| Konu: | Çocuk Nafakası ve Diğer Aile Nafaka Türlerinin Uluslararası Tahsiline İlişkin Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 25.04.2016 |
HDP GRUBU ADINA MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
281 sıra sayılı Çocuk Nafakası ve Diğer Aile Nafaka Türlerinin Uluslararası Tahsiline İlişkin Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, tabii, değerli arkadaşlar, aslında çocuk nafakası ve aile nafakası hakikaten uygulamada ciddi bir sorun. Özellikle, Avrupa'da 5-6 milyona yakın bir nüfusumuzun, yurttaşımızın olduğu, bunun bir kısmının çifte vatandaş olduğu varsayıldığında, bu nafakaların özellikle Türkiye'de tahsili veya yine, Türkiye'de nafakaya hak kazanmış olup muhatabı Avrupa'da bulunan nafaka borçlusunun borçlarını ödemesi konusunda uygulamada ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Dolayısıyla, bu anlaşmanın uygun bulunması belki bu sorunu bir nebze çözümlemiş olacaktır ama esasen, iç hukukumuz açısından da ciddi bir problem yani çocuk nafakası ve diğer aile nafakalarının tahsili başlı başına bir sorun. Yani, mahkemece hak kazanmak ayrı bir sorun ama onu icra yoluyla tahsil etmek tamamen, başlı başına bir sorun. Dolayısıyla, umarım, bu sözleşme kapsamında iç mevzuatımız da demokratik bir tarzda düzenlenir ve yine, bu çocuk nafakalarının tahsilini kolaylaştıracak düzenlemelere gidilir.
Şimdi, tabii, özellikle boşanma davalarından kaynaklı bu tür nafaka meselelerinde en başta mağdur olan çocuklardır. OECD'nin raporlarına göre mesela, çocukların maddi durum, sağlık ve çevreyle ilgili eğitim konularında Türkiye OECD ülkeleri arasında oldukça alt sıralarda yer almaktadır.
Yine, Türkiye'nin yalnızca riskli davranış konusunda sorumluluğu mesela, Meksika'dan sonra gelmekte. AB ilerleme raporları ve sivil toplum kuruluşları, özellikle çocuklara yönelik çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarının elde ettiği veriler ve iç mevzuatımız açısından, dilerim bu sözleşme vesilesiyle, özellikle -çünkü bizim her önerimiz, her kanun teklifimiz peşinen reddedildiğine göre- burada sunacağımız öneriler iktidar grubu tarafından dikkate alınır ve değerlendirilir.
Mesela, bu kurumların ve Avrupa Birliğinin ilerleme raporunda, yine benzeri sivil toplum kuruluşlarının elde etmiş olduğu verilerde ortaöğretim okullaşma oranında cinsiyetler arasında ciddi bir fark artışı olduğu Türkiye'de tespit edilmiş. Yine, okul kitaplarında cinsiyetle ilgili ön yargılar tam olarak henüz kaldırılmış değil. Yine, çocuklar arasında fakirlik oranı orantısız şekilde yüksek; 6 yaşın altında olanlar için bu oran yüzde 24, kırsal kesimde ise bu rakam oldukça yüksek, yüzde 49 gibi bir rakama ulaşıyor. Çocuklara yönelik aile içi şiddetle mücadele edecek etkili bir iç mekanizma maalesef, iç hukukumuzda yok. Tam zamanlı çocuk yuvalarındaki şartların iyileştirilmesine yönelik bir düzenleme keza yok. Çocuk işçiliğiyle mücadele konusunda yine henüz ölçülebilir bir gelişme kaydetmiş değiliz. Çocuk işçiliğini ortadan kaldıracak entegre bir sistemimiz yok. Terörle Mücadele Kanunu'nda ağırlaştırıcı koşulların çocuklara uygulanamayacağı ve çocukların sadece çocuk mahkemelerinde veya çocuk ağır ceza mahkemelerinde yargılanacağına ilişkin düzenleme öngörülmüş olmasına rağmen maalesef, çocuklar hâlâ yetişkinlere ilişkin ağır ceza mahkemelerinde yargılanıyor. Çocuk ıslahevi sayısı yetersiz. Yine Çocuk Koruma Kanunu'nda 81 ilde çocuk mahkemelerinin kurulmasına ilişkin düzenleme olmasına rağmen, bu mahkemelerin henüz daha kurulmadığı, yine çocuk mahkemelerinde davaların uzun sürmesi, yaşları 12-18 arasında değişen 2.500 çocuk hapishanede -ki bu rakam daha da artmış durumda- ancak çocuklar için hapis cezasının en son başvurulan ceza yöntemi olması ve en kısa süreyi kapsaması gerekiyorken maalesef, buna da uygulamada dikkat edilmiyor.
Değerli arkadaşlar, şu anda, belki yine dramatik sorunlardan bir tanesi, mesela ebeveyni, özellikle anneleri hükümlü olan pek çok çocuk anneleriyle birlikte cezaevi koşullarında büyümekte ve dolayısıyla âdeta anneyle beraber hükmü infaz etmektedir. Dolayısıyla, buna ilişkin de bir düzenlememiz olmadığı gibi tersine bir durum da söz konusu. Mesela ebeveyn, anne veya baba içeride ama çocuk dışarıda belki dedesi veya büyükannesi tarafından yetiştiriliyor; dolayısıyla cezaevinde bulunan ebeveynleriyle sağlıklı bir ilişki kurabilmesini, psikolojik ve sosyal açıdan sağlıklı gelişebilmesini düzenleyen bir düzenlememiz de yok.
Keza, bütün bunların yanında, çocukların cinsel istismarı, tecavüz, işkence gibi ahlak dışı eylemlerin yaşattığı üzüntü bir yana, bu tür olayların yaşandığı mekânlar ve bu mekânların özellikle devletin kontrolünde olan mesela cezaevleri, çocuk yurtları, vakıflar, okullar olması gibi ve yine bu fiilleri gerçekleştirenlerin büyük çoğunlukla devlet erkini kullanan kişiler olması olayı daha vahim bir hâle getiriyor.
Bütün bunların yanında, tabii, yine önemli bir sorun belki çocuk yaşta evlilikler sorunu. Mesela, bununla ilgili bizzat Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Sema Ramazanoğlu'nun bir soru önergesi üzerine vermiş olduğu bilgiler var. Örneğin, 2010'da çocuk yaşta evlenenlerin sayısı 45.738, 2011 yılında bu sayı 42.700, 2012'de 40.428, 2013'te 37.481, 2014'te bu rakam 34.629, 2015'te 31.337 gibi bir rakama ulaşmış durumda. Dolayısıyla biz bu sözleşmeleri, Avrupa müfredatına veya mevzuatına uygun bu sözleşmeleri onaylıyoruz ya da bu sözleşmeler çerçevesinde katılım gösteriyoruz ama bunun paralelinde biz, kendi iç hukukumuzu da uygun hâle getirmediğimiz sürece bu sözleşmelerin pratikte pek de bir sonuç vermeyeceği, kadük kalacağı, belki yabancı uyruklular açısından bir fayda sağlayabilecek veya bizim yurt dışındaki yurttaşlarımızın nafaka alacakları konusunda bir fayda sağlayacaktır ama kendi iç hukukumuz açısından hem çocuk hem aile hem diğer aile fertlerinin nafakaları konusunda bir katkı sunmayacaktır.
Bu vesileyle, olumlu sonuç elde edileceğini umarak hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)