GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:78
Tarih:22.04.2016

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Sayın Adalet Bakanı buradayken, biz de bulmuşken birtakım adil yargılanmaya ilişkin fiilen yaşanan durumları dile getirmek istiyorum, umarım dikkate alınır.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; bildiğiniz üzere, tutuklama bir tedbir. Tutuklu kişinin henüz suçlu olup olmadığı ancak yargılama sonucunda meydana çıkar yani hüküm verilinceye kadar masumiyet karinesinden faydalanması gerekiyor. Ama bölgemizde, özellikle siyasi suçlardan tutuklanan tutuklular, henüz davaları açılmamışken, bulundukları memleketlerinden kilometrelerce uzaklıktaki cezaevlerine sevk edildiler. Mesela benim vilayetim olan Iğdır'da gözaltına alınan, tutuklanan onlarca tutuklu Tekirdağ, Edirne gibi uzak cezaevlerine gönderilmektedir. Bildiğiniz üzere bu tür davalarda uzun süreden sonra iddianameler hazırlanır ve mahkeme huzuruna çıkarılır. Şimdi, burada henüz suçsuz olan kişilerin -ki bunların büyük çoğunluğu ilk celsede tahliye olan insanlar- bu kadar uzun mesafede sadece kendileri cezalandırılmıyor, aslında fiilen bir bütün olarak aileleri de cezalandırılıyor çünkü bu insanlar çoğunlukla yoksul insanlar -köylü, işçi- ve bu insanların görüşüne gitmek için 1.600-1.700 kilometre gibi uzak mesafeleri katetmeleri gerekiyor; bu, adil yargılanma hakkı açısından gerçekten bir hukuksuzluk.

Ama daha önemli bir durum var. Bu, kilometrelerce uzağa götürülen tutukluların -esasen SEGBİS sistemi bir istisna olmasına rağmen bugün pratikte bir kural hâline gelmiş durumda- bu tutsakların büyük çoğunluğu yine size bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün, işte, araç yetersizliği veya maliyetten dolayı çoğunlukla -ki son dönemde neredeyse yüzde 90'a varan düzeyde- mahkeme huzuruna getirilmemekte, SEGBİS sistemi üzerinden yargılama yapılmaktadır.

Sayın Bakanım, siz, bildiğim kadarıyla, avukatlık mesleğinden gelen bir hukukçusunuz. Bakın, "yüz yüzelik" ilkesi yaşanmıyor yargılamada. Sanıklar delillerle temas edemiyor, hâkimle yüz yüze gelemiyor. SEGBİS sistemi denilen ekran üzerinde sık sık sesler kesiliyor, iletişim kurulamıyor ve daha da önemlisi, duruşma esnasında ortaya çıkan yeni bir delile ulaşamıyor sanık. Keza, aynı şekilde avukatları, çoğunlukla bulundukları bölgelerdeki mahkeme çevresi içerisinde müdafi tayin ederler veya tutarlar. Bazıları CMK'dan vekil tayin edilir ve bu vekillerin masraf yaparak, kilometrelerce, 1.500 kilometre ötedeki şehre gidip sanıkla temas kurması mümkün olmamaktadır.

Dolayısıyla, eğer biz hukukun üstünlüğünü ve adil yargılanma hakkını, gerçekten, vicdani olarak savunacaksak -ki savunduğumuza inanıyoruz- o zaman bu tür haksızlıkların, hukuksuzlukların önüne geçmemiz gerekiyor. Yoksa bu insanlar çoğu zaman dertlerini mahkeme heyetine anlatamadıklarından, sesleri yeteri kadar duyulmadığından, hatta çoğu zaman iddianameyi bile doğru düzgün kavrayamadan mahkemeler ertelenmekte, belki o celse tahliye olması gereken insanlar iki üç ay sonraya ertelenen duruşmada tahliye olabiliyor ve çoğunlukla da pratikte bunu gördük. Mahkeme huzuruna getirilen sanıkların yüzde 80'i tahliye olur ama SEKBİS sistemi üzerinden yapılan yargılamalarda bu oran çok düşüyor, yüzde 30'lara düşüyor. bu hususa dikkatinizi çekmek istedim. Lütfen bu özellikle sanıkların yargılandıkları yer mahkemesi huzuruna götürülmeleri önemli bir husustur. Çoğu zaman ilgili mahkemeler yazı yazmasına rağmen cezaevlerinden sanıklar getirilmemektedir. Defalarca mahkemelere yazıyor, yine getirilmiyor.

Sayın heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)