| Konu: | Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 20.04.2016 |
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; 278 sıra sayılı Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı'nın 7'nci maddesine dair Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz önergemiz hakkında söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Önergemizle ilgili sözlerime başlamadan önce, bugün son gününü yaşamakta olduğumuz Kutlu Doğum Haftamızın hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Âlemlere rahmet Efendimiz Peygamberimiz Hazreti Muhammed birçok mucizelerle dünyaya gelmiş, onun varlığı dünyayı aydınlatmış ve tüm çirkinlikleri güzelliklere çevirmiştir. İnsanlık onunla gelen yüce değerler ve prensipler doğrultusunda büyük medeniyetler kurmuş, kaybedilen haklarına kavuşarak değerlerinin farkına varmış, kadın-erkek, Allah'ın ve tüm dünyanın huzurunda eşit olmanın hazzını tatmıştır. Bizler, bize sunulan bu eşsiz değerin kıymetini bilerek onun dürüstlüğü, şefkati, adaleti ve insanları koruyup kollaması, zulme ve tüm zorluklara karşı koruyuculuğunu rehber edinmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Efendimiz'in tüm insanlığa ulaştırdığı mesajların samimi ve doğru biçimde anlaşılmasını, yaşanmasını, yaşatılmasını ve ülkemiz adına birlik, beraberlik ve bütünlüğün daim kılınmasını temenni ediyor, tüm İslam âleminin Kutlu Doğum Haftası'nı en içten dileklerimle kutluyorum.
Değerli milletvekilleri, söz aldığım tasarının 7'nci maddesi "Türk adli mercilerinin talepleri" başlığı altında yargılamanın sonuçlandırılması veya sonuçlanmış bir yargılamanın infazı hususunda adli talepleri düzenlemektedir. (1)'inci fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde bu taleplere ilişkin usuller düzenlenmekte, (2)'nci fıkrasında ise, başka bir devletin ceza soruşturması açmasına sebep olabilecek bilgilerin Türkiye Cumhuriyeti tarafından öğrenilmesi hâlinde ilgili devlete gönderilmesi düzenlenmektedir.
Adli iş birliğinin uluslararası hukuk bakımından öneminin büyük olduğu tartışmasızdır. Hatta farklı ülkelere ait hukuk sistemlerinin kendi aralarında oluşan ilişkilerinin artması münasebetiyle bu husus âdeta bir zorunluluk hâline dönüşmüştür. Bu sebeple, uluslararası hukuk sisteminde yapılan veya yapılacak her türlü olumlu mevzuat değişikliğinin ülkemizin faydasına olduğunu düşünmekteyiz ancak yürürlüğe koyduğumuz bu mevzuat değişikliklerinin ülkemizin menfaatine ve itibarının yükselmesine yardımcı olacak şekilde uygulanması gerektiği şüphesizdir. Gerek hukuk sistemimizin uluslararası konularda getirdiği düzenlemelerde ve gerekse uluslararası siyasi ilişkilerimizde öncelikli ve ilk hedefimiz Türkiye'nin ve aziz Türk milletinin menfaatleri olduğu yine kuşkusuzdur.
Bu açıklamalardan hareketle, Reza Zarrab olayı malumdur. ABD'de tutuklanan ve hakkında dört farklı suçtan yetmiş beş yıl hapis cezası istenen Reza Zerrab şu aralar yakayı kurtarma peşindedir. Yakayı kurtarma demişken, bu şahsın Türkiye'de yakayı nasıl kurtardığı da hepimizin malumudur. Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'in bu şahsa "Sen rahat ol, vallahi böyle bir şey varsa senin önüne ben yatarım." ifadeleri ne yazık ki hafızalardan silinmeyecek bir kara leke durumundadır. Ayrıca, üzerinde görüşmelerini gerçekleştirdiğimiz bu kanun tasarısı kapsamında Reza Zerrab'ın iadesinin istenip istenmeyeceği de akıllara gelmektedir. Bu sorunun net cevabının verilmesini aciliyetle beklemekteyiz.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye'nin uluslararası hukuki ve siyasi ilişkileri ne yazık ki içler acısı bir durumdadır. Akşamları havuz medyası haber bültenlerinde "güçlü Türkiye" imajı çizmeye çalışmakta ise de sınırlarımızın ötesinde durum ne yazık ki tam da böyle değildir. AKP, üzerinde görüşmelerini gerçekleştirdiğimiz bu tür kanun tasarılarıyla Avrupa'yı memnun etmeye çalışmakta ancak ne yazık ki somut bir başarı elde edememektedir.
Değerli milletvekilleri, bir başka boyutu itibarıyla da yurt dışında bulunan her türlü terör örgütü üyelerinin Türkiye'ye iadeleri kararlı bir şekilde talep edilmelidir. Konunun bu boyutuyla ayrıca önemli olduğunu düşünmekteyiz. Yani, vize muafiyeti kapsamında ve Avrupa'nın zorlamasıyla değil, samimi bir tavır ile bu kanun ve ilgili uluslararası hukuk kuralları işletilerek Türkiye düşmanlığı yapan her kim varsa hepsinin ülkemize getirtilmesi ve birlikte gerekli cezalarının verilmesi gerekmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, âlemin nizamı ve devletin kutsiyeti gayesiyle adım atılmasını, Türk'e ait hangi zaruret veya gereklilik varsa kanunlaştırılmasını talep etmekteyiz. Uluslararası sorunlarımız ancak bu felsefeyle çözüme kavuşabilecek niteliktedir.
Bu vesileyle önergemizin kabulünü talep ediyor, Gazi Meclisi ve sizleri bir kere daha saygılarımla selamlıyorum.