GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Meclis Başkanın, laiklikle ilgili ifadeleriyle Türkiye'nin kuruluş felsefesini ayaklar altına alarak Türkiye tarihine kara bir leke gibi geçtiğine ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın'ın bu konudaki tartışmalara müdahil olmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:81
Tarih:26.04.2016

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, konuştuğumuz konu sıradan bir konu değildir. Konuştuğumuz konu Türkiye'nin kuruluş iradesiyle ilgili bir konudur ve ne yazık ki...

BAŞKAN - Sayın Gök, isterseniz, hiç kendinizi de yormadan, mikrofonu açalım, oturduğunuz yerden...

Buyurun.

LEVENT GÖK (Ankara) - Yo, şu anda böyle rahatım, merak etmeyin.

BAŞKAN - Peki, buyurun.

LEVENT GÖK (Ankara) - Bu konuştuğumuz konuyu sıradan bir konu gibi değerlendirerek bugünü geçiştiremeyiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş harcında, emperyalizme karşı mücadele eden Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Türkiye Cumhuriyeti'ni laik cumhuriyet, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak, halk egemenliğine dayandırmak amacıyla kurmuştur. Her ülkenin bir kuruluş felsefesi vardır.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Tarihsel bir çarpıtma bu ya! Ne alakası var ya? Öyle olsa 1924 Anayasası'nda laiklik olur ya!

LEVENT GÖK (Ankara) - Bu kuruluş felsefesine bütün yurttaşların uyması gerekli olduğu gibi, başta, toplumu yöneten bütün siyasi parti liderleri dâhil olmak üzere, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı herkesten önce sahip çıkmak, korumak ve kollamak durumundadır. Şimdi karşılaştığımız tehlike vahim bir tehlikedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun ifade edildiği ve bütün kuruluş dayanağını cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden alan bir Meclisin Başkanı, dün yaptığı açıklamada, bütün kurucu iradeyi, Türkiye'nin kuruluş felsefesini ayaklar altına alarak ve ettiği yemini de çiğneyerek Türkiye tarihine bir kara leke gibi geçmiştir; bu tartışmasızdır. Bizim muhatabımız Meclis Başkanıdır. Ne AKP grup başkan vekilinin bu sözlerimizden alınarak bizlere cevap vermesi gerekir ne de sizin. Eğer bu konuda şu saate kadar Meclis Başkanı herhangi bir açıklama yapmadıysa ya da yapıp da kamuoyunu tatmin etmediyse Meclis Başkanını siz savunmak durumunda değilsiniz. Çünkü, Meclis başkan vekilleri, tıpkı Meclis Başkanları gibi, oturumu yönettikleri anda, hem Anayasa 94'e göre hem de İç Tüzük 64'e göre tartışmalara katılamazlar. Eğer siz, böyle bir tartışmanın içerisinde, bu saatten sonra "Ben bu tartışmaya katılırım." diyorsanız ya toplantıyı yönetmeyin, İsmail Kahraman'ı buraya davet edin ya da konuşmacılarımızın sözlerine tahammül etmek durumundasınız.

Bu sözlerin, ayrıca, hiçbiri incitici değil. Arkadaşımız ne söyledi? Kınadığını ifade etti. Kınamak ne zamandan beri değişik bir üslup oldu.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Gayrimeşru efendim ne kınaması, gayrimeşru.

BAŞKAN - Sayın Gök...

LEVENT GÖK (Ankara) - Yani "Laik cumhuriyet ortadan kalksın." diyen Meclis Başkanının üslubunu bir kenara bırakıyorsunuz; Anayasa'yı savunan -olması gereken- kanunlarımızı savunan, kuruluş felsefesini savunan Cumhuriyet Halk Partisine bir üslup tartışması hatırlatıyorsunuz; bu çok yanlıştır. Bugün, bu açıklama gelene kadar, bütün Türkiye kamuoyu bilmelidir ki Cumhuriyet Halk Partisi, üzerinde bulunan tarihî sorumluluğun gereği olarak, Anayasa'ya bağlı olan bir parti olarak Meclis Başkanının bu sözlerini bu kürsüden eleştirmeye ve Meclis Başkanını kınamaya devam edecektir. Bunun böyle bilinmesini isterim.

Sizden de ricam, milletvekillerimizin bu yönde yapacakları konuşmalara müdahil olmamanız ve Meclis Başkanını bence bir an önce arayarak eğer konuşmasını tashih edecekse etsin, etmeyecekse Meclis Başkanı istifa etsin.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Gök, mutlaka Meclis Başkanı meramını anlatacaktır, bir. İkincisi, ben burada oturumu Meclis Başkanı adına, Anayasa'ya ve İç Tüzük'e uygun olarak yönetmeye çalışıyorum ki Anayasa'yı da İç Tüzük'ü de çok iyi bildiğime düşünüyorum.

LEVENT GÖK (Ankara) - Biz de öyle olduğunu ümit ediyoruz.

BAŞKAN - Bunun sadece teorisini değil pratiğini de yapan bir arkadaşınızım, beraber bu süreçte çalıştık. Dolayısıyla, ondan bir endişeniz olmasın, ben İç Tüzük'ü ihlal etmem ama sadece benim değil konuşan her arkadaşımın da yine, aynı şekilde İç Tüzük'e uygun olarak konuşmalarını yapmaları arzusunda olduğumu ifade ediyorum. Tabii ki birbirimizi eleştirebiliriz, herkes aynı fikri paylaşmak durumunda değil, eleştirebilir ama bu eleştirinin de muhakkak ki belli bir üslup içerisinde, dairesinde olması gerektiğini İç Tüzük gene emrediyor; ben onu ifade etmeye çalıştım. Onun dışındakiler de...

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, siz İç Tüzük'ü biliyorsunuz, Anayasa'yı biliyorsunuz da Meclis Başkanı bilmiyor.

BAŞKAN - Meclis Başkanı da çok iyi biliyor.

MUSA ÇAM (İzmir) - Şu anda yok hükmünde, yok hükmünde, yok!

BAŞKAN - İyi de bir hukukçudur, biliyor Sayın Çam.

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, hâlâ Meclis Başkanını savunmayın lütfen!