Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 76 |
Tarih: | 20.04.2016 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; taşeron işçilerin sorunlarının tüm boyutlarıyla araştırılması ve bu sorunlara çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla HDP Grubunca verilen Meclis araştırması açılması önergesi üzerine, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Ülkemizde, AKP döneminde işsizlik artmış, kronik bir sorun hâline gelmiştir. TÜİK tarafından en son açıklanan 2016 Ocak ayı iş gücü istatistiklerine göre işsizlik oranı yüzde 11,3; tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13; genç nüfusta işsizlik oranı ise yüzde 19,2 seviyesindedir. Resmî işsiz sayısı 3 milyon 290 bin kişi, iş aramayan işsizlerin sayısı da 2 milyon 655 bin kişi olup, buna göre toplam işsiz sayısı 5 milyon 845 bin kişiye ulaşmaktadır.
AKP, işsizliği önlemeye dönük politikalar uygulamak yerine işsizliğin olumsuzluğunu fırsata dönüştürerek bir sömürü düzeni kurmuştur. Bugün birçok kamu hizmeti, sözleşmeli, 4/C'li, vekil, geçici, fahri, kısmi zamanlı, taşeron işçisi ve TYP elemanı statüsünde çalıştırılan personel eliyle yürütülür hâle gelmiştir. Aslında, geçici işlerin ifası için istisnai hâllere münhasır olması gereken uygulamalar asıl istihdam şeklinin önüne geçmiştir.
AKP'nin siyasi nema sağlama amacıyla sürdürdüğü açık olan bu yanlış uygulamaların en büyük mağduru, yandaş olmayan ve bu yollarla iş bulamayan işsiz gençlerimizdir. Bunlar, girdiği merkezî sınavı kazanarak ataması yapılmayan, bir türlü sıra gelmeyen ve sıra gelmeden de kadroları başka yollarla doldurulan milyonlarca gencimizdir. Bakınız, en son 2014 yılında yapılan KPSS sınavına giren ve sınavı geçerli sayılan lisans, ön lisans ve ortaöğretim mezunu toplam 3,5 milyon gencimiz bulunmaktadır. Bu yıl yapılacak sınavla sayının 5 milyona dayanacağı görülmektedir. Buna karşılık, açılan ve atama yapılan kadrolar ise -öğretmen, hâkim, doktor gibi meslekler dışında- 20 bini geçmemektedir. Yani, KPSS sınavını başaran gençlerin binde 1'i bile alınmamaktadır. Bu gençlerimizin beklediği kadrolar yıllardır AKP tarafından istisnai yollarla ve partizanca doldurulmaktadır. AKP Hükûmeti, atanmayı bekleyen milyonlarca KPSS mağduru gencimizin haklarını yemiş ve yemeye devam etmektedir. Bilesiniz ki memur olabilmek için kadro açılmasını ve atanmak için sıra gelmesini umutla bekleyen gençlerimiz size haklarını helal etmeyecektir.
Bugün kamuda çalışan taşeron işçilerin sayısının 700 binin üzerinde olduğu resmî ağızlardan ifade edilmektedir. AKP döneminde taşeron işçilik uygulaması yaygınlaşmış, kamuda girmediği alan kalmamıştır. AKP, taşeronlaşmayı politikasının esası olarak uygulamış ve bundan da siyasi nema sağlamıştır. Taşeron firmalarca alınan işçilerin tamamı AKP'li siyasetçilerin referanslarıyla işe alınmaktadır, alımlar da hâlen devam etmektedir. Kimi taşeron işçileri de kullanılıp atılmakta, AKP'li yöneticilerin keyfine göre işine son verilmektedir. Taşeron işçilerin maaşları düzenli verilmemekte, hakları gasbedilmektedir. Taşeron işçilerin ücretlerinin gecikmeli ödendiği, sözleşme gereği ödenmesi gereken yemek, yol parası gibi ödemelerin ya hiç ödenmediği ya da eksik ödendiği Sayıştay raporlarına dahi yansımıştır. AKP Hükûmeti bu sömürüye, bu soyguna açıkça göz yummuştur. AKP yıllardır yandaşlarıyla birlikte taşeron işçilerin sırtından geçinmiş ve rant sağlamıştır. Taşeron işçileri tabiri caizse sesi kısılmış, elleri kolları bağlanmış, komutla hareket eden bireyler hâline getirmiştir. Ülkemizde insanların zulme isyan ruhu bastırılmış, hak arama duygusu köreltilmiş, ölüm korkusuyla sıtmaya razı edilmiştir. Toplumun örgütsüzleştirilmesi ve oluşturulan korku imparatorluğu neticesinde AKP hükûmetlerinin yanlış politikalarına, adaletsiz ve ayrımcı uygulamalarına karşı gerekli tepkinin verilmemesinin adı da ne yazıktır ki "istikrar ve güven" olarak takdim edilmektedir. Taşeron işçilerinin sorunları artık çözüme kavuşturulmalıdır. Bu kölelik sistemine, bu sömürü düzenine artık son verilmelidir.
Değerli milletvekilleri, seçim döneminde taşeron işçilere kadro verileceği sözlerine karşın 64'üncü Hükûmetin Eylem Planı'nda "Alt işverenlik çerçevesinde asıl işlerde çalışanların kamuda istihdam edilmesine yönelik düzenleme yapılacak." denilerek kapsam daraltılmıştır. Bugüne kadar da hiçbir şey yapılmamıştır. Sadece Karayolları taşeron işçilerinden dava kazananlar ile davaları mahkemede olanlara seçimler öncesi kadro verilmiş, ancak burada bile haksızlık yapılarak 40 yaşın üzerinde olup dava açanlar alınmamış, işçilerin yargı kararıyla kazandığı haklarda bile kısıntıya gidilmiştir.
2014 yılında 6552 sayılı Kanun'la, taşeron işçilerin, görevlendirildikleri hizmetler dışında başka görevlerde çalıştırılamayacağı hükme bağlanmış, ancak uygulama 2016 Haziran ayına kadar ertelenmiştir. AKP Hükûmeti, devletin hangi hizmetlerinin asıl iş, hangilerinin yardımcı iş olduğunu dahi belirleyememiştir.
Sayın Başbakan bir ay önce taşeron işçilerine "Müjde!" diye açıklamalar yapmış, yandaş tayfa tarafından da allanıp pullanıp kamuoyuna takdim edilmiştir. Bunun üzerine taşeron işçiler âdeta bayram sevinci yaşamıştır, ancak ayrıntılar açıklanınca taşeron işçiler hayal kırıklığına uğramıştır. Başbakan ve bakanlar tarafından yapılan açıklamalarda, asıl ve yardımcı iş ayrımı yapılmadan bütün taşeron çalışanlarının özel sözleşmeli personel olarak kamuya alınacağı, 1 Kasım tarihinden önce kamuda çalışmaya başlamış olup hâlen çalışmaya devam edenlerin bu haktan yararlanacağı, belediyeler ve il özel idarelerinde alt işveren yanında çalışanların bu mahallî idareler tarafından kurulacak şirketlerde istihdam edilecekleri ifade edilmiştir. AKP her icraatında olduğu gibi burada da bir hinlik düşünmüştür. Açıklamalara göre taşeron işçilere kadro verilmemektedir, üç yıl süreli özel sözleşmeli personel olarak kamuya alımları öngörülmektedir. Sınava tabi tutularak kamuya alınacak taşeron işçiler mevcut ücretlerini de almaya aynen devam edecektir.
AKP'nin en iyi becerdiği konunun aldatmaca ve kandırmaca olduğu burada da görülmektedir. AKP zihniyetinin her türlü şeytanlığa aklı iyi ermektedir. Taşeron işçiler yıllardır kamuda aynı yerlerde ve hizmetlerde aynı işi yapmalarına rağmen, özel sözleşmeli olarak emsali kadrolu çalışanlara göre çok düşük ücretle çalışacak, onların idari, mali ve sosyal haklarına sahip olamayacaktır. AKP Hükûmeti kendilerinin de "kölelik" olarak tanımladığı taşeron sistemini bu defa devlet eliyle sürdürmekte kararlıdır. Ayrıca, ahlaksız bir teklif de yapılacak ve taşeron işçilerin geçmiş çalışmalarıyla ilgili tüm haklarından vazgeçmeleri şart koşulacaktır. Taşeron işçiler, AKP Hükûmetinin kendilerine hak mı vereceğini yoksa ellerindeki hakları mı alacağını anlayamamıştır. Hakka, hukuka sığmayan, ayrımcı ve adaletsiz uygulamalar vicdanınızı hiç mi rahatsız etmiyor? Bakınız, yargı, taşeron uygulamalarının muvazaalı olduğu, taşeron işçilerin işe girdiği tarihten itibaren kamu işçisi olduğu yönünde kararlar vermiştir. Bu kararları niye dikkate almıyorsunuz? Kamuya alınacağı açıklanan taşeron işçiler zaten kamu işinde çalışmakta ve yargı kararlarına göre kamu işçisi sayılmakta olup esasen kamunun kadrolu personeli olmayı beklemektedir. Tüm taşeron işçiler kadrolara alınmalı ve kazanılmış haklarına halel getirilmemelidir. Hukuk bunu gerektirmektedir, adalet bunu gerektirmektedir, eşitlik bunu gerektirmektedir, inancımız bunu gerektirmektedir, insanlık bunu gerektirmektedir, tabii, bunların sizce bir anlamı varsa.
Milliyetçi Hareket Partisi taşeron sistemine son verilmesini ve kamuda çalışan taşeron işçilere kadro verilmesini yıllardır sürekli olarak gündeme taşımış, tüm taşeron işçilere kadro vermeyi taahhüt etmiş ve öteden beri birçok kanun teklifi vermiştir. Verdiğimiz önergeler AKP Grubu tarafından hep reddedilmiştir. AKP Hükûmetinin hazırladığı tasarı Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiğinde de Milliyetçi Hareket Partisi tüm taşeron işçilere kadro verilmesi ve kazanılmış haklarının ellerinden alınmaması için gerekli mücadeleyi verecektir.
Teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)