| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 14.04.2016 |
MİTHAT SANCAR (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Parlamentonun çalışma saatlerini keyfî bir biçimde düzenlemek, AKP'nin Parlamentoya, Meclise yaklaşımında bugüne kadar sergilediği diğer örneklerin bir başkasıdır, devamıdır. Aslında Parlamentoya, parlamenter sisteme nasıl yaklaştığını biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, bundan birkaç ay önce "Parlamenter sistem artık bekleme odasına alınmıştır." demişti. Açıkça, tabii, Anayasa'yı askıya almak anlamına geliyor ama bunun daha somut anlamı: Parlamenter sistemi askıya almak, Başkanlık sistemine geçinceye kadar Parlamentoyu da işlevsiz kılmaktır. Şimdi, Parlamentonun çalışma saatlerini, gündemini, hepsini keyfî bir biçimde düzenleyerek bu öngörüye, bu hedefe katkı sunmak dışında bir amacı bulunmamaktadır AKP'nin.
Dokunulmazlıklar konusu da bunun bir parçasıdır. Gündeme gelen bütün tartışmalarda nihai hedef, başkanlık sistemine giden yolu döşemektir, sağlam bir biçimde bu yolda ilerlemektir. Bunun adını açık koyalım arkadaşlar, şu an sistemin askıya alındığını açıkça söylemek, darbe yapmak demektir. Darbe illa silahla olmaz; darbe, Meclisi işlevsiz kılarak da yapılır; darbe, siyasetin önünü tıkayarak da yapılır; darbe, siyaseti işlevsizleştirerek de yapılır. Bugün yapılan şey, darbe senaryosunun başka aşamalarını hayata geçirmekten ibarettir.
Bu senaryo, esasen, somut olarak 7 Haziranda uygulamaya konuldu çünkü 7 Haziran, başkanlık heveslerinin, sistemi bu şekilde değiştirme hayallerinin suya düştüğü tarih oldu. 7 Haziranda HDP'yi barajın altında bırakamayınca artık yeni bir senaryoya girişildi. Burada, saray merkezli, etrafında Ergenekon artıkları, derin devlet artıkları, Perinçekler, Kerinçsizler olan yeni bir koalisyon oluştu. Bu koalisyonun tek amacı var: Başkanlık sistemine geçmek. Bu koalisyonu birleştiren tek şey var: Demokratik siyaseti devre dışı bırakmak ve Kürt nefreti. Kürtlerden nefret duyan ne kadar çevre varsa, Kürtlere karşı ırkçılık yapan ne kadar çevre varsa şimdi bu koalisyonun etrafında buluşmuş durumda.
Dokunulmazlıklar da bu çerçevede gündeme getiriliyor. Bu, bir dokunulmazlık tartışması değildir arkadaşlar. Yani, fiilleri ve şahısları tartıştığımız bir gündem değildir şu an içinde bulunduğumuz gündem. Siyaseti askıya alma, Meclisi sadeleştirme, muhalefetsiz bırakma operasyonudur. Bizim Meclis dışına itilmemiz, bu planların hayata geçirilmesi için en önemli adımdır. Bunun için uğraştılar, 7 Haziranda olmadı, barajın altında bırakamadılar; 1 Kasıma giderken her yol denendi, katliamlar, baskınlar, siyasi operasyonlar, hepsi denendi, yine barajın altında bırakamadılar, yine istedikleri sonucu elde edemediler. Şimdi ise dokunulmazlıkları gündeme getiriyorlar. Eğer mesele, gerçekten suç işleyen, suç işlediği konusunda ciddi deliller bulunan, haklarında soruşturma açılmış milletvekillerini takip etmekse bugüne kadar niye beklediniz? Hırsızlık, yolsuzluk, dolandırıcılık ve daha pek çok yüz kızartıcı suç dosyası Meclise geldiğinde bunları neden böyle acele acele gündeme almayı düşünmediniz? Bu, 1994 operasyonunun tekrarıdır, daha beteridir. 1994'te en azından Meclis mekanizmaları işletilmiştir, karma komisyonda görüşmeler yapılmıştır, suçlanan milletvekilleri savunma haklarını kullanmışlardır, Mecliste de bu hakkı kullanmışlardır, en azından bu imkânları vardı ama şimdi getirdiğiniz geçici Anayasa maddesi önerisiyle bütün bu imkânları ortadan kaldırıyorsunuz.
"Kamuoyu baskısı var." diyorlar. Görünen en açık baskı, AKP Grubu üzerinde, parti üzerinde saray baskısıdır. "Kamuoyu infiali var." diyorlar. 17-25 Aralıkta da vardı, diğer dosyalarda da vardı, hiç umurunuzda olmadı. Görünen tek infial, sizin hızlı davranmamanıza kızan sarayın infialidir. Sarayın baskısından, infialinden bunalarak ya da korkarak şimdi geçici madde formülünü gündeme getirdiniz. Nedir bu geçici madde formülü? Bir madde ekleyeceksiniz Anayasa'ya. Sadece bir şey, bir olay, birkaç zaman için geçerli olacak ve bu maddeyle 83'üncü maddeyi, Anayasa'nın kalıcı maddesini askıya alacaksınız. Sadece belli olaylar için askıya alacaksınız, sonra da yine aynen yolunuza devam edeceksiniz. Amacınız eğer dokunulmazlık dosyalarını hızla kaldırmaksa bu konuda sizlere bir öneride de bulunduk: "Anayasa'yı, 83'üncü maddeyi kalıcı bir biçimde değiştirelim ve dokunulmazlık kurumunu kaldıralım." CHP Grubuna da verdik ama maalesef amaç başka, amaç, parlamenter sistemi bütünüyle bitirmek ve başkanlık sistemine geçmek.
Bu konuda zaten 7 Hazirandan sonra AKP'ye büyük destek sunan bir parti var Mecliste. MHP, her durumda, her sıkıştığında saraya ve AKP'ye gerekli desteği sunmakta tereddüt etmemiştir. Hazin olan, Cumhuriyet Halk Partisinin şimdi bu planlara çok açık destek olmasıdır. Darbe planlarına bu kadar açık alet olmayı içlerine nasıl sindireceklerini önce milletvekillerine, sonra kendi tabanlarına, sonra da tarihe açıklamak zorundadırlar.
Darbeye açık yardım ediyor CHP ve bunu, Genel Başkanları Sayın Kılıçdaroğlu'nun ağzından çok açık bir biçimde ifade ediyor, üstelik hayretler içinde bırakan ifadelerle. Anayasa'ya aykırı olduğunu kabul ediyor, halkı kandırmaya yönelik bir öneri olduğunu kabul ediyor ama "Destek olacağız." diyor. Şimdi, bu kadar açık bir tutarsızlık, çelişki hangi sebebe dayanıyor, gerçek sebebi nedir? CHP yönetiminin Türkiye halklarına ve tarihe bu açıklamayı inandırıcı bir biçimde yapma zorunluluğu vardır. Sürekli bizleri AKP'yle iş birliği zannı altında bırakanlar şimdi ne yapıyorlar? Şimdi açıkça Sayın Erdoğan'a şu mesajı veriyorlar: Sen kaygılanma, dertlenme, seni başkan yaptıracağız.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - O kim?
MİTHAT SANCAR (Devamla) - Bunu söyleyen, CHP'dir; bunu söyleyen, Sayın Kılıçdaroğlu'dur. (HDP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) - "Ver özerkliği, al başkanlığı." diye İmralı'da müzakere yapan sizsiniz be!
MİTHAT SANCAR (Devamla) - Çünkü, bu plan, başkanlığa giden yolu açan plandır, darbe planıdır.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Saçmalıyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) - İmralı tutanaklarındaki pazarlığı... Çözüm sürecinin ortakları, sizi gidi!
MİTHAT SANCAR (Devamla) - Başkanlığa giden yolu döşüyorlar ve siz de şimdi başkanlığa giden yolda en son omzu vermek suretiyle bu planların başarıya ulaşmasını sağlıyorsunuz.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Tek kale CHP kalmış. Yapma ya! Yapma ya!
MİTHAT SANCAR (Devamla) - CHP ile AKP'nin bu buluşması, Türkiye halklarının gözünden kaçmayacaktır. Burada CHP'nin kaygısı, büyük ihtimalle, tek demokratik muhalefet partisinin HDP olmasından duyduğu endişedir.
OKTAY VURAL (İzmir) - Hadi ya! Ya, siz gidin, teröre verdiğiniz desteğin hesabını verin!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Dinleyin, dinleyin!
MİTHAT SANCAR (Devamla) - Evet, tek demokratik muhalefet partisi HDP'dir.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ya, in aşağıya, in de bana dokunma ya!
MİTHAT SANCAR (Devamla) - Eğer bir açıklamanız varsa sevgili dostum, CHP sırasında oturan arkadaşıma söylüyorum, lütfen, gelin, açıklayın. Bu, Anayasa'ya aykırı olduğunu, halkı kandırmaya yönelik olduğunu Genel Başkanınızın açıkça söylediği öneriye neden destek veriyorsunuz? Size sunduğumuz Anayasa'yı, 83'üncü maddeyi değiştirme önerisine neden destek vermiyorsunuz? Bütün dokunulmazlıkları kaldırmayı orada da kabul ediyoruz. Bunu açıklayın, biz de inanalım.
Sevgili arkadaşlar, Parlamentoyu devre dışı bırakmayı deneyen çok girişim oldu. Bunlardan sizler de mağdur oldunuz, Türkiye halklarının ve Türkiye'deki siyasi akımların hepsi mağdur oldu.
OKTAY VURAL (İzmir) - Parlamentoyu terk mi ediyorsunuz?
MİTHAT SANCAR (Devamla) - Bu yolu açmanın kimseye hayrı yoktur. Demokrasiyi devre dışı bırakacak bütün oyunları birlikte boşa çıkarmak zorundayız. Buna AK PARTİ'deki vicdanlı demokrat vekiller de izin vermemeli, CHP'deki vekiller de, MHP'deki vekiller de izin vermemeli. Hep birlikte, demokrasiyi askıya almaya yönelen bu oyunu bozmalıyız.
Saygılarımla efendim. (HDP sıralarından alkışlar)