| Konu: | Ankara ve İstanbul'da meydana gelen 4 ayrı terör saldırısı öncesi gerekli önlemleri almadığı iddiasıyla İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergenin (11/7) ön görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 19.04.2016 |
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Bursa) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında tüm şehitlerimize Yüce Rabb'imizden rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum, gazilerimizi minnetle anıyorum, terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet diliyorum.
Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'ye büyük bedeller ödeten, binlerce cana ve yüz milyarlarca dolar maliyete neden olan, ülkemizin ayağında pranga olan terör sorunuyla yaklaşık otuz beş yıldır mücadele ediyoruz. Bu sorunu anlayabilmek için 1980'li ve 1990'lı yıllarda Türkiye'nin bu konuya yaklaşımını hatırlatmak ve hatırlamak gerekir. 1987'ye kadar sıkıyönetimle, 1987-2002 arasında olağanüstü hâl uygulamasıyla bu soruna çözüm aranmıştır. Biz iktidarı devraldığımızda Türkiye'de olağanüstü hâl vardı. Bazı iddialar oluyor ya "Terörsüz ülke devraldınız..." Terörsüz ülke devraldıysak olağanüstü hâl niye vardı? Bu kadarlık bir muhakemeyi takdirlerinize sunuyorum.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - 2002.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Şehit sayısı kaçtı Sayın Bakan?
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Tedbiren vardı, tedbiren.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Sistematik ve yapısal dönüşümler ve reformlar yapılmadığı için...
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sen cam kırdırmayasın diye!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - ...bu dönemlerde kalıcı sonuçlar alınamamıştır. Bu dönemde, siyasi inisiyatif alınamamış, siyasi tanımlama yapılamamış, siyaset tamamen devre dışı kalmıştır; politika geliştirilememiş, meselenin çözümü sadece güvenlikçi politikalara emanet edilmiş, sorunu çözmek için herhangi bir siyasi, sosyal proje üretilememiştir. Sosyokültürel ve sosyoekonomik nedenler, toplumsal travmalar, insani dramlar oluşturmuştur. Kendisine sürekli düşman üreten, farklılıkları kendisine tehdit olarak gören inkârcı anlayış, çözüm yerine sorunu daha da ağırlaştırmıştır.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, ekranlarının başında bizi izleyen çok kıymetli aziz milletimin fertleri, sevgili vatandaşlarım; AK PARTİ iktidarı, 2002 yılında iktidara geldiğinde, otuz beş yıldır kangren olmuş problemi çözmek için inisiyatif aldı. Daha önceden sadece güvenlikçi anlayışlara, politikalara hasredilmiş terör sorunu siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel birçok yönüyle ele alınmış ve çok ciddi reformlar gerçekleştirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, demokrasi bu dönemde geliştirilmiş, demokratik adımlar ne pahasına olursa olsun, bütün ön kesme çabalarına rağmen duraksamaksızın yapılmıştır. Çünkü biz biliyoruz ki demokrasi ile terör arasında şöyle bir ilişki vardır: Bir ülkede demokrasi geliştikçe, kurumsallaştıkça, teröre olan toplumsal destek azalır ve bu olmuştur. Bugün orada AK PARTİ vardır ve birinci partidir. Bunun nedeni, bizim insana dokunan, insanı yüreğinden yakalayan, insana insan olduğu için kıymet veren anlayışımızdır. Arkadaşlar, bu bütün politikalarımıza en ince ayrıntısına kadar nüfuz etmiştir. Elbette teröristlerle mücadele işin başka bir veçhesidir ve orada da bugün -ülkemizin hangi köşesinde kime, hangi vatandaşımıza sorarsanız sorun- son derece etkili ve çok başarılı bir terörle mücadele şu anda verilmektedir, bir terörle mücadele söz konusudur.
Değerli kardeşlerim, terör sorununu ülkemizin gündeminden çıkarmak için ileri demokrasi hedefini, AB uyum sürecini, demokratik reformları, entegre ve çok boyutlu politikaları biz gerçekleştirdik. 2002 Kasım ayında, evet, biz iktidara geldik ama olağanüstü hâl uygulaması vardı ve son verdik. Daha gelir gelmez ilk icraatlardan birisi, olağanüstü hâl uygulamasına son vermek oldu. Bölgesel geri kalmışlık, ilgisizlik, ayrımcılık ve dışlayıcılığa neden olan etkenleri tespit ederek bu problemleri çözecek proje ve reformları hayata geçirdik. Bunun sonucu olarak da bölgede ekonomi canlandı, yatırımlar artmaya başladı.
Değerli kardeşlerim, değerli milletvekilleri; 1990'lı yıllarda, o dönemde köy boşaltmalar vardı; vatandaşlar, perperişan, yerlerinden, yurtlarından edildi ve gittikleri yerlerde de bunlara el uzatan kimse olmadı. Bunları biz de oralarda bürokrat olarak yaşadık, yaşayarak gördük ama yine, AK PARTİ Hükûmeti iktidara gelince, o 1990'lı yıllarda -kendisi iktidarda değilken- vatandaşlara yapılmış olan bu yanlışlığı gidermek için yasa çıkardı ve terörden zarar görenlerin zararını tazmin etmeye başladı. 3,5 milyar lira bugüne kadar ödeme yaptık bu çerçevede. Bunlar, hafızalarımızı tazelemek için dile getirdiğim konulardır. Yani nereden geldik, neredeyiz değerli kardeşlerim, değerli milletvekilleri.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şimdi terörist boşaltıyor şehirleri, terörist!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Hâlen de, vatandaşlarımızın ekonomik, sosyal durumlarının iyileştirilmesi amacıyla, valiliklerimize, bu çerçevede her yıl bütçeden ödenek gönderilmektedir.
Bu süre zarfında, vatandaşlarımızın devlete olan güvenlerini artırmak ve terörün yıllardır istismar ettiği zemini ortadan kaldırmak için önemli çalışmalar yürüttük.
Ayrımcılığa karşı, demokratik reformlarla temel ve hak özgürlükleri geliştirdik.
Vatandaşımızın önündeki, inanç ve kimliklerinden kaynaklı anlamsız yasakları kaldırdık. O bölgede insanların dindar olduğu bütün her tarafta bilinir. Yani bu, çok dile getirilmiyor; 28 Şubat sürecinde ortaya konan, inançlarımızın önündeki baskıların orada oluşturduğu travmalar, değerli milletvekilleri, çok fazla dile getirilmiyor ama çok önemlidir. Çünkü, o vatandaşlarımız orada dindar insanlardır ve dinlerini yaşamanın, inançlarını gerçekleştirmenin önündeki her türlü yasağa şiddetle tepki göstermişlerdir. Bunu da AK PARTİ kaldırdı. Tabii, vatandaşlarımızın verdikleri oylarla, yaptıkları desteklerle, verdikleri siyasi iradeyle bu gerçekleştirildi. Onun için, emeği geçen herkese, elbette Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı olarak ama bir vatandaş olarak da yürekten teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bu dönemde TRT Şeş yayına başladı, devlet televizyonunda yirmi dört saat yayın yapılmaya başlandı. Biz oraya tayin olup gittiğimizde 2003'tü ve bir türkü söylemek için bile izin istenirdi, bundan biz hayâ ederdik. İşte, bunları kaldırma, bunları ortadan yok etme onuru da bize, bizlere, bu gruba nasip oldu. Farklı dil ve lehçelerde özel kurslar açıldı; "merhaba" denilemiyordu; Diyarbakır Cezaevindeki rezalet herkes tarafından çok iyi bilinir, annesi oğluna "Merhaba, nasılsın?" diyemiyordu kendi dilinde. Arkadaşlar, bu ayıba AK PARTİ hükûmetleri son vermiştir.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ya, bu tarafa bakıp anlatsana!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, yapılan işler daha sonra dünya siyasi tarihinde ders olarak okutulacaktır ve demokrat insanlar tarafından saygıyla selamlanacaktır. Konjonktürel, sığ eleştirilere çok fazla ehemmiyet vermemek lazım.
Farklı dil ve lehçelerde özel kurslar açılmasına, özel radyo ve televizyonlarda yayın yapılmasına, üniversitelerde bölüm açılmasına, farklı dillerin seçmeli ders olarak okutulmasına, siyasi propaganda yapılmasına imkân sağlandı, özel okul açılması mümkün hâle getirildi, ana dilde savunma hakkı tanındı, köy isimlerine konulmuş yasaklar ortadan kaldırıldı; yani değerli milletvekilleri, bir paradigma değişikliği hayata geçirildi, bir sessiz devrim yaşandı bu ülkede. Böylece, terör sorunu ile vatandaşların meşru ve demokratik talepleri birbirinden ayrıldı, tüm toplum kesimlerinin sorunlarına karşı daha duyarlı bir yaklaşım benimsendi, sistemin kendi sorunlarıyla yüzleşmesi, yıllardır konuşulamadığı için daha da büyüyen sorunların açıklıkla konuşulup tartışılması sağlandı. Bu dönemde, terörün istismar ettiği siyasal ve sosyal sorunların üzerine cesaretle gidildi. Reformlar gerçekten büyük bir kararlılıkla hayata geçirildi. Bu sessiz devrime imza atan grup, parti ve Hükûmet sizlerin eseridir, teşekkür ediyorum değerli milletvekilleri. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, sevgili vatandaşlarım; Türkiye ne zaman büyüyüp gelişse önüne her zaman birtakım engeller çıkarılıyor ve birtakım uluslararası aktörler yerli iş birlikçileriyle derhâl faaliyete geçiyorlar ama halkın teveccühünü kazanmış, sorunları başkasına havale etmeden çözme iradesine sahip bir iktidarımız var. Bu iktidara karşı 2000'li yıllarda çeşitli engellemeler oldu; darbe girişimleri oldu, muhtıralar verildi, 367 rezaleti yaşandı ama bunların hiçbiri bizi yolumuzdan alıkoymadı ve biz, Türkiye'nin devraldığı, büyük bir sorun olarak önümüzde duran bu terör sorununa da, değerli milletvekilleri, hiç tereddüt etmeden, ciddi bir inisiyatif alarak yaklaştık ve üzerine gittik. Ama hatırlarsanız, bu konuda da...
2011 yılında, değerli kardeşlerim, yine iktidara geldik vatandaşımızın yüzde 50 oyuyla, derhâl bu meseleye de vaziyet etmek istedik ve "Biz çözeceğiz." dedik. Hemen, Millî İstihbarat Teşkilatına, biliyorsunuz, operasyon gerçekleştirildi. Arkasından, değerli arkadaşlar, değerli kardeşlerim, saygıdeğer milletvekilleri; 2013 yılında, biz yılmadık, yine "Mücadele edeceğiz" dedik, yine "Bu sorunu çözeceğiz" dedik ve projemize devam ettik ama dünya krize girmişken, hatırlayınız, Türkiye'de büyük yatırımların yapıldığı bir ayda ve teröristlerin de 8 Mayıs 2013'te geri çekilmeye başladığı dönemde, üçüncü havalimanının ihalesinin yapıldığı, televizyondan yapıldığı bir dönemde...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - İhaleden bahsediyor! Biz gensoru verdik, siz ihaleden bahsediyorsunuz!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - ...IMF borcunun son taksitinin ödendiği bir dönemde ve üçüncü köprü ihalesinin yapıldığı bir ayda, bütün bunların, 100 milyar dolara yakın büyük bir kalkınma hamlesinin başlatıldığı dönemde hiçbir şey yokken arkadaşlar, değerli milletvekilleri, biliyorsunuz Gezi olayları başladı ve bütün bunlar geri çekilmedi, hepsi akamete uğradı.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Kim akamete uğrattı?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Şimdi, biliyorlar ki Türkiye'de siyasi istikrar olursa Türkiye problemlerini çözer; biliyorlar ki Türkiye'de siyasi istikrar olursa Türkiye kendi meselelerini çözer ve yoluna devam eder, onlar da Türkiye'ye istediklerini yaptıramazlar.
Değerli milletvekilleri, daha sonra da, hatırlayınız, dört dörtlük büyümeler oldu ve yine toparlandık, yine meselenin üzerine gittik. Çünkü, bu Türkiye'nin ayağındaki prangadır, bundan kurtulursak Türkiye'yi 78 milyon insanıyla tutabilecek kimse yoktur, olamayacaktır. Bunun için önüne sürekli engeller çıkarıyorlar, bu sefer de 17-25 Aralık paralel çetenin darbe girişimini yaptılar.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Size paralel onlar, size!
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Yok öyle bir şey ya.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Öyle bir şey yoktu.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Sonra, 6-7 Ekim olayları.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Artan terör olaylarını anlat ya, artan terör olaylarını anlat Sayın Bakan.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Sonra yine toparlandık, yine bu sorunu çözmek için siyasi inisiyatif aldık...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Öyle bir şey yoktu!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - 6-7 Ekim olayları ve bütün...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ankara katliamlarını anlatın, Ankara katliamlarını.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Beyler, siz konuşurken ben orada dinledim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ankara katliamlarını anlatın.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Sizin hoşunuza gidecek laflar etsem biz de yüzde 25'ten yukarı çıkamayız, biz de 11 seçim kaybederiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Gensoruya cevap verin, gensoruya.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Neden dinlemiyorsunuz?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Gensoruya cevap verin.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Yani, siz 11 seçim kaybettiniz, e biz de 2002'den beri her girdiğimiz seçimi kazandık.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hitler de kazanmıştı.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Müsaade edin...
Biz politikalarımızın kime söyleneceğini, kimden onay alacağını biliyoruz. Biz politikalarımızı vatandaşlarımıza anlatıyoruz. Ben buradan vatandaşlarımızın memnuniyetini esas alan şeyler söylüyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Adolf Hitler de kazanmıştı seçimleri.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Onların sandıktaki memnuniyeti, sokaktaki memnuniyeti bütün jakobenlerin ya da herkesin memnuniyetinden bizim için daha önemlidir.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Herkes memnun mu bu terör olaylarından?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Herkes Kilis'e düşen roketlerden memnun mu?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Dolayısıyla, biz politikalarımızı götürdük ve bize yüzde 50 veren vatandaş, e bir de her seçimde iktidara getiren vatandaş sizleri iktidara getirmedi.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - İktidar değil itibar önemli Sayın Bakan, itibar önemli!
ALİ ŞEKER (İstanbul) - İtibar nasıl geri gelecek?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - O bakımdan, bence -tavsiye de etmiyorum, tabii ki siz bilirsiniz ne yapacağınızı ama- biraz bizi dinleseniz sizin yararınıza olabilir.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Aman aman, kalsın!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, son dönemde -tabii, çok hızla gidiyor süre- Orta Doğu'da meydana gelen hadiseler var ve bunun tabii ki ülkemize yansımaları var. Burada teröristlerin, terör örgütlerinin bir organizasyonu, bir koalisyonu söz konusu ve bu terör örgütleri bu koalisyonla saldırıyorlar.
7 Haziran ile 1 Kasım arasını hatırlayınız. Anayasal hükûmet zorunluluğu doğdu bu memlekette. Vatandaşın takdiri öyle oldu. Anayasal hükûmette bile, en ağır terör saldırısının olduğu dönemde, değerli arkadaşlar, kusura bakmayın, ilzam etmek gibi bir derdim yok ama o zaman bile siyasi sorumluluk almaktan kaçınanların, "Bu milletin bu derdiyle ben hemhal olayım, bir yerinden de ben tutayım." demeyenlerin bu meseleyi gece gündüz çözmeye çalışanlara söyleyecek bir sözleri olmamalıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Cinayetlerinize ortak olmadık, cinayetlerinize!
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Yazık ya! Yazık!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, müdahale edin.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Türkiye'ye büyük bir iftira söz konusudur.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Vallahi yazık ya Sayın Bakan!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Türkiye'de AK PARTİ'yi milletin gönlünden silemeyeceklerini anlayanlar uluslararası iş birlikçileriyle beraber tabii, iftiralara başlıyorlar. Bu, DEAŞ meselesi... Zaten PKK terörüyle yıllardır mücadele ediyoruz, en etkili bir şekilde de mücadelemizi sürdürüyoruz ama DEAŞ konusunda da Türkiye'ye güya böyle kurnaz cümlelerle birtakım yaftalamalar yakıştıracaklar ama bize yakışmaz, bize o çamurlar ulaşmaz bile.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - İki dakika kaldı, Dolmabahçe'yi de anlat.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Bakın değerli milletvekilleri, biz, bugüne kadar 128 ülkeden 41.027 yabancıya giriş yasağı koymuşuz bu meselelerle ilgili. Kiminle? Uluslararası, devletlerle iş birliği, öbür devletlerle iş birliği içerisinde. Bu ülkeden, Türkiye'den 96 ülkeden 3.392 yabancı sınır dışı edilmiştir bu meselelerle ilgili.
Görüyorsunuz Belçika'daki meselede de ne kadar ciddi, haklı olduğumuzu ortaya koymuşuz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Belçika'daki olaydan sonra kaç tane bakan istifa etti, biliyor musunuz siz?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Orada, Almanya'da bir seçim kaybeden muhalefet partisinin lideri de, kendileri de istifa etti, İngiltere'de 3 parti istifa etti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Oradaki bakanlar onurlu, onlar istifa etmesini biliyor Sayın Bakan.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Beni konuşturma, senin genel başkanın şurada bak diyor ki...
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Konuşun, konuşun.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - İşte burada: "Ben eğer 26 almazsam istifa edeceğim." Aldı mı? Almadı, duruyor. Ondan önce, yine "Ben -elbette 35 çıtasını yakaladı- istifa ederim 35 almazsam." Etti mi? Etmedi.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Siz kaç kişi ölürse istifa edeceksiniz, daha kaç kişi ölürse istifa edeceksiniz?
BARIŞ YARKADAŞ İstanbul) - İstifa etmeniz için kaç kişinin ölmesi lazım?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Yani orada arkadaşlar...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen konuşmacıya biraz saygılı duralım.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Bakın, bana laf atmazsanız sizin seviye... (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Bakın, biraz önce seviyeli konuşmalar oldu. Ben de burada benim düşüncelerimi aktarıyorum. Laf atmazsanız benden cevap almazsınız ama laf atarsanız altında kalmayız, yani yapmayın arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Sayın Bakan, istifa etmeniz için kaç kişinin ölmesi gerekiyor? Sayı verin sayı, kaç kişi ölürse istifa edeceksiniz? Kaç katliam daha olacak Türkiye'de?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kaç patlama daha olacak?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Şimdi, bunlar doğru değil.
Arkadaşlar, bakın, başka bir rakam vereceğim: Bakınız, DEAŞ'a yönelik bugüne kadar, arkadaşlar, 4.734 kişi gözaltına alınmıştır, bunlar uluslararası örgütlerde de kayıtlıdır, bunlardan 1.772'si yabancıdır. 514'ü yabancı olmak üzere 1.416 kişi tutuklanmıştır. Yani, arkadaşlar, bunların 1.080 kişisi sadece 2016 yılındadır.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Yolgeçen hanı oldu, yolgeçen hanı Türkiye, yolgeçen hanı oldu!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA (Devamla) - Süremiz daralıyor, ben de son olarak şunu söyleyeyim: Sayın grup başkan vekili, tabii, "Allah düşürmesin bu duruma." dedi. Ben de gerçekten 11 seçim kaybederek millet adına söz söyleme durumuna düşmemek için Allah'a dua ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)