doktorlar, zırhlı ambulanslar Kilis'te hizmete başlayacak." dendi. O zaman orada hayatını kaybeden vatandaşımızın sayısı 17'ydi ve yaralılarımız 61'di; şimdi hayatını kaybedenler 21'e çıktı ve yaralılar da 71'e çıktı.
Bizim bir kentimize ciddi bir saldırı var. Bu saldırı dışarıdan geliyor. Bu roketleri atanlar elbette belli, bunun kim olduğu da belli. Türkiye'de sokakta yürüyen 3 yaşındaki bir çocuğa sorsanız, eğer aklı kâmil olmuşsa kimin yaptığını söyler. Bunu yapan katil IŞİD terör örgütü, bunu bir kere bilelim. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun adını koyalım. Türkiye bunun adını koyduğu için IŞİD'ten ilave bir tehdit algılamasına giremez, bunun adını koymadığı zaman bunlar devam eder çünkü bir şeyi teşhis etmek tedbiri de getirir. Bu konuda maalesef Hükûmetin doğru dürüst bir tedbir aldığını görmüyoruz. Bu konuyla ilgili ne tür bir çalışma yapıldığını da şu ana kadar görmedik, şahit olmadık sadece Bakanlar Kurulundaki açıklama dışında.
Şimdi, niye bunlar oluyor? Neden bu noktaya gelindi? Türkiye'nin bir kenti, bu kadar mülteciyi ağırlayan, bu kadar özverili olan bir kenti ne oldu da bir anda böyle saldırıların hedefi hâline geldi? Her şey Arap Baharı'yla ve Suriye politikasının yanlışlığıyla başladı. Türkiye o dönemde -hatırlayacaksınız- 2011 Martından sonra Orta Doğu'nun lideri olacaktı, Kuzey Afrika'dan Orta Doğu'ya kadar bütün rejim değişikliklerinin yapılmasına öncülük edecekti ve bu dünya devletleri de Türkiye'yi "Bak, işte bu kadar yetenekli bir ülke, bütün bunları sağlıyor." diye ödüllendirecekti. Her şey çöktü; Türkiye'nin bu planı Libya'da çöktü, Mısır'da çöktü ve Suriye'de çöktü. Sadece bu ülkelerde çökmedi, dış aktörlerle de bizim kavgamız arttı, Rusya'yla gerginlik Suriye'den dolayı oldu. ABD'yle ters düştük daha ziyade Suriye'den dolayı ve bölgesel aktörlerle ters düştük.
Kabaca baktığımız zaman on yıl önce Orta Doğu'da devletlerin sayısı terör örgütlerinin sayısından fazlaydı; devlet vardı, diktatördü ama devlet vardı, bir merkezî otorite vardı. Bugün terör örgütlerinin sayısı devletleri aşmış durumda, sadece Suriye'de kaç tane terör örgütü olduğunu kimse bilmiyor, sayısını bile bilmiyoruz. Allah aşkına bunlardan dost olur mu, bunlardan Türkiye'ye dost olur mu? Bunlarla iş birliği yapılır mı?
Ayrıca bir şey söylemek istiyorum: Angajman kuralları diye bir şey tutturulmuş. Ya, kardeşim, angajman kuralları senin hava sahanı ihlal eden, senin toprağını taciz eden bir devlete karşı uygulanır. Bir terör örgütüne karşı angajman değil, onu yok edersin sen. Ne angajmanından bahsediyorsun? Gerekirse onu yok edersin. (CHP sıralarından alkışlar) Tabii, diplomatik terminoloji maalesef biraz hassas.
İkinci bir konu: Biz niye Suriye'ye yönelik sadece obüslerle karşılık veriyoruz? Çünkü hava sahasında Rusya'nın uçakları var, sınırın diğer tarafına geçemiyoruz. Peki, biz koalisyonda yer almıyor muyuz? Koalisyonda yer aldığımız ABD ve başka ülkelerin uçakları niye bu hedefleri vurmuyor? Daha da enteresan bir şey söyleyeyim -hadi onlar da vurmuyor- biz Suriye'ye hava sahasını Rusya kontrol ediyor diye giremiyoruz. Peki Musul hava sahasını kim kontrol ediyor? Orayı niye vurmuyoruz? Niye mesela Musul hava sahasına biz geçip bu hedefleri vurmuyoruz?
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Sence niye vurmuyoruz?
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Vurmamız lazım.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Anlat niye vurmuyoruz? Niye vurmuyoruz, niye?
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Vurmamız lazım, çünkü Türkiye IŞİD'ten daha güçlüdür.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Niye vurmuyoruz?
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - İstediğimiz zaman vurup yok edebilir Türkiye bunları.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Bak konsolosluk yaptın, niye vurmuyoruz anlat bize.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Ben size anlatayım, çünkü vurmak istemiyorsun da onun için vurmuyorsun. Gerçeği mi istiyorsun sen! (CHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Anlat, anlat, tam anlat.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Her şeyini anlatayım sana, çık seninle her şeyi tartışayım ben. Beni konuşturma lütfen, devlet adabımı da bozma.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Sayın Konsolos tam anlat.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Türkiye bu konuda ciddi bir tedbir almak zorunda, Türkiye her zaman bu konuyla ilgili gerçek manada bir tedbir almak zorunda. Bizim ulusal güvenliğimiz her şeyin üstündedir. Ülkemizin güvenliği her şeyin üstünde gelir. Biz bu konuyla ilgili -bugün Kilis'e oluyor, yarın Gaziantep'e olacak, başka gün başka bir ilimize olacak- ne yapacağız? Bütün bunlarda terör örgütü oluyor diye bütün nüfusları mı taşıyacağız? Tedbir almamız lazım, Hükûmetin açık açık tedbir alması lazım. IŞİD'i terör örgütü olarak gördüğünü ilan etmiş, onun gereğini de yapması lazım bütün kentlerde.
İki...
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Boş konuşuyorsun, ezber konuşuyorsun.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Kardeşim, sözün varsa gel burada konuş, bana oradan laf atma.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Git Allah'ını seversen, bomboş konuşuyorsun ya.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Terör örgütleriyle ilgili, bu konuda ağrısı olanlar, gocunanlar varsa onlara cevabını veririm.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Bilgiyle konuş, şov yapıyorsun. Bir de sen Musul'da konsolosluk yaptın.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Bir başka konu, bakınız AKP politikasıyla ilgili ben şunu anlarım: Biz eğer geçip Suriye'ye ilgili müdahaleyi yapamıyorsak bizim oturup bir düşünmemiz lazım. Bu koalisyon uçakları İncirlik'ten kalkıyor, bütün lojistik malzemelerini İncirlik'te depoluyorlar, her şeyleri İncirlik'te. Biz bunlardan rica ediyoruz, bunlardan talepte bulunuyoruz da mı bunlar orayı vurmuyor? IŞİD'in geldiği, roket attığı yerler belli, nereden attığı belli. Bunu Google'dan bile gösteriyorlar, her şey belli. Bab'tan atıyorlar, o sınır kasabalarından atıyorlar, gelen roketlerin menzili belli. Niye bunlara tedbir almıyoruz?
Arkadaşlar, bir başka konu: Şimdi, bizim, bölgesel olarak bir şeyi bilmemiz lazım; önümüzdeki dönem, maalesef, radikal terör örgütlerinin Türkiye'yi tehdit ettiği bir döneme giriyoruz. Komşularımız kaynıyor, coğrafya çalkantılı, sınırlar değişiyor. Hâl böyleyken biz hâlâ duruyoruz laf atıyoruz. Ben, şahsen bunu bir politika olarak görmüyorum. Benim söylediğimde bir yanlış var mı?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Hepsi yanlış.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Senin söylediğinde siyaset yok.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Biz tedbir almamalı mıyız? Kilis'te oturanlar oturduğu yerde kalsın, roketler atılmaya devam mı etsin, bunu mu istiyorsunuz siz?
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Senin söylediğinde popülizm var; siyaset yok, diplomasi yok.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Konuş, konuş. Sen devam et, devam.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Bak senin söylediğinde siyaset yok, diplomasi yok; popülizm var.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyin efendim.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Başka bir konuyu belirtmek istiyorum, Türkiye'nin özellikle bölgesel iki konuda adım atması gerekiyor: Birincisi; önümüzdeki dönemde IŞİD'in tehdidi daha fazla artıyor, IŞİD sıkıştıkça Türkiye'ye dönük tehditlerini artırıyor. Yarın belki de Menbic'e operasyon yapılacak. Hâl böyle olduğu zaman, bizim daha büyük bir tehdit algılamasıyla, büyük bir stratejiyle bunun üzerine gitmemiz lazım. İki; keza aynı şekilde Irak'ta da bu tehdit iyice zirve yapıyor. IŞİD sıkıştıkça, keza Irak'ta da sıkıştıkça Türkiye'ye dönük tehdit artıyor. Türkiye'yi, IŞİD, maalesef bir eleman temin etme, bir lojistik olarak görmek istiyor; bizim buna izin vermememiz gerekiyor.
Uluslararası toplumda da bu konuyla ilgili, gelen, atılan roketler, hayatını kaybeden insanlar, bunlarla ilgili de diplomatik olarak gerekli girişimleri yapmamız lazım, bizim olayın iç yüzünü açıklamamız lazım. Niye bunlar atılıyor Türkiye'ye? Nedir? Bizim bilmediğimiz başka bir şey varsa muhalefet olarak bunları da öğrenmek isteriz.
Türkiye'de her gün böyle bir tehditle, böyle bir roketle biz şahsen uyanmak istemiyoruz; hiç kimse istemiyor, insanlar tedirgin olmak istemiyor. Türkiye'nin uluslararası toplumda bu konuyla ilgili yapmış olduğu bir girişim var mı, mesela Kilis'e dönük IŞİD terörüyle ilgili bir girişimi var mı? Kilis'e dönük yapılan IŞİD terörüyle ilgili, Türkiye bu zamana kadar bir girişim yaptı mı? Koalisyon ortaklarından bu konuyla ilgili resmî olarak bir yardım talep etti mi? Bundan sonraki süreçte ne tür bir ortak harekât yapılacağına ilişkin bir karar alındı mı? Bunlar yapılmıyor. Maalesef, biz gazetelerde her gün yeni bir saldırı görüyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)