GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 14-20 Nisan Kutlu Doğum Haftası'na ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:73
Tarih:14.04.2016

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Peygamberimiz (SAV)'in dünyayı teşriflerinin yıl dönümünün bir hafta süreyle kutlandığı yeni bir Kutlu Doğum Haftası'nı daha idrak ediyoruz. Bu hafta içerisinde Peygamberimiz'i anmak ve onun mesajlarını anlamak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı bu sene yüce dinimizin tevhit inancı ve vahdet anlayışına dikkat çekmek ve bu konuda bir bilinç oluşturmak maksadıyla Kutlu Doğum Haftası'nda "Hazreti Peygamber, Tevhit ve Vahdet" temasını gündeme taşımış ve bu konu işlenmektedir. "İnsanlığı diriltmek, insanlığı yaşatmak ve yüceltmek için gelin birlik olalım." çağrısıyla Peygamberimiz'in (SAV) ortaya koyduğu örneklik çerçevesinde tevhit ve vahdet konusu bütün yönleriyle ele alınmaktadır. Tevhit, yüce Rabb'imizin varlığını ve birliğini gönülden tasdik etmek ve ona hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. İnsanın yaradılış gaye ve hikmeti tevhide dayanır. Bütün peygamberler tevhit inancını yeryüzünde yaymak ve hâkim kılmak üzere gönderilmişlerdir. Peygamberimiz (SAV) sadece tevhit inancını değil beraberinde vahdet anlayışını da getirmiştir. Bu anlayış ensar ve muhacir arasında zirveye çıkan kardeş olma, birlik olma, bütün olmaya dair en nadide örnekleri insanlığa takdim etmiştir. Bu anlayışla dilleri, renkleri, ırkları farklı ama gayeleri, gönülleri aynı birler bin, binler bir olmuştur. Tevhit sadece bir inanç ve düşünce sistemi değil, bir hayat tarzı, yaşama sevinci olup Rabb'imize, kendimize, çevremize ve kâinata karşı sorumluluğumuzun bilincinde olmaktır. Bu inancın toplumsal hayattaki karşılığı vahdet, kardeşlik, eşitlik, dostluk, sevgi, saygı, adalet, iyilik, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşmadır, birlikte yaşama, ortak değerlere kenetlenme ve ortak ideallere yönelmedir. Vahdet, medeniyetimizin ortaya koyduğu büyük tecrübelerin farkında olmak, birbirimizin mezhebini, meşrebini, ırkını, dilini, coğrafyasını, ideolojisini değil İslam'ın tevhit ve birlik anlayışını esas almakla mümkündür. Birliğe, dirliğe ve huzura giden yolda insanların yüzünü güldürmenin yolu da bundan geçmektedir. "Gelin, birlik olalım, işi kolay kılalım. / Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz. / Bir olalım, iri olalım, diri olalım."

Değerli kardeşlerim, Peygamberimiz'in (SAV) kutlu doğumunda o yüce resulden ben bazı mesajları sizlerle paylaşmak istiyorum, şöyle buyurmuştur o yüce Peygamber: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Müslüman o kimsedir ki elinden ve dilinden başkaları zarar görmez. Faydasız sözleri ve işleri terk etmesi kişinin iyi Müslüman oluşunun alametlerindendir. Kendinize istediğinizi başkaları için de istemedikçe gerçek mümin olamazsınız." Peygamberimiz (SAV)'in getirmiş olduğu Kur'an'daki en temel hükümlerden birisi de şudur: "Haram ve helale dikkat etmeyen dinini ve ırzını koruyamaz. Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir insanı yaşatan bütün insanlığı yaşatmış gibidir."

Peygamberimiz (SAV) Efendimiz'in kutlu doğumlarının seneidevriyesinin hepimize hayırlı olmasını, insanlık âlemine ve İslam âlemine birlik, dirlik, güzellikler getirmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)